2025’in, başta ABD piyasaları olmak üzere, global risk iştahının da belirleyicisi konumunda olan iki ana başlığı şu şekilde gerçekleşti:
i) AI fırtınası
ii) Tarifeler konusu
Yılı tamamlamaya hazırlandığımız bugünlerde ise bahse konu iki başlıktan tarifeler kısmını konuşan herhangi bir yatırımcı yok. Dert edinen kesim çoğunlukla makro ile alakadar ve daha çok ekonomi üzerine çalışanlar. Enflasyonda ne kadarlık kısmın kalıcı olduğu, tüketim kanalını orta-uzun vadede ne ölçekte etkilediği ve para politikasını ne ölçekte baskılayabileceği gibi başlıklar şu an için çok fazla yüksek sesle tartışılmıyor. Diğer husus ise AI. Eğer ortada risk iştahını ciddi anlamda bozabilecek bir gelişme yok ise şirket değerlemelerine, fiyatlanan kârlılık görünümüne ve fiyatlar üzerindeki yüksek baskıya (pozitif anlamda) listenin ilk sıralarında yer veren kimseyi bulmak için ekstra çaba harcamak gerekiyor. Aksi durumda ise, şimdilerde olduğu üzere, Nvidia bilançosunun beklentileri aşmasına rağmen tartışma konuları sektör üzerinden şekilleniyor.
Uzun ama bir o kadar da detaylı girişin ardından fiyatlamalara eğilelim: Geride kalan haftada global risk iştahı sendeledi. Merakla beklenen Nvidia bilançosunun fiyatlamaları kurtarma başarısı sadece 1 gün sürdü. Küresel hisse senetlerindeki haftalık kayıplar nisan ayında takip edilenlerle aynı şiddette gerçekleşti. Amerikan dolarına 2 hafta sonra talep gelirken, dolar endeksinin 100.00 seviyesi etrafındaki salınımı devam etti. Tahvil faizleri ise VIX’in >20.0 olarak şekillendiği ortamda güvenli liman düşüncesi ile talep gördü ve eğriyi kısa ve uzun vadede 10bp civarı aşağı çekti. Genel oynaklık artışında kripto varlıklardaki çözülme ve para çıkışının kurduğu yüksek baskıya da yer vermek gerekiyor. Kabul edelim, etmeyelim, kripto varlıklar (hâlâ daha inatla kripto para tanımına geçmeye direnen kesimde yer alıyorum) dönemsel bazda finansal istikrarı genele yayılır şekilde zorlama noktasına gelebiliyor. Böylesi dönemlerde birçok kez diğer primli pozisyonların teminat tamamlama gayesi ile çözülmek zorunda kaldığına tanıklık ettiğimizi ekleyelim.
Yılı, çok büyük oranda tamamladığımızı son yazılarım ile ifade etmiştim. Yeni hafta ile birlikte ABD’de Şükran Günü ile tatil takviminin ilk kısmı çalışmaya başlayacak. Aralıkta FOMC toplantısının hemen ardından çok daha düşük işlem hacimleri ve sıkıcı seanslar görmeye başlayacağımız unutulmasın. Fed demişken: işlemcilerin 1 ay önce %90’ın üzerinde şans tanıdıkları faiz indirimi senaryosu şimdilerde aralık için ciddi anlamda gerilemiş halde. Böyle olunca da risk iştahı ek baskılanmasını bir de bu kanat üzerinden hissetmek zorunda kalıyor.
Yurt içinde ise temel fiyatlama dinamiklerindeki azalış devam etse de geride bıraktığımız haftadaki en önemli sürpriz, bankacılık sektörüne olan alım ilgisi ile gerçekleşti. Eş zamanlı CDS’in 240bp civarına gerilemesini ve duyumlarımıza göre yabancıların tahvil piyasasına yönelmesini de eklemek gerekiyor. Tahvillerde 2-5-10 yıl vadelilerin tamamında 50/60bp civarında gerileme gerçekleşirken, bunun, kasım enflasyonuna yönelik beklentilerin şekillenmesinden destek bulduğunu düşünmek ve ifade etmek yanlış olmaz. İlerleyen günlerde biraz daha bu etkinin devam edeceğini düşünmekte hata payı düşük kalacaktır. Bizim için en büyük risk ise yerli yatırımcıdaki ilgi azalışı ve yeni likidite girişindeki eksiklik. Bu da işlemlerin sığ ve sert eksende gerçekleşmesine neden oluyor.