Osman Boyner, iş yaşamında şövalye kuşağının son temsilcilerindendi. Toplumdan alırken toplumla paylaşmayı ilke edinen bir kuşaktan geliyordu. Altınyıldız ile tekstil sanayisini dünya çapında tanıtan belki de ilk isimdi. Beymen ile erkek giyimin sembolü olurken, Türkiye’de giyim modasını yaratan sayısız girişime örnek ve ilham kaynağı oldu. Bilgisini paylaştı, kimilerine sermaye, kimilerine cesaret verdi. Tekstil ve hazır giyimde ülkemizin marka olmasına unutulmaz katkılar sundu. “Büyürken küçüldü”; dünya çapında bir sanayici şapkasını giydiği zamanlarda bile mütevazılığını ve zarafetini hep korudu. TÜSİAD’ın ve İstanbul Sanayi Odası’nın kuruluş harcını karanlar arasındaydı. İşçilerine sosyal konutlar inşa ederken dua aldı, kültür ve sanatı yücelten faaliyetlerde etkin rol oynadı. Boyner Yayınları ile yazın dünyasına parlak bir marka kazandırdı.

tekstil sanayimizi kurduğu fabrikalarla dünyaya tanıtan ilk iş insanı oldu
"1952 yılında hayatını birleştirdiği Ayten Sadıkoğlu ile mutlu bir ömür süren Osman Boyner, Türkiye’nin en modern tekstil tesisi olarak kurulan ve üretim kalitesini bugün de devam ettiren Altınyıldız ürünlerini 1956’dan itibaren ihracata da yöneltti. Osman Boyner, 1972’de kurduğu Beymen ile erkek giyimin ilk markasını yarattı.
İş yaşamının duayeni, tekstil sektörünün öncüsü, Boyner Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Osman Boyner, 25 Nisan 2025’te hayata veda etti. 1952 yılında, 26 yaşında kurduğu Altınyıldız Mensucat ile kumaşta yüksek kalite anlayışını ortaya koyan ve ihracatın önünü açan Osman Boyner, 1971 yılında hizmete giren Beymen ile fabrika üretiminde moda kavramını ilk uygulayan isimlerden oldu. 1970’li yıllarda Vakko kadın giyimde simgeleşirken, Beymen erkek giyimin sembol markası unvanını yıllarca tek başına taşıdı.
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 12 kurucusu arasında yer alan Osman Boyner, derneğin ilk dönemlerinde yönetiminde bulundu ve yaşayan son kurucu isimdi. İstanbul Sanayi Odası’nın on yıllarca “akil” isimlerinden biri olan Boyner, 99 yıllık ömründe pek çok başarıya imza attı, iş insanlarına yol gösterici ve ilham kaynağı oldu. Zarafeti, alçakgönüllülüğü ve döneminin dayanışma ruhunu yansıtan paylaşımcı yapısıyla iş yaşamında özel bir yer edindi.
boynueğrizadeler’den boyner’e
Osman Boyner, Cumhuriyet’in ilk nesil girişimcilerindendi. Kastamonu’nun Tosya ilçesinde, 11 Temmuz 1926’ta dünyaya geldi. Ailesi, çeltik tarımı ve moher yün olarak bilinen tiftik keçisi yününden ticaretle uğraşıyordu. Dedesi Hacı Osman Boyner, Kastamonu dışına taşan işlerini oğulları İsmail, Fazlı ve Hasan Ruşen (Osman Boyner’in babası) ile birlikte yürütüyordu. Kastamonu’da 300 yılı aşan geçmişiyle Boynueğrizadeler olarak anılan ailesinin soyadı, Hacı Osman Boyner tarafından 1934’teki Soyadı Kanunu sonrası “Boyner” olarak belirlendi.
