HASAN KOCASOY - PineZone Danışmanlık Kurucusu
ABD işgali, mezhep çatışmaları, DEAŞ tehdidi gibi dönemsel güvenlik sorunları nedeniyle yıllardır Türk araçlarının merkezi Irak’ın kontrolündeki bölgelere girişine izin verilmiyor. Habur Sınır Kapısı’ndan giren araçlarımız, Zaho ve Duhok’ta aktarma veya kafa değişimi yapıyor ve Türk malları, Irak plakalı araçlarla ülke içinde dağıtılıyor. Bir başka ifadeyle, biz Irak’la doğrudan ticaret yapmıyoruz; Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) aracılığıyla ticaret yapabiliyoruz. Öte yandan hem Habur’dan girişte hem de Merkezi Irak kontrolündeki bölgelerde, Türk mallarından gümrük vergisi tahsil ediliyor. Merkezi Irak’la çok sayıda gümrük kapısı bulunan İran’ın veya denizyoluyla Basra’ya sevkiyat yapan Çin’in böyle bir sorunu yok. Bununla birlikte, son dönemdeki gelişmeler, Türkiye-Irak ticari ilişkilerini normalleşmeye doğru sürüklüyor. Ancak, kısa vadede bu süreç oldukça sancılı geçecek gibi!
Irak, küresel ticaret güzergahlarından biri olmak istiyor!
Yıllardır savaş ve çatışma ile anılan Irak, Kalkınma Yolu Projesiyle uluslararası arenada uzun süre sonra ilk kez pozitif gündemin parçası haline geldi. Çin başta olmak üzere, Güneydoğu Asya’nın Avrupa ile ticaretine köprü ve Süveyş’e alternatif olmayı amaçlayan proje; öncelikle sınır güvenliğini, akabinde de uluslararası ticaret merkezi olma iddiasını güçlendirmek hedefiyle ülkemizce de sahiplenildi.
Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri projenin ortağı oldu. Umman ve Suudi Arabistan’ın da yakın zamanda projeye dahil katılacağı öngörülüyor. Irak, Basra’da Ortadoğunun en büyük limanını inşa etti bile! 7 milyar Dolar bedelle inşa edilen 99 rıhtımlı Faw Limanı, Mersin Limanı’nın yaklaşık 3 katı büyüklüğünde. 17 milyar Dolar olarak hesaplanan 1.200 kilometrelik kara ve demiryolunun fizibilitesi tamamlandı, 2025 yılı içinde ilk ihalelerin ilan edilmesi bekleniyor.
Ancak projenin işlerlik kazanması bakımından, Irak topraklarının yabancı plakalı araçlara açılması gerekiyor, öncelikle de Türk araçlarına! Bu kapsamda, Irak Hükümeti 2023 yılında imzaladığı TIR Konvansiyonunu, 1 Nisan 2025 tarihi itibariyle yürürlüğe koydu. Uygulamanın değerlendirilmesi için henüz yeterli veri bulunmuyor, fakat teoride Irak topraklarından özellikle Körfez ülkelerine transit taşımacılık yapmak mümkün hale geldi. Bu, aynı zamanda Merkezi Irak topraklarının Türk araçlarına ve Türk sürücülere de açıldığı anlamına geliyor.
Öte yandan, merkezi hükümet, 15 Nisan’dan itibaren, IKBY üzerinden Irak’ın diğer bölgelerine sevk edilecek eşyanın, aynı araçla ve mühürlenmiş olarak 72 saat içinde kendi kontrolündeki en yakın gümrüğe ulaştırılmasını ve ilgili gümrük idaresine ithal edilen malların tanımı ve değerini gösterir kare kod sunulmasını talep etmeye başladı. Bu da Türk tırlarının merkezi Irak içinde her yere teslimat yapabileceği anlamına geliyor.
IKBY kazanımlarını bırakmak istemiyor, ancak iç çekişme Türkiye’ye zarar veriyor!
Her iki uygulama da IKBY’nin bugüne kadar Türkiye’nin Irak’la ticaretinden elde ettiği kazanımların önemli kısmını kaybetmesine sebep olabilir. Zira Türk malları için lojistik merkez haline gelen Zaho ve Duhok’un rolünü, Musul devralarak yeni lojistik üs haline gelebilir. Ayrıca aktarma ve kafa değişimi yapıldığında, çoğunlukla IKBY’li araçlar Irak’ın diğer bölgelerine taşıma yapıyordu. IKBY’li nakliyeciler de bu durumdan zarar görebilir. Diğer taraftan, Kalkınma Yolu’nun IKBY dışından, Musul’un kuzeyinden Ovaköy’e bağlanacak olması, Habur’daki ticareti Ovaköy’de açılacak gümrük kapısına kaydırabilir. Böylece IKBY’nin bütçesinde en önemli kalemlerden gümrük vergisi geliri de düşebilir.
Halihazırda IKBY, Irak’ın yeni kararlarına direniyor. Merkezi hükümet de geri adım atacak gibi değil. Olan Türkiye’nin Irak’la ticaretine oluyor. IKBY’nin mühürlemediği yüzlerce Türk aracı, Musul Baraj Gümrüğü önünde kilometrelerce kuyruk oluşturmuş durumda. Belki yakında ara formül bulunur, ancak IKBY yıllar içindeki kazanımlarını bu kadar kolay bırakmayacaktır. Alternatif gümrük kapısı açılıp çalışmaya başlayana kadar, sancılı bir süreç Türk ihracatçısını bekliyor!