Akaryakıta peş peşe gelen zamlar ve “hep 50 liralık alanların bile” depolarına artık bir litreden az yakıt koyabilir duruma gelmesine yol açan fiyatlar...
İsrail-İran savaşının ABD'nin de dahil olmasıyla öyle hemen bitmeyeceğinin artık iyice anlaşılması ve bu yüzden satış fiyatlarını kendileri belirleme gücüne sahip hemen hemen tüm işletmelerin fiyatların daha da artacağı kaygısıyla ön alma çabasına girip mal ve hizmetlerine zam yaparak kendilerini garantiye alma uğraşları...
Döviz sepetinde mart ve nisandaki artışın altında kalmakla birlikte bu yılın en yüksek üçüncü artışının gerçekleşmesi...
Üstelik daha ayın tamamlanmasına bir hafta varken bunların oluşması ve olumlu anlamda bir geri dönüş beklenmemesi... Toplayalım bu temel etkenleri!
Haziran ayı enflasyonu için umutlu olmak mümkün mü?
Haziran ayı enflasyonunun mayısta tahminlerin çok çok altında gelen düzeyin de altına inmesi beklenebilir mi, yoksa tam tersine yönün yukarı dönmesi olasılığı daha mı ağır basıyor?
Sonuç mu; sonuç sevimsiz! Haziran ayı enflasyonunun yüzde 2,5’in altında gelmesi mucize gibi görünüyor.
Bu oranın altında kalınmasını hiç beklemiyorum da, yukarı doğru bir sapma olursa ona şaşırmam.
AKARYAKITTA ÜÇ AYAKLI ETKİ
Akaryakıt zamlarının TÜFE’ye olan etkisini daha önce “dolaylı” ve “dolaysız” olmak üzere ikiye ayırırdım. Şimdi artık bunlara bir de “bahane” etkisini eklemenin uygun olduğunu düşünüyorum.
Akaryakıt zamlarından TÜFE’ye doğrudan ne oranda yansıma olacağını hesaplamak kolay. Son durumu aktarayım.
Benzin bugün geçerli olan fiyatların ay sonuna kadar değişmeyeceği varsayımına göre haziran ortalamasında mayısa kıyasla yüzde 6 zam görmüş durumda. Motorindeki zam oranı ise yüzde 8,5.
Lütfen dikkat, bu oranlar son fiyatların mayısın son fiyatlarına göre değişimini değil, ay ortalamalarının değişimini gösteriyor.
Bu zam oranlarını toplam akaryakıt tüketiminde benzinin yüzde 20, motorinin yüzde 80 dolayındaki payıyla ağırlıklandırdığımızda bulduğumuz ortalama zam oranı yüzde 8. TÜFE’de akaryakıtın ağırlığı da yüzde 3,33. Buna göre akaryakıt zamları haziran ayında TÜFE’yi doğrudan 0,27 puan etkileyecek.
Peki ya dolaylı etki ve daha da önemlisi bahane etkisi? İşte onları hesaplamak hiç mi hiç mümkün değil. TÜFE açıklandıktan sonra bile mümkün değil.
Ama tahmin yürütmek gerekirse ben doğrudan etkinin dört katı kadar dolaylı ve bahane etkisi varsayarım. Yani 0,27 doğrudan etki, buna ek olarak 1,1 puan kadar da dolaylı ve bahane etkisi.
Yani akaryakıttaki mevcut fiyatların haziran enflasyonuna toplam yansıması 1,3-1,4 puanı bulur.
GEÇEN YIL NE OLMUŞTU?
Geçen yılın haziran ayında akaryakıtta böylesine zam bir yana ucuzluk vardı. Geçen yıl haziranda benzin yüzde 4,6 ucuzlamış, motorin ise yüzde 0,3 gibi önemsiz sayılabilecek bir zam görmüştü.
Akaryakıttaki bu fiyat gelişmesine rağmen geçen yılın haziranında TÜFE yüzde 1,64 artmıştı.
DÖVİZ SESSİZ VE DERİNDEN...
Bir dolar ve bir eurodan oluşan döviz sepetindeki artış bu yıl ocak ve şubatta yüzde 1 ve yüzde 2,1 oldu. Artış izleyen iki ayda hızlandı. Sepet artışı martta yüzde 4,3 olarak gerçekleşti, nisanda ise yüzde 5’i buldu.
Mayıs ve hazirandaki artış birbirine yakın. Sepet kur mayısta yüzde 2,1 arttı, haziranda şimdiye kadar oluşan artış ise yüzde 2,3 oldu. Hazirandaki oranın ay sonuna kadar normal gidişatla bir miktar daha artması beklenir.
TÜFE’nin yüzde 1,64 arttığı geçen yılın haziranındaki sepet kur artışı ise yüzde 0,7 düzeyindeydi.
Enflasyonu tetikleyen en önemli etkenlerden birinin de döviz kuru olduğu dikkate alınırsa haziranda ay ortalaması bazında yüzde 2,5’e doğru yaklaşacak olan kurdaki yükselmenin de hesaba katılmasında yarar var.
YÜZDE 1,61’LİK TAHMİNİN ÖNEMİ KALMADI
Merkez Bankası’nın yaptığı piyasa katılımcıları anketine yanıt verenlerin haziran ayına ilişkin tahminleri yüzde 1,61 ama bu tahminin bu ay için hiçbir önemi yok, daha doğru kalmadı.
Bu tahmin İsrail-İran savaşından önce yapılmıştı, dolayısıyla savaşın ortaya çıkardığı olumsuzluklar 1,61’e yansımış değil.
Çok muhtemeldir ki piyasa katılımcıları anketine yanıt verenler şimdi bir anket yapılsa tahminlerini çok yukarı çekerdi.