Dede Hacı Osman Bey, ortaklarından ayrılarak 1938’de işlerini İstanbul’a taşıdı ve ailesine yeni bir gelecek inşa etti. Hasan Ruşen ve İsmail Boyner, İstanbul Sirkeci’de önce Dördüncü Vakıf Han, ardından Yeni Valide Han’ın dördüncü katındaki yazıhanede ticaret ve ihracat işlerini sürdürdü. Babası Hasan Ruşen’in yanında ticareti öğrenen Ali Osman Boyner, Sultanahmet Ticaret Lisesi’ni ve Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi’ni bitirdikten sonra aile işinde kolları sıvadı.
kayınpederi ile ortaklık kurdu
1952 yılında evlendiği Ayten Hanım’ın babası Ahmet Sadıkoğlu, o dönemde Bahariye Mensucat şirketinde Topbaş ailesiyle ortaktı. Sadıkoğlu, Topbaşlarla anlaşamayınca hissesini 750 bin liraya sattı ve damadı Osman’la yeni bir fabrika kurma kararı aldı. Türkiye’nin sanayileşme döneminde, pek çok ilk adım İstanbul’da şekilleniyordu. 26 yaşındaki Boyner’in heyecanıyla hızla ilerleyen yatırımda aile, fabrika için o dönemin önemli sanayi bölgesi Haliç’te bir arsa satın aldı. Şirketin adı, 19’uncu yüzyılın sonunda İstanbul’da kurulmuş ve tasfiye edilmiş bir Fransız şirketinden esinlenilerek “Altınyıldız” olarak belirlendi.
İHRACATTA DA ÖNDER OLDU
Kayınpeder ve damat, yarı yarıya ortak olarak 26 Ocak 1952’de 1,5 milyon lira sermaye ile Altınyıldız Mensucat’ın temellerini attı. Osman Boyner, o günleri şöyle anlatıyor: “İşe başladık, ancak makinelerin alınması gerekiyordu. O dönemde Doğu Almanya dışında makine fiyatları çok pahalıydı. Makineleri tütün karşılığı aldık. Türkiye’de Kapa tütünü denilen bir tütün vardı; içeride satılmıyordu ve bir yıl daha beklese yakılacaktı. Aracılarla bu tütünü Doğu Almanya’ya gönderdik, karşılığında makineleri aldık. İlk montaj bittiğinde, o yılın ekim ayının sonunda ham yünden mamul iplik makinelerden çıktı.”
Altınyıldız Mensucat, yıllık 750 bin metre yünlü kumaş kapasitesiyle üretime başladı ve piyasaya yün iplik de sundu. İsveç’e yapılan ilk moher iplik ihracatı, Boynerlere dış pazarlara açılma kararı aldırırken, dünya standartlarının yakından izlenmesi gerektiğini öğretti. Osman Boyner, sonraki kuşaklara aktaracağı pek çok deneyimi 1956'da ihracata başladığı Altınyıldız ile kazandı.
“ne işin var terzilikte?”
1960’lı yılların başında dünyada hazır giyim dönemi başlamıştı. Çalışma hayatının yoğunluğu içinde insanlar, terzilerde prova ve dikim süreçleriyle uğraşmak istemiyordu. Türkiye’de ise kumaş alınıp terzilere diktiriliyor veya tüccar terzilerde kumaş seçilip dikim yapılıyordu. Osman Boyner, hazır giyimin Türkiye’de yaygınlaşacağını öngörerek bu alana girmeye karar verdi. Ancak kayınpederi ve ortakları, “Ne işin var terzilikte, sen kumaşını sat” diyerek karşı çıktı. Boyner, bu uyarılara rağmen modacı Kerim Kerimol ile iş birliği yaparak hazır giyim imalatı için hazırlıklara başladı. Almanya’daki mağazaları gezip takım elbiseleri denedi, ancak hiçbirini beğenmedi. Aradığını İtalya’da, ünlü modaevi sahibi Silvano Corsini’nin mağazalarında buldu.
Corsini ile tanışan Boyner, işin inceliklerini öğrendi ve çevresindekileri ikna ederek giyim modasına yön verecek bir konfeksiyon fabrikasının hazırlıklarına başladı. 1972’de faaliyete geçen Beymen, modern ve yüksek üretim yapısıyla Altınyıldız’a katıldı. İlk hazır giyim ürünleri Şişli’de açılan bir mağazada satışa sunuldu. Takım elbiseler, Osman Bey’in beklentilerine uygun olarak yüksek satış rakamlarına ulaştı. İngilizce ve Türkçe anlamların birleşiminden oluşan “Beymen” markası, erkek giyimin tartışmasız öncüsü ve yıllar içinde efsaneleşen bir isim oldu.
