Bankacılık sahneden indi, hayatın içine karıştı. Servis Modeli Bankacılık (BaaS), finansı görünmez bir altyapıya dönüştürerek kapsayıcılığı büyütüyor. Oyunun kuralı ise; net rol tanımı, doğru iş birlikleri ve proaktif regülasyon.
Dijitalleşme yalnızca bir teknolojik dönüşüm değil; aynı zamanda iş yapış biçimlerinden finansal erişim modellerine, tüketici davranışlarından regülasyon anlayışına kadar uzanan çok katmanlı bir değişim süreci. Bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri ise bankacılığın klasik sınırlarını aşarak ekosistem temelli bir yapıya evrilmesi. Bankalar artık yalnızca kendi platformlarında hizmet sunan kurumlar değil; teknolojik altyapılarını iş ortaklarına açan, finansal hizmetleri yaşamın akışına görünmez biçimde entegre eden oyuncular haline geliyor. Bu dönüşümün adı: Banking as a Service (BaaS), yani Servis Modeli Bankacılık. Bu dönüşüm sadece bir teknoloji hamlesi değil; aynı zamanda stratejik yön, organizasyonel yapı, kültür ve iş modeli düzeyinde çok katmanlı bir yeniden yapılanmayı da beraberinde getiriyor. BaaS modeli, daha kapsayıcı, erişilebilir ve sürdürülebilir bir finansal sistemin inşası açısından da önemli bir eşik. Finansal hizmetlerin yalnızca kent merkezlerinde değil, dijitalleşmenin olanak sağladığı her noktada erişilebilir hale gelmesi; sürdürülebilir kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olan finansal kapsayıcılığın genişlemesini mümkün kılıyor. Kendisini “yeni nesil danışmanlık şirketi” olarak tanımlayan DefineX’in Araştırma Lideri Beltan Tönük, bu dönüşümü sadece teknolojik bir inovasyon değil, aynı zamanda bir zihniyet değişimi olarak tanımlıyor. Tönük’e göre bankalar, yalnızca yeni bir kanal değil, yeni bir değer zinciri inşa ediyor. Bu zincir; strateji, teknoloji, organizasyon ve iş birliği kültürü ile şekilleniyor. Sözü Beltan Tönük’e bırakalım:
Bankacılık hiç olmadığı kadar hayatın içinde
Bankacılık, uzun yıllar boyunca kendi şubesinde, kendi dijital kanalında, kendi ışığında, kendi diliyle yaşadı. İlişki, müşteri o ortama girdiğinde başlardı. Kurallar belliydi, sınırlar da öyle. Ama dünya değişti ve bankacılık da kendi duvarlarının dışına çıkmak zorunda kaldı. Banking-as-a-Service (Servis Modeli Bankacılık - BaaS) dediğimiz şey işte tam olarak bu değişimi temsil ediyor. Artık banka, kendi uygulamasında görünmek zorunda değil. Bir e-ticaret sitesinde ödeme akarken, bir muhasebe yazılımında kredi satırı açılırken, bir mobil uygulamada cüzdan oluşurken banka orada olabilir. Hem de görünmeden. Bu görünmezlik aslında bir yokluk değil. Tam tersine bir yeniden tanım. Bankacılık, bir destinasyon olmaktan çıkıyor; bir altyapıya, bir akışa, bir deneyim katmanına dönüşüyor. Böylece, BaaS ile bankanın rolü dönüşüyor. Elbette bu sadece teknolojik bir değişim değil. Regülasyondan gelir modeline, deneyim tasarımından güvenlik anlayışına kadar çok katmanlı bir yeniden yapılanma. Ama özünde mesele şu: Bankacılık artık sahnede değil, arka planda da çalışıyor.
Bir ürün değil, bir zihniyet dönüşümü
“Strateji çoğu zaman bir hedef sanılıyor. Oysa iyi bir strateji bir yön duygusu vermeli. Ve bu yön duygusu, sadece ‘nereye gideceğiz?’ sorusunu değil, ‘nasıl bir oyuncu olacağız?’ sorusunu da içermeli. DefineX olarak yayınladığımız ‘Banking as a Service’: Finansal Ekosistemde Dönüşüm ve Stratejik İçgörüler’ raporumuzda gördüğümüz en temel sorunlardan biri şu: Bankalar BaaS’ı çoğu zaman bir teknoloji projesi gibi ele alıyor. Oysa bu model, teknolojiden çok daha fazlası. BaaS, bir bankanın ekosistem içindeki rolünü, gelir üretme biçimini ve müşteriyle kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlıyor. Bu farkındalık eksikliği, çoğu zaman yola net bir yön olmadan çıkılmasına neden oluyor. Kime hizmet sunulacak? Hangi segmentte, hangi bağlamda sunulacak? Hangi dağıtım stratejisiyle, hangi rolde sunulacak? Bu temel sorulara açık yanıtlar verilmeden geliştirilen stratejiler, zamanla ‘hedefsiz ilerleme’ye dönüşüyor. Bu da teknoloji yatırımlarını âtıl ve anlamsız hale getiriyor. Bir diğer sık karşılaştığımız hata, organizasyonel yapının bu stratejiyi taşıyamaması. Yatay düşünmesi gereken ekipler dikey kalabiliyor. Sahiplenme fl u, sorumluluklar dağınık, karar alma yavaş olabiliyor. Yani, strateji var ama ‘beden’ onu taşıyamıyor diyebiliriz. Peki daha bütüncül bir strateji nasıl kurulur? Bunun için önce şu kabulle başlamak gerek: BaaS bir ürün değil; bir zihniyet dönüşümü. Ve bu dönüşüm ancak şu parçalar birlikte ele alındığında bir stratejiye dönüşebilir: Bankanın ekosistemdeki rol seçimi, hedefl enen segmentler için değer önerisi, dağıtım stratejisi (kimin platformunda, hangi iş ortaklıklarıyla?), iş modeli ile teknoloji altyapısı arasındaki uyum ve en önemlisi kültürel dönüşümü mümkün kılacak bir yönetişim yaklaşımı. Ancak bu şekilde, BaaS kurum için yalnızca yeni bir kanal değil, yeni bir iş yapma biçimi haline gelebilir.”
