Yeni yılın ilk toplantısını Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde yaptık. Türkiye İş Bankası, 1971 yılından beri faaliyet gösteren Bozdoğan Şubesi’ni “Tarım İhtisas Şubesi”ne dönüştürdü.
Yeni yerinde hizmete başlayan şubenin açılışına Türkiye İş Bankası Tarımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Bozdoğan Belediye Başkanı Ufuk Altıntaş, Bozdoğan Kaymakamı İbrahim Gökçe, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Soner Altun, Bozdoğan Ziraat Odası Başkanı Mustafa Galip Özel, Bozdoğan Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ayhan Bostancı ve çok sayıda çiftçi katıldı. İstanbul’dan gelen İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Kerem Akıner ve ekibi, Bozdoğan Şube Müdürü Mehmet Özgür Altındaş gelen konuklarla, çiftçilerle tek tek ilgilenerek ihtisas şubesinin nasıl çalışacağını anlattı.
Açılış sonrasında Prof. Dr. Ünal Evcim hocamızla çiftçilerle sohbet ettik. Sorularını yanıtladık. Daha önce açılışı yapılan Konya Karapınar, Manisa Saruhanlı, İzmir Bayındır ve Antalya Turunçova tarım ihtisas şubesindeki çiftiler de uzaktan bağlantı ile bu sohbete katıldı ve sorular sordu.
Bozdoğan’ın zengin ürün çeşitliliği
Madran suyu ile marka olan Aydın’ın Bozdoğan ilçesi hem bitkisel hem de hayvancılık için çok büyük potansiyele sahip. Zeytin, incir, çam fıstığı, kuzugöbeği (mantar) gibi katma değeri yüksek ihraç ürünlerinin ve buğday, arpa, mısır gibi tahıl ürünlerinin üretildiği Bozdoğan’da süt ve besi hayvancılığının yanı sıra alabalık yetiştiriciliği de yapılıyor.
Kuzugöbeği mantarının ilk kez ticari olarak değerlendirilip ihraç edildiği Bozdoğan, orman ürünleri bakımından da zengin potansiyele sahip, Aydın’ın ilçeleri arasında yılda iki kez patates üretimi yapılan tek ilçe olarak biliniyor.
Göç vermeyen ilçede en önemli geçim kaynağı tarım
Bozdoğan Tarım ve Orman İlçe Müdürü Soner Altun, ilçe nüfusunun yıllardan beri 35-40 bin arasında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu da şunu gösteriyor. Bozdoğan’da tarımla geçim ve gelir elde ediliyor. Kadın çiftçilerimizin bunda büyük katkısı var. İşletme büyüklüklerimizi Türkiye ortalamasının biraz üzerinde.
Bizim iki önemli ürünümüzden söz etmek istiyorum. Bir tanesi incir, diğeri süt. Hayvancılık ilçemizde gelişti. Pamuk üretim alanları makinalı hasat yapılamaması nedeniyle yem üretimine döndü. Kaba yem üretimimiz ilçedeki hayvanlara yetecek düzeyde. Fazlası bile var. Fakat sıkıntı şurada, cebine biraz para koyan her insan mahallelerimize(köylere) gidip süt alabiliyor. Müteahhitlere veya büyük alıcılara süt satıyor. Oysa, sütün kaliteli olması için yerinde soğutulup yerinde toplanması gerekir. Yani bir insanın süt toplayıcısı olabilmesi için meslek standardının oluşturulması ve bir lisans sağlanması gerekir. Eğer senin süt toplama lisansın yoksa toplayamazsın arkadaş demek lazım. Çünkü tek başına gıda olan süt, maalesef toplandığı noktadan işletmeye varıncaya kadar geçen sürede hem insan sağlığı açısından hem de sütün kalitesi bakımından çok değişikliğe uğrar.
