Av. EGE DEMİRALP - UZMAN ARABULUCU
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada uzun süredir beklenen İcra ve İflas Kanunu (İİK) reform paketinin tamamlandığını duyurdu. Prof. Dr. Selçuk Öztek başkanlığında oluşturulan bilim kurulunun çalışmaları sona erdi; taslak artık kamuoyunun ve milletvekillerinin takdirine sunulacak. Neredeyse bir asırdır uygulamada olan mevcut İİK’nin köklü bir dönüşüm geçirmesi, sadece hukuk çevrelerinde değil, toplumun bütün kesimlerinde merakla bekleniyor
Neler değişiyor?
Bugün en çok eleştirilen noktalardan biri, icra dairelerinin artan iş yükü karşısında yetersiz kalması. Yeni taslakta, yeni icra müdürlüklerinin kurulması, uzman personelin artırılması ve teşkilatın revize edilmesi öngörülüyor. Bu değişiklik, alacaklıların daha hızlı sonuca ulaşmasını sağlarken, borçlular açısından da geciken adaletin yaratacağı mağduriyetlerin önüne geçebilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun en hassas alanlarından biri, borçlunun korunması ile alacaklının hakkının tahsili arasındaki dengedir. Günümüzde taşkın haciz yapılarak 100 TL’lik borç için 500 TL değerinde taşınmazın haczi söz konusu olabiliyor. Yeni düzenlemede, özellikle konut hacizleri, kişisel eşyaların korunması ve taşkın haczin yasaklanması gibi borçlu lehine maddelerin güçlendirileceği öngörülüyor. Bu, Anayasa’nın “insan onuru” ve “konut dokunulmazlığı” ilkeleriyle de uyumlu bir yaklaşım. Ancak denge doğru kurulmazsa, alacaklılar açısından tahsilin zorlaşması riski de gündeme gelebilir.
Son yıllarda elektronik açık artırma ve e-satış sistemiyle başlayan dijitalleşme, taslakla birlikte zorunlu olacak gibi görünüyor. Haciz, satış ve takip işlemlerinde elektronik süreçlerin kullanılması, hem şeffaflık hem de hız sağlayacaktır.
- İcra takibinde belge şartı
Reformun en dikkat çekici yeniliklerinden biri de icra takibine başlanabilecek belgelerin sınırlandırılmasıdır. Artık icra takibi, yalnızca resmi sözleşmeler, noter senetleri ve fatura gibi resmiyet kazanmış belgelerle yapılabilecek. Özel yazışmalar, elden verilen belgeler veya ispat gücü zayıf evraklarla takip başlatılamayacak. Banka dekontu, taraflar arasında yapılan adi yazılı sözleşmeler, emlakçılarda yapılan sözleşmeler, doldurulan maktu formlar gibi resmi olmayan belgeler tarihe karışıyor. Böylece hem sahte belgelerle yapılan kötü niyetli takiplerin önüne geçilecek hem de icra teşkilatı üzerindeki iş yükü azalacak. Hukuki güvenlik artarken, vatandaşın; beklenmedik icra takibiyle karşılaşma riski de önemli ölçüde ortadan kalkacak. Bu durum, alacaklı açısından ispat külfetini arttıracak ve alacağın icra takibine konu edilebilmesi için kanunun sınırlı olarak saydığı resmi şekil şartları aranacak.
Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile icranın kolaylığı
Taslak, arabuluculuğun icra kabiliyetini de daha güçlü hale getiriyor. Bilindiği üzere, arabuluculuk sonucunda düzenlenen ve mahkemece şerh verilen arabuluculuk anlaşma belgeleri, ilam niteliğinde belge sayılıyor. Böylece “Arabuluculuk Anlaşma Belgesi” ni doğrudan ilamlı icraya koyabiliyorsunuz. Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile icra takibi açarken alacağınızın yüzdesi üzerinden değil maktu ve cüzi bir harç ödüyorsunuz. Yeni düzenleme ile bu belgelerin icra takibine konu edilmesi daha da kolaylaştırılıyor. Taraflar, arabuluculuk sürecinde bir borcun ödenmesi veya belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesi hususunda anlaşmışlarsa, bu belge artık doğrudan icra edilebilirlik vasfı taşır ve alacaklı, ayrı bir dava açmak veya yeniden yargılama süreçlerine girmek zorunda kalmadan, anlaşma belgesini icraya koyabilir. Yargının iş yükünü azaltarak alacaklının hakkına daha hızlı kavuşmasını sağlar.
