İklim kriziyle mücadelenin küre sel düzeydeki tek resmi müzakere ve çözüm platformu olan COP29, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı, bugün Bakü’de başladı.
Geçtiğimiz Dubai’de gerçekleşen COP28 de müzakerecileri fosil yakıtların aşamalı olarak ortadan kaldırılması, yenilenebilir enerjinin üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğinin ilki katına çıkarılması gerektiği konusunda uzlaşmaya varmışlardı. COP29 ise “Finans COP’u olarak değerlendiriliyor. Son araştırmalar, dünyanın, 2000-2019 döneminde iklim değişikliği nedeniyle en az 2,8 trilyon dolarlık kayıp ve zarara uğradığına tahmin ediyor.
COP15’in sonunda imzalanan Kopenhag Mutabakatı kapsamında gelişmiş ülkeler, 2020 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere emisyonlarını azaltmaları ve iklim krizine karşı dirençlerini artırmaları için yıllık 100 milyar dolar sağlamayı kabul etti. Verilen son tarihin üzerinden 4 sene geçmiş olmasına rağmen bu taahhüt tam anlamıyla yerine getirilemedi. Üstelik uzmanlar, iklim kriziyle mücadelede yıllık 100 milyar doların artık yeterli olmayacağını belirtiyor.
Gelişmekte olan ülkeler, iklim kriziyle mücadelede kendi kaynaklarını kullandıktan sonra her yıl ortalama 500 milyar ile 1 trilyon dolar gibi ek bir kaynağa ihtiyaç duyuyor. Bu da taahhüt edilen rakamın en az 5 katı anlamına geliyor. COP29’da bu hedeflerin günün koşullarına uygun şekilde revize edilmesi üzerine çalışılması bekleniyor.
Öte yandan, geçtiğimiz sene COP28, bir petrol ülkesi olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlendiği için eleştirilerin hedefi olmuştu. Aynı eleştiriler bu sene için de geçerli. Petrol ve doğal gaz ihracatçısı olan Azerbaycan, ‘kritik derecede yetersiz’ bir NDC’ye sahip olarak değerlendiriliyor ve petrol ve doğal gaz yatırımlarını (2035 yılına kadar yüzde 14 oranında) artırmayı planlıyor. Bu arada Azerbaycan, 1 milyar dolarlık İklim Finansmanı Eylem Fonu girişimi başlatmayı planlıyor. Bu planın başarılı bir şekilde başlatılması halinde fosil yakıt üreticisi ülkeler ve şirketler iklim finansmanına katkıda bulunacak. Yapılan eleştirilere rağmen, COP’lar iklim krizi ile mücadelede çözüm yaratmak açısından önemli bir rol üstleniyor. Greenpeace Türkiye, konferansın önemini birkaç başlıkta değerlendiriyor.
Bu sene Azerbaycan’da düzenlenecek olan COP29 neden önemli?
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, 1995 yılından bu yana her yıl farklı bir şehirde, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel işbirliği nihai hedefi ile gerçekleştiriliyor. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerden devlet başkanları ve bakanlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şirketler, inanç grupları, bilim insanları ve yerli halklar ve yerel topluluklar gibi diğer paydaş gruplarla birlikte katılıyor. COP her yıl farklı konulara ve uygulama görevlerine odaklanıyor. Bu COP’u öncekilerden ayıran ilk defa odakta tamamen finansın yer alacak olması! Yapılacak tartışmaların merkezinde Yeni Toplu Sayısallaştırılmış Hedef (New Collective Qualified Goal – NCQG) olarak adlandırılan yeni bir iklim finansmanı hedefinin güvence altına alınması bulunacak. NCQG, ilk iklim finansmanı taahhüt döneminin 2025 yılında bitmesi sonrasında gelişmiş ülkelerin iklim eylemlerini destekleyecek finansman planının oluşturulması açısından kritik bir öneme sahip.
2009 yılında gelişmiş ülkeler 2020 yılına kadar gelişmekte olan ülkelerin iklim eylemini desteklemek için yıllık 100 milyar Amerikan Doları toplanmasına karar vermişti. 2015 Paris İklim Anlaşması ile bu hedef 2025 yılına kadar uzatıldı ve gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç ve önceliklerini dikkate alarak 2025 sonrası için yıllık 100 milyar dolar tabanından yeni bir finansman hedefi belirlenmesi kabul edildi. NCQG olarak anılan bu yeni hedef için görüşmeler üç yıldır devam ediyor ve nihai halini COP29’da alacak. İklim değişikliği ile mücadelede finansman özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklim eylemi için kritik öneme sahip. Bu nedenle toplantıdan taleplere cevap verebilecek bir hedefin çıkması oldukça önemli.