İncirde ise hasat dönemlerinde üretici ile işletme arasında “çengelci” adı verilen yani yine cebine para koyup köye gidip ürün alanlar var. Bir miktar para verip ürünü alıyor. Nasıl toplandığı, depo koşulları uygun olmayan bu insanlar ürünleri götürüp işletmelere satıyorlar. Değişken fiyatlar da oluyor. İlk hasat döneminde, ilk ihracat tarihi açıklandığındaki fiyat ile sonrasındaki fiyat farklı oluyor. Bu insanlar hiç emek vermedikleri halde o alandan para kazanıyorlar. Sıkıntı şu, her önüne gelen incir alıcısı da olmasın. Bir uygun deposu yoksa depolayacak veya ürünü alırken koyacak kasaları yoksa bu işe sokulmamalı. Bunlar kayıt altına alınıp öyle saha çıkmalı. O zaman daha değerli olur ürünümüz.”
Herkes üniversite okuyunca tarlada çalışacak eleman bulunamıyor
Bozdoğan Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Suat Toprak, üç konuya dikkat çekti; üretim planlaması, tarımsal sulama ve işçi sorunu.
Tarımda üretim planlamasının gündemde olduğunu belirten Toprak, Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatılmasının ne kadar yanlış olduğunun şimdi daha iyi anlaşıldığını söyledi.
Toprak sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarımda çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Bunun en önemli nedeni 12 yıl kesintisiz eğitim olduğunu düşünüyorum. Her ilde hatta ilçede üniversite açıldı ve vasıfsız üniversiteler bu soruna neden oluyor. İstatistikler bunu gösteriyor. Daha yeni 1 milyon üniversite öğrenicisinin okulu bırakmak zorunda kaldığını okuduk. Türkiye’de yüzde 80’i mezun olduğu bölümde iş bulamıyor. Herkes üniversite mezunu olunca tarımda çalışacak eleman bulamıyoruz. İstihdam sorunu bizim en önemli sorunumuz.”
Barajdan tarlaya kapalı gelen suyla vahşi sulama yapılıyor
Günümüzün en önemli sorunu iklim değişikliği ve su sorunu. Tarım bundan en çok etkilenen sektör. Bozdağan’ın bir şansı Kemer Barajı’nın olması. Baraj, 420 milyon metreküp su kapasitesine sahip. Ona bağlı olarak kanalımız var. Kod sistemi nedeniyle her tarlada, her parselin başına kadar gelmiş kapalı sistem suyumuz var. Basıncı da 2-3 bar seviyesinde. Modern sulama için yeterli basınç. Bu tür modern sulamalarda en önemli konu enerji. Bulunduğu kod seviyesi nedeniyle bizim enerjiye de ihtiyacımız yok. Devlet sulamada parsel bazlı destek veriyor. Biz diyoruz ki parsel bazlı olmasın bölgesel bazlı olsun. Bu pilot bir uygulama olsun. O zaman bu suyu en verimli biçimde değerlendirmiş oluruz.”
