1980 yılında İstanbul'da kurulan EMSE, ikinci kuşak liderliğiyle mühendislik gücünü küresel pazara taşıyor. Döviz panolarıyla başlayan serüvenini bugün sıra çağrı sistemleri ve havalimanı teknolojileriyle sürdüren şirket, yazılım, donanım ve tasarımı tek çatı altında toplayan entegre üretim modeliyle dikkat çekiyor. Avrupa'daki büyümesini Quavis markasıyla sürdüren EMSE, taşınabilir check-in cihazı gibi inovatif çözümleriyle uluslararası fuarlarda ilgi görüyor, Türk mühendisliğini dünyaya taşıyor.
1980 yılında Muslu Oğuz tarafından kurulan EMSE (Elektro Mekanik Sistemler Endüstrisi), kurucusunun adımlarını bugünün ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlayan ikinci kuşak liderliğiyle yoluna devam ediyor.
Yıllar önce döviz panoları üreterek yola çıkan şirket, kaliteli mühendisliğe duyulan ihtiyaç ve yük sek ithalat maliyetleri nedeniyle sıra çağrı sistemlerine yönelmiş. Bugün, 40'tan fazla ülkeye sıra çağrı sistemleri ihraç eden EMSE, bankalardan hastanelere kadar çok sayıda kurumun dijital altyapısı m kurmuş durumda. Havalimanı teknolojilerine yönelme kararı ise, mevcut müşterilerin yeni ihtiyaçlarım dile getirmesiyle alınmış.
Yazılım, donanım ve tasarımı tek çatı altında birleştiren EMSE, entegre üretim modeliyle rakiplerinden ayrışıyor. Frankfurt'ta kurulan Quavis şubesi Qualified Aviation Solutions bu stratejinin en önemli adımı, "Kalite tek başına yetmiyor. Küresel pazarda referanslar, etkinlik katılımları, sosyal medya stratejileri gibi unsurlar artık rekabetin parçası. Bunları öğreniyor ve adapte oluyoruz" diyen Emse Quavis Avrupa Genel Müdürü Ceren Oğuz, "Henüz ben doğmadan yıllar õnce üretilmiş bir döviz panosunun 40 yıldan sonra halen yerinde ve çalışıyor olduğuna şahit olmak, bu şirketin ikinci nesli olmaya karar verdiğim dönüm noktasıdır" diyor. Ceren Oğuz ile, Türkiye'nin mühendislik gücünü global pazara taşıyan markanın projelerini konuştuk:
Sektördeki kaliteli mühendislik ihtiyacına cevap veriyoruz.
EMSE'de dönemin ihtiyaçları na göre, babamın yeri geldiğin de tek başına ve uyku bile uyumadan; yeri geldiğinde de özveri li ekip arkadaşlarıyla birlikte pek çok farklı elektromekanik sistemin tasarımı, yazılımı, donanımı tamamlanmış. 1980'li yıllarda ya şanan hızlı döviz hareketlerinin beraberinde EMSE AŞ döviz panoları üretmeye başlamışken, sektördeki kaliteli mühendislik ihtiyacından ve yurtdışındaki fiyatların zorlayıcı yüksekliğinden dolayı ог taya çıkmış bir talep, bizi yıllarca devam ettireceğimiz bir iş olan 'Sıra Çağrı sistemleri" üretmeye yönlendirmiş. Türkiye ile birlikte bugüne kadar yaklaşık 40 ülkede bankala ra, hastanelere, telekomünikasyon kurumlarına sıra çağrı sistemleri ürettik.
Havalimanı self servis teknolojileri alanında uzmanlaşmamızın da, sıra çağrı sistemlerinde uzmanlaşmamıza benzer birer hikâyesi var. Her ikisinde de, mevcut müşterilerimiz başka bir mühendislik ihtiyacından bahsederken kapasitemize, mühendisliğimize ve başarabileceğimize dair inancımız bize yeni kapılar açtı. Havaalanında yolcuların en çok şikayet ettikleri konu kontu arda uzun kuyruklarda beklemek ve bagajını taşıyıp teslim etmek işlemleridir. Geliştirdiğimiz Self Servis otomasyon üniteleri ile kontuara gitmeden Biniş kartı ve Bagaj Etiketini self servis cihazlardan almak mümkün. Ayrıca Bagajlar da kontu ara gitmeden Self Servis Bag Drop ünitesinden saniyeler içinde gönderiliyor. Böylece yolcu açısından kuyruklarda beklemekten kurtulmak gibi bir avantaj sağlanırken havayolu operatörü açısından da biniş işlemlerinin hızlı, ekonomik ve güvenli bir işlemle tamamlanması sağlanmış oluyor.
Self Servis sistemlerimiz halen. Türkiye'de faaliyet gösteren tüm havayolu şirketlerini kapsadığı gibi yurt dışında Türk Cumhuriyetlerinde de başarıyla kullanılmakta. Yeni müşterilerimiz arasında Almanya, Orta Amerika ve Güney Afrika'da projelerimiz devam ediyor.
