Cumhuriyet’ in kuruluş idealleriyle sürdürülebilirlik ilkeleri, toplumsal refahın sürdürülebilir bir şekilde artırılması hedefinde birleşiyor. Cumhuriyet Bayramı’nın anlamını, çağın getirdiği yeni sorumluluklarla birlikte düşünmemiz ve bu sorumlulukları sürdürülebilirlik bakış açısı ile belirlememiz gerekiyor.
Bundan tam 101 yıl önce bugün, birlik ve beraberlik içerisinde bağımsızlık ve egemenliğimizi ilan ettik.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından ilan edilen Cumhuriyet, Türk milletinin egemenliği, bağımsızlığı ve çağdaş bir ulus olma kararlılığının simgesidir…
Padişahlık sisteminden halkın iradesine dayalı bir yönetim sistemine geçişin sembolüdür…
Sadece yönetim biçiminin değişimi değil, aynı zamanda toplumun her kesiminde eğitim, sağlık, hukuk, ekonomi ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi alanlarda yapılan büyük reformların başlangıcıdır…
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için özgürlüğün, eşitliğin ve bağımsız bir devlet olmanın kanıtıdır…
Bugün, geçmişte verilen mücadeleleri anarken, aynı zamanda gelecekte de bu değerleri koruma sorumluluğunu yeni nesillere aktarmak çok önemli.
Toplumsal eşitlik ve adalet merkezde
Bu kapsamda, Cumhuriyet Bayramı’nın anlamını, çağın getirdiği yeni sorumluluklarla birlikte düşünmemiz ve bu sorumlulukları sürdürülebilirlik bakış açısı ile belirlememiz gerekiyor.
Sürdürülebilirlik, ekonomik, toplumsal ve kültürel bir dönüşümü ifade ediyor. Halkın iradesine dayanan, eşitlik, özgürlük ve adalet ilkelerini benimseyen bir yönetim biçimi olan cumhuriyet gibi, sürdürülebilirlik de toplumsal eşitliği ve adaleti merkeze alıyor.
Sürdürülebilir kalkınma, yalnızca çevresel kaynakların korunmasını değil, aynı zamanda toplumsal eşitliğin sağlanmasını, ekonomik kaynakların adil bir şekilde dağıtılmasını ve gelecek nesillerin haklarının korunmasını amaçlıyor. Bu kapsamda, Cumhuriyetin kuruluş idealleriyle sürdürülebilirlik ilkeleri, toplumsal refahın sürdürülebilir bir şekilde artırılması hedefinde birleşiyor.
Türkiye, Cumhuriyet’in ilanından bu yana, ekonomik kalkınma ve toplumsal refahı artırmayı amaçlayan birçok reform gerçekleştirdi. Eğitim ve sağlık, toplumsal eşitlik ve refahı artırmak için hayata geçirilen bu reformlar, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle birebir örtüşüyor. Bundan 101 yıl önce hayata geçirilen tüm reformların bugün sürdürülebilir kalkınma perspektifiyle devam ettirilmesi, bilgi ve teknolojinin hızla ilerlediği bir geleceğe uyum sağlaması gerekiyor.
Gelecek nesillere miras…
Cumhuriyet Bayramı’nın anlamını sürdürülebilirlik kavramıyla genişletmek, gelecek nesillere bırakılacak miras açısından da çok önemli; çünkü sürdürülebilir kalkınma, toplumsal katılımı gerektiren ve bireylerin kendi sorumluluklarını üstlenmelerini teşvik eden bir süreç.
Topluma verilen sorumluluk duygusunu, ortak bir bilinçle hareket etmeyi ve ülke menfaatlerini ön planda koruma kararlılığını ifade ediyor. Dolayısıyla, bu sorumluluk duygusunu sürdürülebilir kalkınma ile harmanlamak, hem Cumhuriyet ideallerine sadık kalmak hem de gezegenimizin geleceğini güvence altına almak anlamına geliyor.
Sürdürülebilir kalkınma, doğrudan bireylerin ve toplumun aktif katılımını ve bu sayede çevresel koruma, ekonomik gelişim ve toplumsal eşitlik ilkelerini dengelemeyi hedefliyor. Bu nedenle Cumhuriyet’in kazandırdığı vatandaşlık bilinci, bireylerin topluma ve doğaya karşı sorumluluk duymalarını sağlamak açısından da son derece değerli.
Bireysel bilinç ve toplumsal katılım önemli
Bu bağlamda, eğitime eşit erişim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kimseyi geride bırakmama anlayışından, enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi uygulamalar, yalnızca devlet politikaları ile değil, aynı zamanda bireysel bilinç ve toplumsal katılım yoluyla da hayata geçirilebilir.
Özellikle çocuklar ve gençlerin, Cumhuriyet’in sağladığı bu güçlü vatandaşlık bilinciyle hareket etmesini sağlamak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli adımlardan biri.
Cumhuriyet Bayramı’nı sürdürülebilirlik temasıyla ele almak, bu milli günü yalnızca geçmişi anma değil, aynı zamanda geleceğe yönelik bir bağlılık ve sorumluluk gösterisi olarak da yeniden tanımlıyor. Çünkü, Cumhuriyet’in temsil ettiği toplumsal birlik ve dayanışma ruhu, sürdürülebilir bir dünya hedefinde önemli bir yol gösterici rolü üstleniyor.
Gelecek nesillere bırakılacak en değerli miraslardan birinin, hem Cumhuriyet’in ilkelerine sadık kalarak hem de sürdürülebilir bir gelecek inşa ederek, doğayla uyum içinde yaşayan bir toplum yaratmak olduğuna inanıyorum.