Bitki değil, toprak sulanıyor
İlçe Tarım ve Orman Müdürü Soner Altun, bu konunun çok önemli olduğunu belirterek araya girdi ve şunları anlattı: “İlçemizdeki Kemer Barajı, Söke Ovası’na kadar, Aydın’daki Menderes havzasını sulayan bir baraj. Fakat burada biz basınçlı sulamayı salma sulama olarak veriyoruz. Bizim kendi basit hesaplamamıza göre, Bozdoğan’a verilen suyun 7/1’i (yedide biri) ile sulama yapabiliriz. Yıl boyu hidrantlarımızda (toplu basınçlı sulama sistemlerinde, basınçlı boru ağı üzerine yerleştirilen ve tarım işletmelerindeki bireysel yağmurlama ya da damla sulama sistemlerine farklı basınç ve debiye sahip olabilecek noktalarda tüm kullanıcıların eşit ya da benzer şartlarda su almalarını sağlayan araçlar, su israfının önüne geçilmesini sağlar) suyumuz olacaktır. Buna göre ürün desenimiz şekillenecektir. Biz bunu Devlet Su İşleri (DSİ) yetkililerine de anlattık. Yani kapalı sistemle sulama yapmak istiyoruz. Bu konuda Bozdoğan pilot uygulama bölgesi ilan edilsin dedik. Devlet Su İşleri yetkilileri ‘biz bunu Bozdoğan’da yaparsak ve diğer ilçelerimizde yapamazsak sıkıntı olur, bunu yapmak 10-15 yıl ister’ dediler. Biz de diyoruz ki bu Bozdoğan’da başlarsa diğer ilçelere Aydın Ovası’na yayılır. Biz burada bitkiyi sulamak yerine toprağı suluyoruz. Toprağı sulayınca buharlaşmaya neden oluyoruz o buharlaşma diğer ürünlere de zarar veriyor. Hâlbuki pilot bir uygulama ile tüm parsellerde yağmurlama ya da damla sulama yapıp çiftçiye yine yüzde 50 destek verilebilir. Yüzde 50’si de 5 yıla yayılarak ödemesi alınabilir. Bu bir ihale ile yapılabilir. O zaman buna herkes katılır. Tarlaya kadar kapalı sistemle su geliyor o suyla salma vahşi sulama yapılıyor. Üstelik enerji maliyeti artıyor. Öbür türlü enerji maliyeti de olmayacak.”
Vahşi sulama dolaylı olarak zeytin ve incire zarar veriyor
Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Suat Toprak yeniden söz alarak: “İlçe müdürümüzün de söylediği gibi biz toprağı suluyoruz. Bu sulama ile buharlaşmayı artırıyoruz. Buharlaşma artınca zeytinliklerde verim azalıyor. İncirin en büyük düşmanı nem. Düzensiz yağmurlar oluyor halkalı leke hastalığı yayılıyor. Zeytinde iki üç yılda bir ancak verim alabiliyoruz. Çiftçi diyor ki ben dekar başına sulama parası ödüyorum. Hâlbuki saat konulsa miktar bazında ödeme olsa çok büyük su tasarrufu olur ve vahşi sulamanın da yarattığı olumsuzluklar ortadan kalkar. Çiftçinin maliyeti da azalmış olur.” görüşünü dile getirdi.
En büyük tehdit Akdeniz meyve sineği
Bir üretici ise bölgenin en önemli sorunlarından birisinin Akdeniz meyve sineği olduğunu belirterek şunları anlattı: “Akdeniz meyve sineği ile toplu mücadele edilmez ise seneye bu memlekette ciddi bir meyve kaybı olacak. Bu ferdi bir mücadeleyle çözülecek bir sorun değil. Ayrıca bu sorun devlet yetkililerine Tarım Bakanlığına iletilmeli. Bu yıl narenciye başta olmak üzere incirde, zeytinde kurtsuz ürün yok gibi. Şu anda yaptığımız bahçe kontrollerinde de görüyoruz ki, küresel ısınmanın da etkisi ile, çünkü kış çok soğuk olunca sinek çok olmuyor. Ama görüyoruz ki, Akdeniz meyve sineği üreticinin en büyük sıkıntısı olacak. Devletin de üretim kaybı olacak. Bu nedenle bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.”
Akdeniz Meyve Sineği ile ilgili daha önce çok yazılar yazdım. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) 2010 yılında yayınladığı raporda “Akdeniz Meyve Sineği İle Mücadelede Nükleer Tekniklerin Kullanılması” başlığı altında “kısır sinek metodu” uygulaması ayrıntılı olarak ele alınıyor. Bu konuda bir tesisin kurulması ve kısır sinek-böcek üretilerek doğaya salınması ile Akdeniz meyve sineği ile etkin mücadele edilmesi öneriliyor. Birçok ülkenin bu sorunla kısır sinekle başa çıktığı biliniyor.