Hukuki açıdan bakıldığında, bu düzenleme arabuluculuğu sadece bir dostane çözüm yöntemi olmaktan çıkarıp, bağlayıcılığı ve icra kabiliyeti yüksek bir mekanizma haline getiriyor. Bu da uyuşmazlıkların yargıya taşınmadan çözümlenmesini teşvik edecek ve mahkemelerin üzerindeki yükü önemli ölçüde azaltacaktır.
- Borcunu süresinde ödeyen borçluya avantaj
Borçlu, icra emrinin tebliğinden sonra süresi içinde borcunu öderse; sadece maktu vekâlet ücretini ödeyecek, takip gideri ve tahsil harcından muaf tutulacak. Bu düzenleme, borçluları borcunu hızla ödemeye teşvik edecek; alacaklı ise masrafsız şekilde alacağını almış olacak.
- İlamların İhlali Halinde Günlük Tazminat
Bir işin yapılması ya da yapılmaması yönündeki mahkeme kararına aykırılık halinde, günlük en az 1.000 TL olmak üzere, toplamda 1 milyon TL’yi aşmayacak icra tazminatı öngörülüyor. Bu, özellikle işçi alacakları veya ihtiyati tedbir kararlarının ihlalinde caydırıcı bir yaptırım olacak.
- İlk derece mahkemesi kararlarının kesinleşme şartı
Nafaka, bedensel zarar, işçi-işveren alacakları gibi bazı istisnalar hariç, ilk derece mahkemesi kararları kesinleşmeden icra edilemeyecek. Bu değişiklik, borçlunun temyiz hakkını güvence altına alırken, nafaka gibi acil alacakların korunmasını sağlıyor.
- Kira alacaklarında tehir-i icra korunuyor
Üç aylık kira bedeli karşılığında tehir-i icra prosedürü devam edecek. Böylece kiracının hakları da yasal güvence altında kalacak.
- Haciz ve satışlarda dijitalleşme
Taslak, satışların elektronik ortamda yapılmasını ve zorunlu elektronik satış sistemini getiriyor. Satış süreci şeffaflaşacak, tarafların erişimine açılacak. Bu yenilik, ihalelerdeki şaibeleri azaltarak güveni artıracak.
- Konkordato Güçlendiriliyor
İflas ertelemenin alternatifi olan konkordato kurumu daha da güçlendiriliyor. Konkordato komiserlerinin yetki ve sorumlulukları artırılacak, denetim mekanizmaları sıkılaştırılacak.
Bu düzenleme, şirketlerin kötüye kullanımlarını önleyecek, alacaklıların menfaatini koruyacak.
- Borçlunun asgari yaşam standardı güvence altında
Taslak, sosyal devlet anlayışıyla borçlunun temel yaşam hakkını da koruyor: Haczedilemeyecek mallar kataloğu genişletiliyor, aile bireylerinin mağduriyetini önlemeye yönelik düzenlemeler getiriliyor, maaş haczindeki ¼ sınır kaldırılıyor. Böylece borçlunun insanca yaşamı güvenceye alınırken, alacaklı da makul sürede tahsil imkânı bulacak.
- Sürelerin Yeniden Düzenlenmesi
Hem borçlunun makul korunması hem de alacaklının menfaatinin gözetilmesi amacıyla süreler yeniden düzenleniyor. Bu, keyfi uzatmaların önüne geçecek.
Yeni düzenleme ile bir yandan borçlunun temel hakları korunurken, diğer yandan alacaklının alacağını daha hızlı ve şeffaf şekilde tahsil etmesi sağlanıyor. Özellikle elektronik satış sistemi ve ilamsız icranın belgeye bağlanması, icra hukukunda devrim niteliğinde adımlar. Burada özellikle arabuluculuk anlaşma belgelerinin doğrudan icra edilebilirliği ile icra takibine başlanabilecek belgelerin resmileştirilmesi birlikte düşünüldüğünde, ortaya çıkan tablo; alacaklı açısından daha güvenli ve hızlı tahsil imkânı, borçlu açısında keyfi icra tehdidine maruz kalmama güvencesi sağlıyor. Kanunun nasıl uygulanacağı kadar; arabuluculuğun bu yeni statüsünün de uyuşmazlık çözümünde bir devrim yaratıp yaratmayacağı, önümüzdeki dönemin en kritik sorusu olacak gibi gözüküyor