Beymen mağazaları daha sonra Anadolu ve Trakya’nın diğer kentlerinde de açıldı. Altınyıldız tesisleri, 1976’da İstanbul Yenibosna’daki yeni tesislerine taşındı; üretim kapasitesi kumaşta 10 milyon metreye, hazır giyimde ise 2,2 milyon adede yükseldi. Osman Boyner’in güçlü üretim yapısı kadar yol gösterici ve “ağabey” tavrı, pek çok iş insanına girişimlerinde destek oldu. Tekstil, hazır giyim ve perakende sektörlerinin kurallarının yazılmasında büyük pay sahibiydi. Mütevazı yaşamı, sosyal projeleri, hayır işleri, kültür ve sanat faaliyetleriyle öne çıkan Osman Boyner, 1990’lardan itibaren aktif iş yaşamındaki hızını azalttı ve oğlu Cem Boyner’in önderliğinde büyüyen Boyner Holding’in önünü açtı.
kurucularından olduğu tüsiad’da oğlu ve gelinine de ilham verdi
Osman Boyner, 2 Nisan 1971’de faaliyete geçen Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 12 kurucusu arasında yer aldı. Yaşayan son kurucu isim olan Osman Boyner, TÜSİAD’taki öncü faaliyetleriyle oğlu Cem Boyner’e ve gelini Ümit Boyner’e ilham verdi. Cem Boyner 1989-1990, Ümit Boyner ise 2010-2012 yıllarında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüttü.
boyner markasını yayıncılığa da taşıdı
Osman Boyner’in Altınyıldız ile başlattığı, Beymen ile zirveye taşıdığı marka yolculuğu, yayın dünyasında Boyner Yayınları ile devam ediyor.
Boyner Yayınları, Boyner Grup’un fark yaratma arzusu, vizyoner bakış açısı ve yaratıcılığı besleyen değerlerinin en somut örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Osman Boyner, yalnızca ticari başarılarıyla değil, topluma katkı sağlama arzusu ve ileri görüşlü yaklaşımıyla da anılıyor. Yayınevinin hikâyesi, 1990’lı yıllarda Türkiye’de kişisel gelişim ve iş dünyası yayınlarının henüz yaygın olmadığı bir dönemde, Boyner Grup üst yönetiminin yurtdışı seyahatlerinde edindiği kitapların önemli bölümlerini Türkçeye çevirterek çalışanlarıyla paylaşmasıyla başladı. Bu girişim, bilginin yalnızca şirket içinde değil, toplumun geneline yayılması hedefiyle Boyner Yayınları’nın temellerini attı.
Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi Elif Ateşok Şatıroğlu, o dönemi şöyle anlatıyor:
“Çalışanlarımızdan aldığımız geri dönüşler muazzamdı. Gösterdikleri ilgi hem bizi heyecanlandırdı hem de bu alandaki boşluğu dolduracak önemli bir iş yaptığımızı fark ettik. Bu yüzden sadece çalışanlarımızın değil, tüm toplumun bu kitaplara erişmesini hedefledik ve Boyner Yayınları’nı kurduk. Bugün, geleneksel yayıncılığa ek olarak Boyner Grup’un vizyonu ve yenilikçi bakış açısıyla e-kitap ve sesli kitap çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu alanı bir sosyal sorumluluk meselesi olarak görüyoruz. Özellikle gençlerin geleceği tasarladığı bir dönemde, dijital dünyanın kitapların yerini aldığı bu çağda, eğitimin ve kişisel gelişimin daha iyi bir dünya yaratmak için en önemli unsur olduğunu biliyoruz. Boyner Grup kültüründen aldığımız güçle, kitaplarımız aracılığıyla toplumda pozitif değişiklik yaratma misyonunu üstleniyoruz. Amacımız, yayınlarımızla düşünen, gelişen ve aydınlık bir toplumun oluşmasına katkı sağlamak.”