COP neden son iki senedir Dubai, Azerbaycan gibi fosil yakıt üretimi yoğun ülkelerde düzenleniyor?
COP’a ev sahipliği yapacak ülke, beş Birleşmiş Milletler bölgesel grubu (Afrika Grubu, Asya-Pasifik Grubu, Doğu Avrupa Grubu, Latin Amerika ve Karayipler Grubu (GRULAC) ve Batı Avrupa ve Diğerleri Grubu (WEOG)) arasında dönüşümlü olarak belirleniyor
BM iklim müzakerelerinin bir büyük fosil yakıt üreticisi ülkeden diğerine geçmesi, bu konudaki seçimler adına absürd bir tablo çiziyor. Dünya, küresel ortalama sıcaklıkların 1.5 dereceyi aştığı korkutucu 14. ayı yaşarken, petrol ve gaz zengini Azerbaycan’ın COP29 ev sahibi olarak seçilmesi son derece iddialı. Ancak COP Başkanı olarak Azerbaycan, örnek teşkil edeceğine ve COP28’de varılan anlaşmalar doğrultusunda 1.5 derece ile uyumlu bir NDC sunacağına söz verdi. COP ev sahiplerinin ilerleme sağlama sorumluluğu var ve Azerbaycan, yeni finans hedefi olan NCQG üzerinde sağlam ve iddialı bir anlaşmaya varılmasını sağlamaya odaklanmalı. Petrol, kömür ve gaz şirketleri ile diğer büyük kirleticilerin neden olduğu iklim zararı ve yıkımı için ödeme yapmaları gerektiğine işaret etmeli.
■ Greenpeace Türkiye COP29’dan ne bekliyor?
Greenpeace, COP29 için şu konulara yoğunlaşıyor:
Gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine uyum, azaltım ve kayıp ve zarar eylemleri için 2025 hedeflerinden daha yüksek bir kamu finansmanı sağlanmasını ve bu finansmanın kirleten öder ilkesine göre yapılmasını taahhüt eden bir iklim finansmanı hedefi belirlenmesi.
Fosil yakıtlardan vazgeçilmesine yönelik COP28 anlaşmasının uygulanması, ülkelerin 1.5°C hedefi ile uyumlu olarak 2030 ve 2035 Ulusal Katkı Beyanlarında (NDC) fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasına yönelik plan ve politikalarının ne şekilde yer alacağının ana hatlarının belirlenmesi için bir yol haritası oluşturulması.
Ormanlar gibi yüksek bütünlüğe sahip karbon yoğun ekosistemlerin korunması ve onarılması için denkleştirme ve karbon piyasalarına dair zayıf bir karar çıkmasının önlenmesi.
Türkiye özelinde ise Türkiye’nin güçlü bir iklim eylemi ile hedeflerine ulaşabilmesi adına yeni kömürlü termik santral yapmama ve kademeli olarak kömürden çıkış kararı açıklaması.
■ COP29 nasıl bir ortamda başlıyor?
■ Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanması ile birlikte ABD’nin daha fazla petrol ve doğalgaz sondajı yapmaya çalışması ve Paris Anlaşması’ndan bir kez daha çekilmesi bekleniyor. Jeopolitik belirsizliklere rağmen, Biden yönetimi tarafından belirlenen iklim politikalarının birçoğunun hem ülke içinde hem de UNFCCC bağlamında dirençli kalması bekleniyor. COP29’da Biden yönetiminin yeni bir iklim finansmanı hedefinin gerçekleştirilmesinde stratejik bir rol oynamaya devam etmesi bekleniyor. Net Zero Policy Lab tarafından hazırlanan yeni bir rapor, ABD’nin temiz enerji ekonomisinden çekilmesi halinde Avrupa, Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin on milyarlarca dolarlık yeni fırsatlar elde edeceğini gösteriyor.
■ Müzakereciler Bakü’ye vardıklarında 2024’ün yine tarihin en sıcak yılı olacağını bilecekler: yani son 10 yılın her biri kayıtlardaki en sıcak 10 yıl arasında yer alıyor. Gezegen şu anda, insanlar yaşamak ve tarım yapmak için güvenli yerler seçmeye başlamadan çok önce, 120 bin yıldır en sıcak dönemini yaşıyor.
