MEHMET ALTAY YEGİN - Uluslararası Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk dönem göreve geldikten sonra fitilini ateşlediği ve ikinci dönemde de üzerine benzin dökerek alevlendirdiği ticaret savaşları devam ediyor. İkinci dönem göreve başladıktan hemen sonra korumacılık politikaları kapsamında dünyanın dört bir yanından ithal edilen eşyalara yönelik ilave gümrük vergilerinde büyük artış gerçekleştirdi. Ardından hangi ülkelerin bu artışlardan nasıl etkileneceği ve bu değişikliklerin tüketicinin gündelik hayatına nasıl yansıyacağı merak konusu oldu ve konu hala tartışılmaya devam ediyor.
Trump, tüm ülkelerden yapılan ithalata yüzde 10 asgari vergi ve ABD ile ticaret fazlası veren onlarca ülkeye daha yüksek gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. Beyaz Saray'da yaptığı konuşmada, ABD'nin Çin'den yapılan ithalattan yüzde 34, Avrupa Birliği'nden yapılan ithalattan yüzde 20 ve Tayvan'dan yapılan ithalattan yüzde 32 oranında ilave gümrük vergisi alacağını açıkladı.
Dünyanın en büyük ekonomisi olarak kabul edilen ABD, küresel ticaretten en çok pay alan ikinci ülke konumunda. Ticaret savaşlarının yanı sıra ABD’nin uluslararası ticarete ilişkin uygulamaları, diğer ülkeleri doğrudan etkilemektedir. Dünyanın en büyük ekonomisini yönetmek elbette buna uygun yasal düzenlemelerin de yürürlükte olmasını gerektirmektedir. Bu düzenlemeler içerisinde dikkat çekenin birisi de “ticaretin kolaylaştırılması”na yönelik olanıdır.
2001 yılındaki “İkiz Kule Saldırıları” olarak adlandırılan terör olaylarından sonra küresel düzeyde gümrük idareleri “önce güvenlik sonra ticaret” anlayışı ile bir dizi yeni düzenlemeyi yürürlüğe soktu. ABD’de ikiz kulelere ve Pentagon’a gerçekleştirilen saldırılar o yıllarda küresel düzeyde bir güvensizlik ortamı yarattı. Ülkeler daha sıkı hudut kontrolleri ve güvenliği önceleyen dış ticaret seçeneklerine yönelmeye başladı. Akabinde, küresel düzeyde tedarik zincirinde kesintiler ve bundan kaynaklanan gecikmeler ortaya çıkmaya başladı.
Tüm bunların sonucunda ticaretin kolaylaştırılması yönünde en başarılı hükümet-özel sektör ortaklığı olarak bilinen Terörizme Karşı Gümrük-Ticaret Ortaklığı (C-TPAT) düzenlemesi karşımıza çıktı. C-TPAT, 12.000’den fazla sertifikalı katılımcısı bulunan en önemli ticaretin kolaylaştırması örneğidir.
C-TPAT Kademe-1, Kademe-2 ve Kademe-3 katılımcıları olarak 3’e ayrılmaktadır. İthalatçılar, gümrük müşavirleri, nakliyeciler, hava, deniz, kara taşıyıcıları, sözleşmeli lojistik sağlayıcılar ve uluslararası tedarik zinciri ve intermodal taşımacılık sistemindeki diğer kuruluşlar sistemin bir parçasıdır.
ABD’nin gerçekleştirdiği programın ardından durumu birlikte değerlendiren Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Gümrük Örgütü üyeleri güvenlik kontrollerine halel getirmeksizin hiç olmazsa “güvenilir ticaret erbabı” olarak adlandırılan işletmelerin gümrük işlemlerini daha hızlı yürütmeye yönelik yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç duydular. “Authorized Economik Operator” (Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör) düzenlemesi bu anlayışla birçok ülkede yürürlüğe sokuldu. AEO konsepti, Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından başlatılan «gümrükten-işletmeye» kadar ilerleyen bir iş birliğine dayanmaktadır.
