Merkez Bankası son bir ayda 50 milyar dolara yakın rezerv kaybetti. Tüm amaç Türk parasının çok hızlı değer yitirmesini önlemekti. Buna rağmen Türk parasındaki değer kaybının önüne ancak bir ölçüde geçilebildi. Mart ayı ortalaması ile bu ayın ilk üç haftasına kadar olan dönemin ortalaması kıyaslandığında dolar yüzde 2,6, euro yüzde 5,9, sepet kur ise yüzde 4,3 değer kazandı. Ay sonuna kadar bu oranlar daha da büyüyecek; en azından mevcut gidişata göre eurodaki değerlenme daha da hızlanacak. Dolar ve euro değer kazanıyor kazanmaya ama daha çok değerlenenin euro olması bir anlamda teselli. Türkiye ithalatının önemli bir bölümünü dolar cinsinden yaptığı için ithalat maliyetleri görece az artıyor. Diğer taraftan ise özellikle AB bölgesine yapılan ihracatın euro cinsinden olması ihracatçıya bir anlamda nefes aldıran bir etki yapıyor. Dış ticaret boyutu bir yana... Doların, en azından eurodan daha az değer kazanması bir yana... Sonuçta Türk parası değer kaybediyor, hem de son dönemlerde görülmedik ölçüde değer kaybediyor ve bunun fiyatlar üstünde baskı oluşturmamasını herhalde kimse beklemiyor.
Bir ayda BIST 100 %13,7 düştü bankalara etkisi %33’ü buldu
Trump, Amerika’nın en güçlü kaynaklarından birini zayıflatıyor
Vergiler konusunda bir noktada geri adım atılacağına inananların öngöremedikleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan sistemi Trump’ın sallaması oldu.
Stellantis Türkiye’nin Tofaş’a devri, yalnızca bir iş ortaklığı değil, adeta bir yeniden canlandırma girişimi gibi görünüyor. Son dönemde savunma refleksleri zorlanan Tofaş, Stelladis devralmasıyla yeni bir öykü yazmaya hazırlanıyor.
Trump’ın yükselttiği gümrük duvarı, Çin’i Türkiye’de yeni üretim işbirliğine yöneltiyor