Mart ayı içinde sermaye ve kredi olarak yurtdışına kaçan; yurtiçinde de finans sisteminin dışına kaçan kaynağın toplamı, 14,72 milyar doları buluyor.
Merkez Bankası’nın mart ayı ödemeler dengesi verilerini açıklamasıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve rakip cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ödemeler dengesi üzerinde yol açtığı ilk etkilerin izlerini görme olanağı ortaya çıktı.
Siyasette darbe etkisi yaratan ve siyasi iklimi hızla değiştiren bu operasyonun ödemeler dengesi cephesinde yarattığı tahribat, üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen ekonomideki yıkıcı etkilerinin sonuçlarını hâlâ yaşamakta olduğumuz Rahip Brunson krizi ile karşılaştırılacak düzeyde. Üstelik bu hasar, 19 Mart tarihli operasyondan ay sonuna kadar sadece 8 işgünü içinde gerçekleşmiş bir etki.
Yabancı sıcak para girişi tersine döndü
Ödemeler dengesinde mart ayında ortaya çıkan değişimin boyutunun karşılaştırmalı olarak daha net görülebilmesi için tablomuzda hem önceki iki aya ait yakın dönem verileri, hem de bir yıl önceki mart ayının verileri yer alıyor. Bu tablonun ortaya koyduğu başlıca sonuçlar şunlar:
▶ Son aylarda bir yıl öncesine göre tempo kaybetmiş olsa da ılımlı bir seyir gösteren yabancı sıcak para girişi tersine döndü. Ocakta 1,57 milyar dolar, şubatta 1,82 milyar dolar yabancı sıcak para girişi olmuştu. Martta ise yabancı sıcak parada 1,52 milyar dolarlık çıkış ortaya çıkmış.
▶ Hisse senedi piyasasından 399 milyon dolarlık, tahvil piyasasından da 2,32 milyar dolarlık yabancı sıcak para çıkışı var.
▶ Önceki aylarda yabancıların mevduat olarak tuttukları paradan tahvil piyasasına giriş varken, martta tahvil piyasasından mevduata kaçış yaşanmış. