Ekonomi yönetiminin en büyük korkusu kur artışı. O yüzden de ne yapıp edip dövizin hızlı artışını önlemeye çalışıyorlar.
Vatandaşın ne yazık ki hala önemli bir kısmı “Döviz artışından bana ne” diyebilecek zihniyetteyse de…
“Ama bak döviz artınca akaryakıta da zam geliyor” denildiğinde “Benim arabam yok ki” diye yanıt veriyorsa da…
“Araban yok ama akaryakıta zam gelince dolmuş, otobüs ücreti artıyor, yediğin domatese, ekmeğe bile bu yüzden daha fazla para ödüyorsun” diye uyarmaya çalıştığınızda söyleyecek sözü kalmayıp “Bunları hep dış güçler yapıyor” diyerek biraz da kendini kandırmaya çalışıyorsa da…
Ekonomi yönetimi dövizdeki artışın dış güçlerin işi olmadığının tabii ki farkında.
Farkında ama vatandaşa ara ara bu dış güçler masalını anlatmak gerekir. Hani çocuklar can kulağıyla masal dinler ya; nasıl olsa dinleyen var!
Dolar ve TÜFE kol kola!
Ekonomi yönetiminin dövizin yükselmesinden çok büyük endişe duyduğu ortada. Zaten dövizin artmaması için neler yapılıyor neler…
Seçimden sonra yeni ekonomi yönetimiyle birlikte Merkez Bankası’nın döviz piyasasına baskı kurmak amacıyla müdahale etmeyeceği umudu doğmuştu ama bakıldı ki olacak gibi değil ve yine eskiye dönüldü. Dövizdeki basınç seçimden sonra biraz bırakıldı, kur yükseldi; ama son dönem?
Dolar 19 Temmuz’da 26.82 düzeyindeydi. Aradan tam elli gün geçti, neredeyse iki ay. Dolar aynı düzeyde. Hatta Merkez Bankası’nın faiz artışına gittiği 24 Ağustos’ta 26 liranın da altına inildi, gerçi bunda Merkez Bankası’nın satışı da etkili olmuştu.
Dövizin artmasının Türkiye ekonomisine getirdiği çok yük var. En başta KKM belası var, döviz cinsinden dış borcun yanı sıra iç borç var, döviz cinsinden verilmiş garantiler var. Yani dövizdeki her artış, ekonomi yönetiminin uykularını kaçırıyor.
Ama dövizdeki artış etkisini en çabuk fiyatlar üstünde gösteriyor. İşte bu yüzden de dövizin artması hiç mi hiç istenmiyor.
Çünkü dolar ve TÜFE birbirinden adeta kopamıyor! Birbirlerini tetikliyorlar da. Yumurta-tavuk, tavuk-yumurta benzetmesinde olduğu gibi bir durum var.
Normal koşullarda tabii ki enflasyondan kaynaklı bir kur artışı yaşanması gerekirse de bizde enflasyondan bağımsız kur artışları da ortaya çıkabiliyor ve bu durum bu kez enflasyonu yukarı itiyor.
Enflasyon yokken kurun artıyor olması, böyle bir yapının oluşması çok temel bir sorun. Bu öyle birkaç yılda ortaya çıkmış bir sorun da değil tabii ki.
Vatandaşı yıllar yılı Türk parasından soğutmanın ve kendini güvenceye almak için başka paralara bel bağlar duruma getirmenin sonucunu yaşıyoruz. Bu algı yetmezmiş gibi bir de kur korumalı mevduat denilen ve şimdi nasıl kurtulacağımızı kara kara düşündüğümüz ucube sistemi icat ettik. Kurtul kurtulabilirsen!
Sekiz aylık oranlar eşitlendi
Dövizdeki artış fiyatlara biraz gecikmeli yansıyor. Akaryakıt gibi fiyatı her gün belirlenebilen ürünlerde yansıma çok daha çabuk gerçekleşiyor ama diğer mal ve hizmetlerde bir gecikme oluyor.
2022’nin aralık ayını 100 kabul ederek dolar ve TÜFE’yi kapsayan bir endeks oluşturduk. Bu endekste dolar ve TÜFE’nin zaman içinde nasıl aynı noktada buluştuklarını ama zaman zaman çeşitli nedenlerle, özellikle de dövizdeki artışın TÜFE’ye gecikmeli yansıması nedeniyle farklı bir seyir yaşandığını görüyoruz.
Seçim dolayısıyla baskı altında tutulan dolar, haziranla birlikte atağa kalktı. İlk beş aydaki artışı yüzde 6 dolayında kalan dolar, haziran ve temmuzda toplam yüzde 34 arttı. Ağustos artışı ise yüzde 2 oldu.
Dolar kuru haziranda yüzde 17 arttı ama o ayın fiyat artışı yüzde 3.92. Çünkü bu kur artışının etkisi ağırlıkla temmuza kaldı.
Temmuzda hem kur artışı yüksek, hem fiyat artışı. Söz konusu ay dolar yüzde 15, fiyatlar yüzde 9.49 arttı.
Ağustosa geldik, kur artışı önceki aylara göre çok düşük, yalnızca yüzde 2. Ama fiyat artışı yüzde 9.09 ile çok yüksek. Çünkü haziranın kur artışı ağırlıkla temmuza ve ağustosa etki etti. Temmuzun kur artışı da hem ilgili aya, hem ağustosa yansıdı.
Şimdi bu gecikmeli etkiye bakarak “Ağustosta kur artışı çok yavaş, demek ki eylüldeki fiyat artışı düşük kalacak” diyebilmek pek kolay değil. Daha eylülün başındayız ve bu ay neler olacağını bilmiyoruz. Kaldı ki fiyatları etkileyen yalnızca kur hareketi de değil. Unutmayalım doların yalnızca yüzde 2 arttığı ağustosta akaryakıt fiyatları ortalama yüzde 30 dolayında yükseldi.