■ Bilim insanları iklim sisteminde gördükleri değişiklikler konusunda endişeli. Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri her yıl bir ‘sağlık raporu’ yayınlıyor ve trendler tümüyle yanlış yönde ilerliyor. Uluslararası Kriyosfer İklim İnisiyatifi bize ‘2°C’nin çok yüksek’ olduğunu ve deniz seviyesindeki yükselmenin uyum sağlanamayacak bir hızda olacağını söylüyor.
■ COP’ta çok taraflı işbirliği hayati önem taşıyor çünkü yeterli iklim finansmanı, ticaret politikalarının gelişmekte olan ülkelerin geçiş planlarını ve kalkınma hedeflerini engellememesini, aksine geliştirmesini sağlamak için bir ön koşul. Ticaret konusunda artan endişeler, gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için yapıcı çok taraflı işbirliğine ve iklim finansmanı konusunda iddialı taahhütlere duyulan ihtiyacı güçlendiriyor.
■ COP29 nasıl sonuçlanırsa, “başarısız geçti” denebilir?
COP29’un en büyük hedefi iklim finansmanı konusunda güçlü bir plan ortaya koymak. Dolayısıyla toplantıdan gelişmiş ülkelerin sorumluluklarına vurgu yapmayan, iklim finansmanı konusunu yalnızca iklim eylemi içinde projelerin finansmanına ya da gelişmekte ülkelere verilecek kredilere odaklayan bir karar iklim değişikliğinin yarattığı eşitsizlikleri daha da derinleştirebilir. Ülkelerin 2030 ve 2035 NDC’lerinde kömürden çıkış ve yenilenebilir enerji hedeflerinin planlanmasına dair bir yol haritasının oluşturulmaması iklim değişikliği için güvenli eşik olarak belirlenen 1.5°C hedefinin başarılamamasına neden olacaktır.
■ COP29’dan Türkiye’nin beklentisi ya da beklentileri nelerdir?
Türkiye COP29’a üst düzey katılım sağlayacak. Toplantının ilk iki gününde gerçekleşecek Devlet Başkanları Zirvesi’ne Tayyip Erdoğan da katılıyor. Türkiye COP29’da 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisini ve Sıfır Atık İnisiyatifini açıklayacak. Türkiye delegasyonu, iklim finansmanında çok taraflı kalkınma bankalarının ve özel sektör yatırımlarının etkin rol oynamasını ve proje bazlı finansmanla çalışan Türkiye gibi ülkelerin finansmana daha hızlı ulaşması için bir yol haritası belirlenmesini istiyor. Bu yıl aynı zamanda 2026 yılında yapılacak COP31 başkanlığının kime verileceği konusunda da karara varılması bekleniyor. Aday ülkeler Türkiye ve Avustralya. İklim değişikliği konusunda yapılan en büyük ve en önemli toplantıya ev sahipliği yapmak hem ülkelerin prestijleri hem de iklim değişikliği konusunda sözlerini güçlü şekilde söyleyerek liderliklerini gösterebilecekleri bir konu olduğu önemli.
■ COP29’un başarılı olması için ne gerekiyor?
■ Gelişmiş ülkelere uyum, azaltım ve kayıp ve zarar eylemleri için yıllık en az 1 trilyon dolar kamu finansmanı taahhüdü bulunan iddialı bir iklim finansmanı hedefinin karara bağlanması,
■ Alınan kararın “kirleten öder” prensibini benimsemesi, gelişmiş ülkelerin öncülük etme sorumluluğunu kabul etmesi ve ülkelere yerel iklim eylemleri ve uluslararası iklim finansmanında kullanılmak üzere fosil yakıt endüstrisine yönelik adil bir vergi düzenlemesi getirmeleri çağrısı yapması,
■ COP28’de verilen fosil yakıtlardan vazgeçmeye yönelik kararın uygulanması konusunda ilerleme kaydedilmesi,
■ 1.5 derece hedefi ile uyumlu olarak, ülkelerin fosil yakıtlardan çıkış ve yenilenebilir enerjilere geçiş hedeflerini içeren 2030 ve 2035 NDC’leri için planlarını ve ihtiyaçlarını detaylandırması,
■ Ülkelerin 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üçe ve enerji verimliliğini ikiye katlama küresel hedefi kapsamında ilerleme kaydetmesi.