2020 yılında Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından yayımlanan AEO-Özeti’nde (Compendium) Avrupa Birliği’nde (AB) sisteme dahil olan firma sayısı şöyle sıralanmıştır:
- AEOC 8.778
- AEOS 706
- AEOF 8.911
Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması amacıyla gerçekleştirilen bu uygulamalar arasında karşılaştırma yapmak gerekirse C-TPAT’te olan ancak AEO uygulamalarında yer almayan bir dizi başlıklar yer almaktadır.
Bu başlıkları şöyle sıralayabiliriz:
- C-TPAT Ek İş Ortağı İnceleme Süreçleri C-TPAT Eğitim Fırsatlarından Yararlanmanın Gerekliliği; Müşteri-ithalatçılar için, gümrük müşavirleri, seminerler aracılığıyla, danışmanlık hizmetleri, metin materyallerinin yayılması yoluyla veya müşterilere bu tür materyalleri CBP web sitesinde veya başka bir yerde edinme konusunda yardım sağlayarak eğitim fırsatları sunulur. C-TPAT güvenlik kriterlerinin sağlandığından emin olmalıdır. Aracılar, güvenlikle ilgili müşteri-ithalatçı sorgularını ele almak için bir süreç geliştirmeli ve belgelemelidir. Müşteri-ithalatçıları C-TPAT programına katılmaya teşvik etmelidir. Bu gereklilikler AEO’da yer almamaktadır.
- C-TPAT Usul Güvenliği Gereklilikleri Deniz Taşıyıcıları İçin Yolcular ve Mürettebat için ABD Sahil Güvenlik Varış ve Ayrılış Bildirimi Gerekliliği: Deniz taşıyıcıları, ABD Sahil Güvenlik Varış ve Ayrılış Bildirimi gerekliliklerine uygunluğu sağlamalıdır. Böylece uluslararası yolcular ve mürettebatla ilgili verilerin ABD hükümetine ve CBP'ye doğru, zamanında ve önceden iletilmesi sağlanır. Bu tür talepler, CBP'nin ek sefer bilgisi gerektirdiği durumlarda sefere özel olarak yapılacak ve deniz taşıyıcısı tarafından zamanında yerine getirilecektir. CBP, bunların düzenlenmiş belgeler olmadığını ve dahil edilen verilerin her zaman manifesto dosyalama ile eşleşmeyebileceğini kabul etmektedir. Bu düzenleme AEO’da yer almamaktadır.
- C-TPAT BT Güvenlik Gereklilikleri: FAST Takip Cihazlarının Kontrollerinin ve Doğru Kullanımının Sağlanması Takip cihazları veya Serbest ve Güvenli Ticaret (FAST) programını kullanmak üzere ABD Gümrük ve Sınır Koruması tarafından karayolu taşıyıcısına herhangi bir teknoloji yanlış kullanmaya, tehlikeye düşmeye, çalınmaya, tahrif edilmeye, değiştirilmeye veya çoğaltılmaya karşı koruma sağlamaktadır. C-TPAT karayolu taşıyıcıları, FAST takip cihazlarının sipariş edilmesi, verilmesi, etkinleştirilmesi ve devre dışı bırakılmasını yönetmek için belgelenmiş prosedürlere sahip olmalıdır. C-TPAT karayolu taşıyıcılarının, C-TPAT onaylı karayolu taşıyıcısına ait olmayan ve onun tarafından kontrol edilmeyen herhangi bir karayolu taşıyıcı şirketi için FAST takip cihazlarını talep etmesi yasaktır. C-TPAT karayolu taşıyıcılarının, C-TPAT karayolu taşıyıcısı için münhasır taşımacılık hizmetleri sağlamak üzere yazılı sözleşme altında olmayan herhangi bir operatör için FAST takip cihazlarını talep etmesi de yasaktır. Bu yönde bir düzenleme AEO’da yer almamaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında, ticaret savaşlarında olduğu gibi kim kazanır bilinmez ama C-TPAT & AEO “Ticaretin Kolaylaştırılması” savaşlarında, önceliğin güvenlikte olması gerektiği değerlendirilmektedir. Bu vesileyle, dış ticaret erbabının kullanımına sunulan basitleştirme uygulamalarının yaygınlaşarak en güvenilir dış ticaret yöntemi olan “Karşılıklı Tanıma Anlaşmaları”nın (MRA) artırılmasını temenni ettiğimi de belirtmek isterim.