Türkiye’de iş gücü, çalışanların gelir ve yaşam standartlarına göre adeta renkli bir yelpazeye ayrılıyor. “Mavi yaka” ve “beyaz yaka” gibi klasik terimlerin yanına siyah, lacivert, açık mavi, kirli beyaz, yeşil, pembe, altın, gri ve kırmızı gibi yeni tanımlar eklendi. Bu yazıda 2025 itibarıyla farklı yaka profillerini, gelir ve yaşam koşulları açısından sade bir dille ele alıyoruz.
Nasıl Bir İK programımızın bu haftaki konuğu MasterCamp Yönetici Ortağı Hasan Gümen. Hasan Bey ile Astronomer CEO Krizi hakkında konuştuk.
Genelde yayın öncesi konukların nabzı yükselir. İçlerinde fokurdayan heyecan volkanı, dışarıya ter damlaları olarak süzülmeye başlar. Heyecan daha da artarsa, kendisine bakan kamera objektifleri birer tüfek namlusu gibi görünmeye başlar.
Kurum içinde çalışanlar çoğu zaman her detaya hâkim olmaz. Ne konuşmalar duyulur, ne e-postalar görülür. Ama adalet duygusu, tıpkı hava gibi hissedilir. Bir terfi açıklandığında, o kişinin gerçekten hak ettiğine inanmak isteriz. Çünkü hak etmenin mümkün olmadığı bir yerde çalışmanın anlamı da yoktur.
Nasıl Bir İK programımızın bu haftaki konuğu Global Payroll Alliance (GPA) CEO'su Melanie Pizzey. Melanie Hanım ile 2025 ve sonrasında global bordro hakkında konuştuk.
Eskiden daha çok idari işler ve personel yönetimiyle anılan insan kaynakları, artık şirket stratejisine yön veren ve çalışan deneyimini şekillendiren kritik bir alan haline geldi.
Yaşam beklentisi arttı, emeklilik sistemleri daraldı. Türkiye dahil birçok ülkede sosyal güvenlik sistemleri artık maaş değil, tansiyon yönetiyor. Çünkü denklem artık çalışmıyor: Gençler sisteme girmiyor, yaşlılar sistemden çıkamıyor.
Nasıl Bir İK programımızın bu haftaki konuğu HRS Partners Kurucusu Ayça Ayhan. Ayça Hanım ile çalışan hakları ve bordro şeffaflığı hakkında konuştuk.
Babamı normalde çok severim ama sevmediğim özellikleri de var elbette… Bu sevmediğim özellikleri ilk gençlik yıllarımda fark etmiş ve “Ben asla böyle olmayacağım” demiştim. Aradan insan ömrü için bile kısa bir zaman geçti ve 30’larımın ortalarına yaklaşırken bu sevmediğim birçok özelliği kendimde görmeye başladım. İlk zamanlar direnmiş, “Hayır, aslında öyle yapmak istemedim” diyerek kendime türlü bahaneler bulmuştum.