Boyner Yayınları, kişisel gelişim ve iş dünyası kategorilerinde önemli eserleri Türkçeye kazandırarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. O dönemde Türkiye’de bu tür yayınlara duyulan ihtiyaç, yayınevinin önemini artırdı. Kitaplar, Beymen mağazaları ve o dönemde “Çarşı Mağazaları” olarak bilinen satış noktalarında okuyucularla buluştu. Dünyadaki En Büyük Satıcı, Tongue Fu ve Alışkanlıkların Gücü gibi uluslararası çok satan eserler, yayınevinin tanınırlığını pekiştirdi. 2010 yılında Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Cem Boyner, yayıncılık faaliyetlerini Boyner Grup’un vizyonuyla uyumlu şekilde yönlendirerek yayınevinin gelişiminde rol oynadı. Yayınevi, yalnızca ticari bir faaliyet olmanın ötesine geçerek toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etti. Kitap okuma alışkanlığını yaygınlaştırmayı ve bilgiyi toplumun her kesimine ulaştırmayı misyon edindi. Boyner Yayınları’nın büyümesi, Boyner Grup’un “sürdürülebilir iyilik modeli”ne olan bağlılığıyla paralel ilerledi. Şatıroğlu, bu yaklaşımı şöyle ifade ediyor:
“Boyner Grup için hayata değer katma misyonu, sadece alışveriş deneyimi ve müşteri mutluluğuyla sınırlı değil. Odağımızda, tüm toplumsal yaşama fayda sağlamak ve sürdürülebilir iyilik modeliyle hayatın her alanına dokunmak var. Boyner Yayınları’nın stratejisinin temelini de bu anlayış oluşturuyor.”
Geçtiğimiz yıl 25. yaşını kutlayan Boyner Yayınları, yeni bir döneme adım attı. Kişisel gelişim, kültür-sanat, bilim, ekonomi, satış ve pazarlama gibi kurgu dışı alanlardaki yayınlarını güçlendiren yayınevi, portföyüne anı, biyografi ve uluslararası çok satan iş dünyası kitaplarını da ekledi. Boyner Yayıncılık Genel Yayın Direktörü Zeynep Erkut Çelik, yayınevinin vizyonunu şöyle özetliyor:
“Kitaplarımızla okurlarına ilham vermeyi, onları düşünmeye teşvik etmeyi ve hayatlarına değer katmayı hedefliyoruz. Teknolojinin sunduğu kolaylıklar arasında, kitapların hâlâ öğreteceği çok şey olduğuna inanıyoruz. Türkiye, dünyada kitap hediye etme sıralamasında 140. sırada yer alıyor. Kitap okuma alışkanlığını hem çocuklarımıza hem de birbirimize aşılamamız büyük önem taşıyor.”
Boyner Yayınları, kitap üretim süreçlerinde çevreye duyarlı yaklaşımlar benimseyerek içerik ve üretim biçimiyle fark yaratmayı amaçlıyor. Bu vizyon, Osman Boyner’in çevreye ve topluma duyarlı iş yapma anlayışının, Cem Boyner’in liderliğinde sürdürüldüğünü gösteriyor. Bugün 70’in üzerinde eseriyle Türk yayıncılık sahnesinde özel bir yer edinen Boyner Yayınları, bilgiyi topluma yayma misyonunu kararlılıkla sürdürüyor.
sosyal konuta önderlik yaptı, işçisi cenazesine otobüs tutarak katıldı
Osman Boyner, sevenleri tarafından 26 Nisan günü düzenlenen cenaze merasiminin ardından İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Cenazesine İstanbul Valisi Davut Gül, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Ali Osman Boyner'in ailesi, yakınları, iş dünyasından isimler, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı. Cenazeye katılanlar arasında holding çalışanları ve çok sayıda emekli işçi de vardı. Osman Boyner, Altınyıldız fabrikası işçilerine yönelik konut projesine önderliği ile de takdir toplamıştı. Altınyıldız'ın İstanbul Yenibosna'daki tesislerinin hemen yanında kuruluşuna destek olduğu kooperatif vasıtasıyla 1973 ve 1983 yıllarında 500'ün üzerinde konut inşa edildi. Sosyal konut projesi, Beylikdüzü'nde de hayata geçirilirken, çok sayıda şirkete de benzeri projeler için örnek oldu. Fabrikaların bulunduğu bölgelerde ve konut sitelerinde oturan emekli personel, otobüs tutarak Osman Boyner'in cenazesinde hazır bulundu.