Sürprizlerle dolu eylül ayını geride bırakıyoruz. Genel global risk iştahının son 1 haftaya dek yüksek seyrettiği bu süreçte, yerel varlıkların ise ‘frekansı yüksek işlemlere’ sahne oluşu bir kez daha yakından izlendi. Özellikle son dönemeçte siyasi cephenin bu kez dış ayağına yönelik beklentiler, varlık fiyatlamalarını yakından etkiledi. Ekim fiyatlamalarının başlıkları hepimiz için biraz daha farklılaşma riski taşıyor.
Kısaca nereden geldiğimizi hatırlayalım. Eylül, ABD’ye yönelik hisse yatırımı yapan kesim açısından ortalamaların her zaman çalışmayacağı fikrinin hatırlanmasına imkan tanıdı. 1970’lerden bu yana Amerikan hisse senetlerinin Eylül’ü zayıf geçirdiği fikri, ilk 3 haftaya ait işlemlerle ‘şimdilik’ rafa kaldı. Global hisse senetleri ABD dahil sepette, hariç çekirdek sepette ve gelişmekte olan ülke varlıklarında, Eylül’ün ilk 3 haftası direnci yüksek pozitif ortamda geçti. Burada ana etkenlerden birisi, zayıf Amerikan doları temasıydı. Bir diğeri, Fed’e yönelik beklentiler. Değerli metaller kısmına yönelik hangi değerlendirmenin neresinden başlayacağımız ve hangisinin ne kadar sağlıklı olduğuna karar verme noktasını geçtiğimiz kanaatindeyim. Farklı bir tema ve fiyatlama söz konusu. Kanaatim, tek bir doğrunun çalışmadığı bir fiyatlama ortamı olduğu. Zayıf USD teması bir etken. Keza tahvil faizlerinin belirli seviyelerde patika yapması. Bol bol konuştuğumuz jeopolitik riskler de değişen ABD siyasetine yönelik beklentiler de. Yine aynı şekilde merkez bankalarının alımları da, uzun yılların ardından piyasaya geri dönüş yapan ETF’lerin etkisi de. Net şekilde görüldüğü üzere, her şeyden biraz durumu.
Ekim için yurt dışı ve içeride farklı başlıklarımız var. Farkındalığı yüksek tutmak önemli. Dışarıda, bir miktar Amerikan hükümetinin kapanma riski ile başlıyoruz. Bunun yanında, ABD makro veri seti uzun bir süre bizimle olacak. Gelmesi muhtemel her güçlü veri, Fed beklentisi ile şekillenen fiyatlamaları değiştirecek, daha volatil yapacak. İçeride ise, ilk gündem maddemiz, yükselmesi beklenen Eylül enflasyonu. Uzun dönem ortalamalarından ne ölçekte sapacağı merak konusu. PPK metninde yapılan değişiklikle ara hedeflerin para politikası beklentilerinde artan ağırlığı, aylık enflasyon gelişmelerini, bunlara yönelik beklentileri ve politika faizinin geleceğine dair değerlendirmeleri bir miktar bulanıklaştırma potansiyeli barındırıyor. O nedenle, faiz indirim sürecinin nasıl devam edeceği, adımların küçülerek mi ilerleyeceği yoksa duraklama riskinin 2025 için de geçerli olup olmadığı başlıkları, son 1 haftadaki XBANK negatif ayrışmasının da açıklayıcıları konumunda. İzleyeceğiz.