Sahte diploma skandalları, yalnızca eğitim sistemine değil, iş dünyasının itibarına da gölge düşürüyor. Uzmanlara göre belge sahteciliği, işe alımdan tedarik zincirine kadar her alanda güveni aşındıran kritik bir risk. Çözüm ise kaynağından teyit, güçlü iç kontroller ve şeffaf süreçlerde.
Bir kurumun insan kaynağı, en kritik sermayesidir. Ancak bugün artık sadece “bir diploma var mı?” sorusu yetmiyor; “bu diploma gerçekten var mı?” sorusunu da sormak zorundayız… Türkiye’de son dönemde gündeme damgasını vuran sahte diploma vakaları, sadece eğitim sistemine değil, iş dünyasının güvenilirliğine de ağır bir gölge düşürdü.
Belge sahteciliği, tekil bir skandalın ötesinde, kurumların yıllar içinde inşa ettiği itibar ve güveni tehdit eden ciddi bir risk alanına işaret ediyor. İşe alımdan tedarik zincirine, finansal raporlardan kurum içi onay süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sahte belgelerle karşılaşmak mümkün. Ve bu belgelerin yarattığı tahribat yalnızca mali kayıplarla sınırlı değil; kurum kültüründe güvenin aşınmasına, etik değerlerin zayıflamasına, hatta toplumun iş dünyasına duyduğu güvenin sarsılmasına neden oluyor.
Tam da bu nedenle, son sahte diploma tartışmaları iş dünyasına önemli bir sorumluluk hatırlatıyor: Güveni korumak için daha sıkı doğrulama, daha güçlü kontrol ve daha şeffaf süreçler.
Bu çerçevede, belge sahteciliği ve suistimal riskleri üzerine uzun yıllardır çalışan Cerebra’nın Yönetici Ortağı Fikret Sebilcioğlu ile konuştuk. Sahte belgelerin iş dünyasındaki boyutunu, en çok hangi alanlarda karşımıza çıktığını ve kurumların bu riski nasıl yönetmesi gerektiğini anlattı.
ŞİRKET GELİRİNİN YÜZDE 5’İ SAHTECİLİĞE GİDİYOR
“Son sahte diploma skandalı bize şunu gösterdi: Sorun tekil vakalarla sınırlı değil. Kurumların uzun yıllar boyu verdikleri yoğun emeklerle inşa ettikleri itibarı ve onlara duyulan güveni tehdit eden önemli bir riskle karşı karşıyayız. Türkiye’de belge sahteciliği vakalarının sıklığı ve boyutuna ilişkin güvenilir, kapsamlı bir araştırma veya resmi istatistik kamuya açık olarak bulunmuyor. Ancak Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE)’nin 2024 yılında yayımladığı son rapora İstinaden sahte belge suistimallerinin ne kadar yaygın olduğuna dair şu verileri paylaşmak isterim: ACFE’nin 2024 raporuna göre, tipik bir şirket her yıl gelirinin yüzde 5’ini çalışan suistimalleri nedeniyle kaybediyor. Şirketler için böylesine yıkıcı etkisi olan suistimalleri gerçekleştiren faillerin suçlarını gizlemek için en yaygın kullandıkları yöntem belgelerde sahtecilik. Dünya genelindeki vakaların yüzde 41’inde failler suistimallerini gizlerken tamamen sahte fiziksel belgeler üretiyor. Yüzde 37’sinde ise mevcut fiziksel belgeleri değiştirerek suçlarını gizliyorlar. Dijital tarafta ise suistimallerin yüzde 31’inde sahte elektronik belge oluşturuluyor, yüzde 28’inde mevcut dijital belgeler manipüle ediliyor. Bu veriler, sahte belge düzenleme ve manipülasyonunun yalnızca yerel ölçekte değil, küresel çapta da işletmelerin mali kayıplarını artıran, itibarlarını zedeleyen ve operasyonel güvenilirliklerini tehdit eden kritik bir risk faktörü olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”