Ürünü A'dan Z'ye en ince detaylarına kadar biliyoruz.
"Tek çatı altında üretim yapıyor olmanın en büyük avantajı, ürünü A'dan Z'ye en ince detaylarına kadar biliyor olmak demek. Böylece ürü nümüze hangi şekilde artı değer katabileceğimizi veya kendimizi hangi şekilde geliştirmemiz gerektiğini de gözlemliyoruz. Psikolojide 'maruz kalma etkisi' terimi vardır. Bir şeye ne kadar maruz kalırsak, onu sevme eğilimimiz de o kadar artar. Dolayısıyla, işimizi severek yapıyor, ürünlerimizi de bu şekilde üretiyoruz. Tabii, bu iş anlayışı da müşterilerimizi daha iyi tanımak, onların ihtiyaçlarını anlamak gibi daha güzel sonuçları beraberinde getiriyor. Tek bir çatı altında dinlediklerimiz, öğrendiklerimiz ve uyguladıklarımız bizi hep daha da ileriye taşıdı ve taşımaya devam ediyor."
Kalite tek başına yeterli değil
"Sürdürülebilirliği sağlamak açısından rekabet her zaman önemli bir faktör. Fakat, hiçbir zaman rekabetin büyüsüne kapılarak agresif bir büyüme telaşına kapılmadığımızı da belirtmek isterim. Kapasitemizi adım adım büyüterek, geçmişten bugüne korumayı başardığımız müşteri ilişkilerimizin devamlılığını sürdürerek doğal bir büyümenin ve rekabetin peşindeyiz. Bu kaliteyi koruyarak büуüme ve rekabet yaklaşımı, bizi Türkiye'de yıllar içinde rakipsiz hale getirdi. Fakat şimdi büyümenin ve açılmanın gereklilik olduğu bir seviyeye ulaştık. Legal, kültürel, zamansal farkların bizi en az etkilediği pazarın ise Avrupa olduğunu düşünüyoruz. Şu anda önceliğimiz Türkiye ve Avrupa pazarı. Bu sebeple, şirketler grubumuzun havacılık anlamında duyurduğu ismi olan Quavis'in Frankfurt am Main'da bir şubesini açtık. Quavis ismi, ayı Emse gibi bir kısaltma: "Qualified Aviation Solutions.
Küresel devlerin arasında sektörde kendimize yer edinmek için kalitenin tek başına yeterli olmadığını gözlemledik. Katıldığımız etkinlikler, sosyal medya kullanımı, pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi, daha fazla istatistiksel veri elde edilmesi, kültürel farklılıkların ve ihtiyaçların anlaşılması ve tüm bunların süreç yönetimi bizler için oldukça yeni sayılır. Bu konularda kendimizi geliştirebilmek de önceliğimiz haline geldi."
En büyük ilham kaynağımız müşterilerimiz
Projeler tamamlandıktan sonra Ürünlerin yıllar boyunca hiç aksama göstermemesi, EMSE'nin hem güçlü bir avantajı hem de bir meydan okuması. Ancak uzun ömürlü ürünler sayesinde yıllar sonra dahi müşterilerle bağ kopmuyor. Gerekli durumlarda uzaktan destek, parça temini ve tamir gibi hizmetlerle EMSE sistemleri uzun süre hayatta kalmaya devam ediyor. Ceren Uslu, entegre çözümlerin, müşteri deneyimini dönüştürdüğünü ifade ediy or: "Check-in işlemini hızlandırmak için sadece kiosk üretmiyoruz. Yolcunun yaşayabileceği tüm olasılıkları değerlendirerek süreçte iyileştirmeler yapıyoruz. tartı sistemleri, ödeme entegrasyonlan, koltuk seçimi... Bu senaryolanın hepsi ürünlerimizin evrimini belirliyor. Ayrıca, biyometrik doğrulama, uzaktan yöne tim sistemleri gibi alanlarda da aktif olarak projeler geliştiriyoruz."
Passenger Terminal Expo 2025'te yoğun ilgi
Ceren Oğuz, geçtiğimiz aylarda katıldıkları Passenger Terminal Expo 2025 fuarının şirket vizyonun küresel bir yansıması olduğunu ifade ediyor ve şu bilgileri veriyor: "En çok ilgi gören ürünlerimizden biri, 14 kiloluk taşınabilir check-in cihazı Q-Mobile Port oldu. Bagaj etiketi basan, bilet üreten bu kompakt cihaz küçük havalimanları için büyük bir çözüm sunuyor. Fuarda sergilenen diğer çözümler arasında One-Step BagDrop ve farklı özelliklerde self servis kiosklar da vardı. Sektördeki ismimizin ve farklı tasarımlarımızın bilinirliğinin arttığını görmek bizleri heyecanlandırdı. Çeşitliliğimiz ve tasarımlarımıza olan geri bildirimler özgüvenimizi artırdı."