Çam fıstığı tüketimi artırılmalı
Söz alan diğer çiftçiler çam fıstığının fiyatlanması konusunda mağdur olduklarını bu nedenle geçen sene ürün satamadıklarını dile getirdi. Bozdoğan’da üretilen çam fıstığı İzmir’de veya Aydın Koçarlı’da değerlendiriliyor. Şimdi belediye bir işleme tesisi kuruyor. İç tüketim çok az. Tüketimin artırılması için çalışma yapılması isteniyor. Bu çalışmalar yapılmazsa zamanla bu ürünün kaybolacağı endişesi var.
Pamuk fiyatı artar mı?
Saruhanlı’dan uzaktan bağlantı ile bir çiftçi “pamuk fiyatlarında kısa sürede bir artış olabilir mi?” diye sorunca Ulusal Pamuk Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Ünal Evcim kısa sürede bir fiyat artışı beklenmediğini, dünya genelinde olağanüstü stok olduğunu ve fiyat artışı ile ilgili bir işaret olmadığını söyledi.
Yem üreticisi Selçuk Saraçoğlu ise Toprak Mahsulleri Ofisi’nin geçen yıl olduğu gibi regülasyon amaçlı uygun fiyata arpa ve buğday satışı yapıp yapmayacağını sordu. Üreticinin elinden çıktıktan sonra fiyatların hızlıca arttığını ve arpanın kilosunun 15 günde 6 liradan 8 liraya çıktığını hatırlattı. Toprak Mahsulleri Ofisi daha önce bu yıl regülasyon amacıyla düşük fiyata arpa, buğday satışı yapmayacağını açıklamıştı. Fakat depolarında da ciddi miktarda ürün var. Yeni sezona kadar bu ürün nasıl satılacak? Önümüzdeki günlerde daha net görülecektir.
Aydın Bozdoğan’da hayvancılık ve incir yetiştiriciliği çok önemli. Hayvancılıkta damızlık ithalatını durduracak projeyi ve incirde endişe verici gelişmeleri de yarın yazacağım.
İş Bankası 100. yılında tarım ihtisas şubelerini 55’e çıkarıyor
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, dünya genelinde artan nüfusa karşın tarım sektörünün milli gelir ve istihdam içindeki payının azaldığını, nüfusu artan Türkiye’de de gıda ihtiyacının karşılanması, katma değerli ürün üretimi ve sürdürülebilir tarımın gittikçe önem kazandığını dile getirdi. Sezgin Yılmaz, tarım ihtisas şubelerini tarımın dijital dönüşümünün finansmanına odaklanan, finansal danışmanlığın yanı sıra dijitalleşme, ziraat ve ekoloji alanlarında da bilgiler sunan, sektörün paydaşlarını bir araya getiren bilgi yayım merkezleri olarak gördüklerini belirtti.
İş Bankası’nın tarıma bakışının finansmandan ibaret olmadığını belirten Yılmaz, ‘Çiftçilerimizin finansal olarak desteklenmesinin yanı sıra yenilikçi tarım yöntemlerinden, teknolojinin son imkânlarından faydalanması, bu yolla verim artışı sağlanması üretim maliyetlerinin azaltılması, sürdürülebilir tarımsal üretim ve çiftçilerimizin sürdürülebilir gelir elde etmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu anlayışla tarım ihtisas şubelerimizin sayısını 2023 yılında 24’e çıkarmıştık. Bankamızın 100’üncü yaşını kutlayacağımız 2024 yılında bu sayıyı 55’e çıkarmayı hedefliyoruz.’ dedi.
Bozdoğan’ın toprağı altın değerinde
Bozdoğan Kaymakamı İbrahim Gökçe, tarımın eski toplumlardan beri stratejik öneme sahip olduğunu belirterek: “Tarım medeniyetimizin temelini oluşturuyor. Tarımın, toprağın kontrolü sadece ekip biçmek değil, gelecek kuşaklara sürdürülebilir bir şekilde aktarmaktır. Toprağı altın değerinde olan Bozdoğan’da İş Bankası’nın buradaki şubesini tarım ihtisas şubesine dönüştürmesi çok yerinde bir karar oldu” dedi.