TÜRKİYE’DE SAHTECİLİK VAKALARI EN ÇOK İŞE ALIM, TEDARİK ZİNCİRİ VE FİNANS SÜREÇLERİNDE
“Deneyimlerimiz gösteriyor ki Türkiye’de sahtecilik vakaları ağırlıklı olarak işe alım, tedarik zinciri ve finans süreçlerinde yoğunlaşıyor. İşe alım tarafında sahte veya üzerinde oynanmış diplomalar, sertifikalar, abartılı iş deneyimi ve kurgulanmış referanslarla karşılaşıyoruz. Tedarik zinciri ve satın alma süreçlerinde çıkar çatışmaları, ilişkili taraflarla gizli bağlar, şişirilmiş faturalar ve belgelerde oynama vakaları öne çıkıyor. Finans ve operasyon tarafında ise manipüle edilmiş harcama belgeleri, sahte onaylar, raporlarda kasıtlı bilgi gizleme gibi suistimaller sıkça karşımıza çıkıyor. Bu nedenle sadece belgenin değil, belgenin dayandığı olayın doğruluğunu test etmek ve süreçle ilgi olabilecek tüm olayların ve kişilerin olası bağlantılarını araştırmak iç soruşturma süreçlerimizde kritik önem taşıyor. Sahte diploma, sahte belge ile gerçekleştirilebilecek suistimallerin yalnızca bir örneği. Referans yazıları, işe giriş evrakları, bordrolar, masraf gösterilen harcama belgeleri, sertifikalar, e-imza ile düzenlenmiş sözleşmeler, teklif alma belgeleri, tedarikçi uygunluk dosyaları, hatta kurum içi onayları gösteren belgeler… Tüm bu belgelerde ve çok daha fazlasında sahtecilik riski var.”
DOĞRULAMANIN ALTIN KURALI: BELGEYİ KAYNAĞINDAN KONTROL ETMEK
“İşe alım süreçlerinde bir belgenin doğru olduğunu tespit için en etkili yöntem, o belgeyi doğrudan ilgili kurumlardan teyit edilmesi. Örneğin diploma veya sertifika ise eğitim kurumdan doğruluğu teyit ediyoruz. Elektronik imza ve kayıtlar yine yetkili kurumun kendisi üzerinden kontrol ediliyor. Bunun yanında, adayın geçmiş iş deneyimlerinin eski işverenleri ile yapılan görüşmeler üzerinden doğrulanması; görev, süre ve performans bilgilerinin netleştirilmesi önemli. Açık kaynak ve profesyonel ağlarda yapılan tutarlılık analizleri, adli sicil ve dava kayıtlarının taranması, hissedarlık ve yönetici pozisyonlarının incelenmesi de sürece dahil. Ayrıca, belgelerin adli incelemeye tabi tutulması da önemli oluyor. Bu yaklaşım, İK, uyum ve iç denetim birimlerinin koordineli çalışmasıyla daha etkili sonuç veriyor.”
EN YÜKSEK MALİ ZARARA YOL AÇAN SUİSTİMALLER ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR
“Özellikle yönetici pozisyonlardaki adaylara ilişkin kurumsal istihbarat süreçlerinin doğru işletilmiş olması çok önemli. Cerebra olarak gördüğümüz; sıklık açısından en yaygın olmamakla birlikte, şirketlerde en yüksek mali zarara yol açan suistimallerin üst düzey yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği gerçeği. Toplam vakaların yalnızca yüzde 19’unu oluştursalar da, ortalama kayıp 500 bin dolar ile çalışan seviyesindeki personelin yol açtığı zararın sekiz katına, orta kademe yöneticilerin neden olduğu zararın ise neredeyse üç katına ulaşıyor.”