Deneyim, ihtiyacın içine yerleşiyor
“Bugünün finansal deneyimi hala çoğu zaman şöyle işliyor: Bir işlem yapmak istiyoruz. Sonra o işlemi yapabileceğimiz yere gidiyoruz. Uygulamayı açıyoruz, şifre giriyoruz, menüler arasında geziyoruz, ancak ondan sonra işimizi halledebiliyoruz. Yani deneyim, ihtiyacın peşinden gelen bir şey halinde. Oysa BaaS ile bu durum tersine dönüyor. Artık deneyim, ihtiyacın içine yerleşiyor. Bir uygulamadaysanız ve o an bir finansal karar almanız gerekiyorsa, o karar için gerekli hizmet hemen orada, bağlam içinde, görünmeden ama etkili şekilde devreye giriyor. Mesela, Uber ile yolculuk yaptınız. İnerken ödeme yapılması gerekiyor. Vardığınız noktada o işlem zaten arka planda gerçekleşmiş oluyor. Bu model, kullanıcı deneyimini ‘ayrı bir yere gitmek’ten ‘zaten bulunduğu yerde çözülmek’e taşıyor. Bu sadece hız ya da kolaylık değil aynı zamanda bütünsel bir akış hissi. Yani, finansal hizmet, kullanıcının hayatına kendini dayatmıyor. Aksine, onun ritmine uyum sağlıyor. Geleceğin deneyimi de bence tam olarak bu ritimle şekillenecek. Finansal hizmetler daha kişiselleşmiş, daha ‘anda’ ve daha görünmez hale gelecek. Sistem sizi zaten tanıyor olacak. Ne zaman hangi ihtiyacınız doğarsa, çözüm de tam orada olacak.”
Türkiye için 3 ders
▶Tönük, başarılı modellerin ortak noktasının net rol tanımı, şeffaf iş modeli ve teknolojik çeviklik olduğunu ifade ederken, Türkiye’deki oyuncular için üç temel ders olduğunu ifade ediyor: “Birincisi rol tanımı. Türkiye’de ise hala birçok kurum BaaS’ı bir teknoloji yatırımı gibi konumluyor. Oysa bu model esasen bir strateji meselesi. Kimin platformunda, hangi deneyimin neresinde, nasıl bir bağlamla yer alacaksınız? Bu net değilse, hiçbir yatırım uzun ömürlü olmuyor. İkincisi partnerlik yönetimi ürün kadar kritik. Global örneklerde partnerlerin seçimi, entegrasyonu ve yönetimi başlı başına bir strateji alanı. Üçüncüsü de regülasyonla proaktif ilişki kurmak. Birçok global oyuncu regülasyonun gerisinden değil, onunla hareket ediyor. Bu yaklaşım hem daha sürdürülebilir çözümler doğuruyor hem de güven inşa ediyor. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: BaaS globalde ‘ürün satmak’tan çok, değer zinciri kurmak üzerine inşa ediliyor. Ve bu zincir sadece teknolojiden değil, stratejiden ve iş birliğinden besleniyor.”
BaaS Neyi Değiştiriyor?
▶Bankacılığı bir varış noktası olmaktan çıkarıyor, bir hizmet altyapısına dönüştürüyor.
▶Finansal kapsayıcılığı artırıyor, sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor.
▶Stratejiden teknolojiye, organizasyondan kültüre kadar çok katmanlı bir dönüşüm gerektiriyor.
▶Başarının anahtarı yeniden tanımlanıyor: Net rol tanımı, doğru iş birlikleri ve proaktif regülasyon uyumu.
Servis Modeli Bankacılık 2030’a kadar 3 kat büyüyebilir
DefineX’in gerçekleştirdiği çalışmaya göre pazarın 2030’a kadar üç kat büyümesi bekleniyor. DefineX Araştırma Lideri Beltan Tönük, “Dijitalleşme artık hayatın kendisi. Ve o hayat sadece hızlı değil; bağlantılı, iç içe geçmiş ve anlık bir yapı istiyor. BaaS, bu yapının finansal altyapısı olma yolunda ilerliyor. Büyümeyi üç katına çıkaracak olan bu dönüşüm ve bu ihtiyaç. Bence bu büyümeyi tetikleyecek üç temel dalga var” diyor ve bu 3 temel dalgayı şöyle sıralıyor: Kullanıcı beklentisinin değişimi, teknoloji altyapılarındaki dönüşüm ve; erişim, mali şeff afl ık ve işlem izlenebilirliği gibi konularda düzenleyici tarafındaki yaklaşımın değişimi.