SKD Türkiye, 115 üyesinin anonim katılımıyla gerçekleştirdiği Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi 2025 sonuçlarını geçtiğimiz günlerde yayınladı. Çalışma, iş dünyasının sürdürülebilirlik yolculuğunda geldiği noktayı ortaya koyuyor. SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, “Kurumsal liderler ve yöneticilerimizin neredeyse dörtte biri, aynı zamanda hızlandırıcısı. Bu yüzden liderlerin bu konuyu ajandalarının üst sıralarına alması dönüşümün başarısı açısından kritik.” diyor.
SKD Türkiye’nin 115 üye şirketinin anonim katılımıyla gerçekleştirdiği “Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi 2025”in sonuçları açıklandı. Türkiye ekonomisinin yaklaşık dörtte birini temsil eden bu şirketlerin yanıtları, iş dünyasının sürdürülebilirlik alanındaki güçlü yönlerini ve gelişime açık alanlarını veriye dayalı biçimde ortaya koyuyor.
Anket bulguları, sürdürülebilirliğin şirketlerin stratejik öncelikleri arasında yer aldığını doğrularken, uygulamada hâlâ önemli eksikler bulunduğunu da gözler önüne seriyor. Stratejilerini sürdürülebilirlik odağında güncelleyen şirketlerin oranı %84’e ulaşırken, döngüsel malzeme kullanımındaki oran yalnızca %8,3’te kalıyor. Sonuçlar, sürdürülebilirliğin iş stratejilerine entegre edildiğini, ancak bazı alanlarda daha fazla aksiyona ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, “Gerçek değişim ancak ölçümle başlıyor. Şirketler stratejilerini oluşturmaya başladı, artık bu vizyonu uygulamaya taşıma zamanı.” diyerek anketin iş dünyası için bir ayna işlevi gördüğünü vurguluyor. Günsel’in yorumları şöyle:
Gerçek değişim ancak ölçümle başlıyor
“Anketi hazırlarken temel amacımız, Türkiye’de faaliyet gösteren, Türkiye ekonomisinin yaklaşık dörtte birini oluşturan SKD Türkiye üye şirketlerinin sürdürülebilirlik yolculuğundaki mevcut konumlarını, güçlü ve gelişime açık yönlerini veriye dayalı bir şekilde ortaya koymaktı. Aslında bu anket Türk iş dünyasına bir ayna tutuyor. Neredeyiz ve daha ne kadar yolumuz var sorularına yanıt veriyor. SKD Türkiye olarak dönüşüm süreçlerinde veriye çok önem veriyoruz. Gerçek değişim ancak ölçümle başlıyor. Örneğin, karbon ayak izi ölçüm oranı yüzde 80 ile oldukça iyi bir seviyeye ulaşmışken; döngüsel ekonomi alanındaki yüzde 8,3’lük oran, bu alanda hâlâ ciddi gelişim ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.”
Şimdi oluşturulan stratejileri hayata geçirme zamanı
"Anket bulgularına göre şirketlerin yüzde 84'ü sürdürülebilirlik ekse-ninde iş stratejilerini güncelliyor. Bu oran, sürdürülebilirliğin artık bir yan faaliyet değil, kurumsal stratejilerin ayrılmaz bir parçası olduğunu göste riyor. Bizim için sürpriz değil; çün kü bu dönüşümün sinyallerini sahada uzun süredir gözlemliyoruz. Ancak burada önemli bir nokta var: Bu stra-tejiler ne ölçüde uygulamaya yansı-yor? Şirketlerin yüzde 42'si atıkları-nın bir kısmını geri dönüştürdüğü-nü, yüzde 41'i atık azaltım hedefleri koyduğunu söylüyor. Fakat döngüsel malzeme kullanımına baktığımızda oran yüzde 8,3. Bu da bize, strateji ile uygulama arasında bir boşluk oldu-ğunu gösteriyor. Dolayısıyla bundan sonraki odak noktası, bu stratejik viz-yonların tedarikten üretime, finans-mandan ürün geliştirmeye kadar tüm iş modeline nasıl entegre edildiği ol mah. Şimdi oluşturulan stratejileri hayata geçirme zamanı."