ÖNLEMİNİZİ ALIRSANIZ SÖNDÜRMENİZ GEREKEN BİR YANGIN ZATEN HİÇ ÇIKMAYACAKTIR
“Cerebra olarak yaptığımız, kurumların bu suistimalleri ve kayıpları yaşamaması için caydırıcı iç kontrol sistemleri kurmak ve yürüttüğümüz etkin soruşturmalar ile kayıpları önlemek. Daha da önemlisi suistimallerden kaynaklanabilecek itibar kaybı, etik kültürün yozlaşması, operasyonel endişeler ve hukuki sorunlar gibi birçok olumsuz etkileri en aza indirmek. Kurumlar genellikle bizim uzmanlığımıza çıkan bir yangını söndürmemiz, suistimali incelememiz ve zararları önlememiz için başvuruyorlar. Halbuki önleminizi alırsanız söndürmeniz gereken bir yangın zaten hiç çıkmayacaktır. Yani, eğer kurumunuzda suistimalleri önleyen, caydırıcı iç kontrol sistemleriniz ve şeffaflığı esas alan süreçleriniz varsa suistimal riskini yönetebilirsiniz.”
ÖZGEÇMİŞ DOĞRULAMA: LÜKS DEĞİL, GÜVENLİK ADIMI
“Sahte belgelerle gerçekleştirilen suistimaller, kurumlara yalnızca finansal zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda çalışanların ve müşterilerin güvenini de zedeliyor. Kurumun hem iç müşteri yani çalışan, hem de tüketici gözündeki itibarını olumsuz yönde etkiliyor. Kurum kültüründe ise güven temelli iş birliği anlayışına zarar veren, motivasyonu ve verimliliği düşüren bir şüphe baskın olmaya başlıyor. Sahte belgelerle istihdam edilen bir kişinin performans eksikliği fark edilene kadar geçen sürede, şirket ciddi zararlara uğrayabilir. Bu risk, yönetici pozisyonları için çok daha kritik. Zira bu çalışanlar sadece kendi işlerinden değil, ekiplerinden ve yüksek bütçeli kararlardan da sorumlular. Bu yüzden artık özgeçmiş doğrulama, lüks değil; en temel güvenlik adımı.”
Yöneticilere ve İK profesyonellerine kritik tavsiyeler
“İnsan kaynakları departmanlarının işe alım sürecinde sunulan tüm belgelerin gerçekliğini sistematik biçimde doğrulaması büyük önem arz ediyor. Klasik özgeçmiş ve referans kontrollerinin ötesine geçen bir doğrulamadan söz ediyorum. Kapsamlı bir özgeçmiş ve personel araştırma (background check) süreci izlemek gerekiyor. Sürecin ilk adımı, diploma ve sertifikaların ilgili kurumlarla doğrudan teyidi, elektronik imza ve kayıtların resmi sistemler üzerinden kontrol edilmesi olmalı. Bunun yanı sıra, adayın geçmiş iş deneyimlerinin doğruluğu, önceki işverenlerle iletişim kurularak görev, süre ve performans bilgilerinin teyit edilmesiyle sağlanmalı. Adayın kamuya açık dijital izleri ve profesyonel ağlardaki profilleri incelenerek tutarlılığı değerlendirilmeli. Adli sicil kaydı ve olası dava veya soruşturmalar araştırılmalı. Ayrıca adayın farklı şirketlerdeki hissedarlıkları, yönetici pozisyonları, olası çıkar çatışmaları ve iş etiğine ilişkin geçmiş uygulamaları da muhakkak incelenmeli.”
Sahte belgeler: Kurumların gizli zarar kalemi
%5 gelir kaybı: Tipik bir şirket her yıl gelirinin %5’ini çalışan suistimalleri nedeniyle kaybediyor.
Suistimalleri gizlemenin en çok başvurulan yolu belgelerde sahtecilik: %41 tamamen sahte fiziksel belgeler, %37 üzerinde oynanmış fiziksel belgeler, %31 sahte elektronik belgeler, %28 manipüle edilmiş dijital belgeler.