Araştırma bölümleri, ekonomistler, analistler, fon yöneticileri ve yatırımcılar, para politikasının nasıl ve hangi koşullar altında şekilleneceğini kestirmeye çalışıyor.
Piyasalar, bu kez eş zamanlı, yeni hafta başlangıcına, volatilite artışı ve zayıflama beklentileri eşliğinde merhaba demeye hazırlanıyor. ABD’de değişen siyasi düzenin küresel ticarete yönelik farklı tutumu, bir kez daha yatırımcıları test eder vaziyette. Ancak, tek bir farkla: Başkan Trump’ın Çin’e karşı tarife oranlarını %100 olarak belirleyeceğini belirtmesi, Çin’in nadir değerli elementlere yönelik ihracat kısıtlamalarına verilmiş bir nevi teknik yanıt. Cuma günü piyasalara bomba gibi düşen başlık ile birlikte, spekülatif işlemlerin en uç noktası konumunda altcoin işlemlerinde başlayan likidite olma durumu, 19 milyar dolarlık pozisyon tutarına ulaşarak tarihi rekor kırdı. Üstelik bu eğilimin 7 milyar dolarlık kısmının ilk 1 saat içerisinde gerçekleştiği şeklinde haberlerin uluslararası değerlendirmelerde yer aldığını da ekleyelim. Bitcoin ve Ether’den ziyade likiditesi daha düşük, kaldıraç oranı çok daha yüksek gruplardaki bu durum, başta Amerikan hisse senetleri olmak üzere, açık konumdaki tüm fiyatlamaları doğrudan etkiledi. Güvenli liman düşüncesinin ciddi anlamda belirdiği işlemler, Japon yeni ve İsviçre frangı gibi klasik varlıklara yönelimi tetiklerken, ons altın yeniden 4 bin dolar seviyesinin üzerini test etti ve rekor haftalık seviye kapanışı gerçekleştirdi. ABD tahvilleri de doğrudan talep gördü. Süreç içerisinden fazlasıyla alışık olduğumuz şekilde, Amerikan doları zayıflasa da dolar endeksi haftalık performansta 2025’in en iyi pozisyonundaki kapanışı ile takip edildi.
Yatırımcı kesimi, iki ülke arasındaki ticaret anlaşmazlığı konusuna ilk kez denk gelmiyor. 2025’in geride kalan dilimi itibarıyla, fazlasıyla deneyimli. Ancak, unutulmasın ki, bir süredir Amerikan hisse senetlerindeki yüksek çarpanlar eleştiri ve endişe konusu. Bu gibi başlıklar, kısa vadeli oynaklık artışı vesilesi ile ‘beklenen’ realizasyon risklerini çok daha canlıya çeker, bir nevi tetikler. Bu kez de benzer bir durumun oluşmaması için farklı bir gerekçemiz söz konusu değil. Öte yandan zamanlama ise kısmen riskli ve sorunlu. ABD’de hükümet kapalı, Fed, Eylül itibarıyla faiz indirimlerine yeniden başladı, ancak, ileri vadenin nasıl şekilleneceği konusu belirsiz, ya da engebeli diyelim ve buradan 1 yıl sonra ABD’de ara seçimler gerçekleştirilecek. Tüm bunların tek bir kapta eritildiği senaryo, çok daha volatil zamanların her anlamda bizleri beklediği sonucuna ulaşmamızı sağlıyor. Öte yandan Başkan Trump’ın mesajı ile silinen primler, aynı yöntem ile yerine konulabilir. Yakın geçmişimiz bu tarz örneklerle dolu. O nedenle pazartesi işlemlerinin ‘dipten dönüş’ arayışında olan yatırımcı kesimi için fırsat yaratması sürpriz olmaz.
Farklı olmayan durum, yerel varlıklar için de geçerli. Belki başlıklar farklı olsa da gidişat benzer. Araştırma bölümleri, ekonomistler, analistler, fon yöneticileri ve yatırımcılar, kısaca sürece dahil olan herkes, para politikasının nasıl ve hangi koşullar altında şekilleneceğini kestirmeye çalışıyor. Sert şekilde beklentilerden sapan eylül enflasyonu sonrası ekim için de risklerin yukarı yönlü belirmesi, zaten elde kalan tek fiyatlama beklentisi olan ‘faiz indirimi döngüsü’ nezdinde sorgulamaların artmasına zemin hazırlarken, belirsizlik, fiyatlamaları ise baskılıyor. Şaşırılmayacak şekilde liderliği de XBANK üstleniyor. Yaklaşan 3Ç finansalları öncesindeki bu gidişat, hala daha cazip konumdaki alternatif getirilere yönelimi canlı tutmak için fazlasıyla makul ve anlaşılır pozisyonda. O nedenle BIST’in patinaj sürecinden çıkışı biraz daha zaman alabilir gibi görünüyor. Ancak, tüm bu konuştuklarımız için değişim hızının tek bir veri ile çok hızlı şekilde gerçekleşeceğini de göz ardı etmemek gerekiyor.