Üst düzey yönetim tarafında sürdürülebilirlik sahiplenilmiş durumda
“Net Sıfır hedefi taahhüdü veren şirket oranı yüzde 45. Bunun pozitif bir oran olduğunu söyleyebilirim. Diğer şirketlerin ise önünde büyük bir fırsat var. Öncelikle karbon ayak izlerini ölçüp, Net Sıfır için somut hedefler ve etkili bir yol haritası belirlemeliler. Regülasyonlara erken uyum sağlamak, yalnızca yükümlülükleri yerine getirmek değil, aynı zamanda rekabet avantajı yaratmak anlamına geliyor. Bu nedenle şirketlere geç kalmamalarını, dönüşümde geriye düşmemek için hızla harekete geçmelerini öneriyoruz. Sürdürülebilirliğin Yönetim Kurulu ve üst düzey yönetici düzeyinde sahiplenilmesi, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasında kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Anket verilerine göre yüzde 84 oranında şirketlerde üst düzey yönetim tarafından sürdürülebilirlik sahiplenilmiş durumda. Yüzde 84’lük sahiplenme oranı, özellikle büyük ölçekli şirketlerde sürdürülebilirliğin yönetim kurulu seviyesinde stratejik olarak ele alındığını gösteriyor. Elbette bunu yapan şirketlerin büyük çoğunluğu Holdingler. KOBİ’lere indiğimizde üst düzeydeki sahiplenme hâlâ yeterli değil.”
Şirketler sürdürülebilir finansman araçlarına nasıl erişeceklerini net bilmiyor
Şirketlerin yüzde 49’u sürdürülebilir finansman kaynaklarını araştırıyor ancak yüzde 37’si aktif olarak kullanıyor. Buradaki en önemli engel, bilgiye ve ürüne erişim. Birçok şirket sürdürülebilir finansman araçlarını tanıyor ama nasıl erişeceğini, hangi kriterleri sağlaması gerektiğini net bilmiyor. Bu sürecin hızlanması için şirketlerin teknik kapasitelerinin artırılması, sürdürülebilir finans konusundaki rehberlerin ve örnek uygulamaların daha çok yaygınlaştırılması gerekiyor. Biz de 2013’ten bu yana düzenlediğimiz Sürdürülebilir Finans Forumu ile bu alanda hem bilgi paylaşımını artırıyor hem de finans ve reel sektörü aynı masa etrafında buluşturuyoruz.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik çok önemli bir konu
Şeffaflık ve hesap verebilirlik kesinlikle çok önemli bir konu. Üstelik Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ve KGK’nın güvence denetimi şartıyla birlikte hiç olmadığı kadar kritik bir unsur hâline geldi. Ayrıca iş dünyasında inovasyon, rekabet avantajı, yatırım çekme, finansal performans gibi pek çok konuda avantaj sağlıyor. Şirketlerin yüzde 77’si ESG performanslarını düzenli raporluyor. Şunu da eklemek lazım, rapor yayınlamamış olmak, bu çalışmaları ‘yapmıyorum’ değil, ‘henüz başlamadım’ demek olmalı. Bu noktada üye şirketlerimize, Reporting Matters projemizle sürdürülebilirlik raporlaması konusunda uluslararası düzeyde rehberlik sunuyoruz.”
Kurumsal sürdürülebilirlikte olgunluk oranları
Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi 2025 sonuçlarına göre, şirketlerin:
-
Yüzde 84’ü stratejilerini sürdürülebilirlik odağında güncelliyor.
-
Yüzde 79’u karbon ayak izini ölçüyor.
-
Yüzde 78’i ESG performansını raporluyor.
-
Yüzde 44,7’si Net Sıfır taahhüdü verdi.
-
Döngüsel malzeme kullanımında oran yalnızca yüzde 8,3.
Şirketlerin yüzde 39’unun henüz iklim geçiş planı yok
“Şirketlerin yüzde 39’unun henüz iklim geçiş planı yok. Bu şirketler aslında sadece çevresel risk değil; operasyonel, itibar ve finansal risklerle de karşı karşıyalar. SKDM gibi düzenlemelerin uygulamaya geçtiği, TSRS gibi yeni standartların yürürlüğe girdiği bir dönemde geçiş planı olmayan şirketler; tedarik zincirinde dışlanma, yatırımcı ilgisinin kaybı, ihracat pazarlarında zorlanma gibi sonuçlarla karşılaşabilir. Ancak bu tabloyu yalnızca bir risk olarak değil, aynı zamanda bir fırsat olarak da okumalıyız. Geçiş planlarını bugünden oluşturan şirketler, sadece uyum sağlayan değil, dönüşümün yönünü belirleyen, yeni pazarlara daha güçlü giren yapılar hâline gelebilir.”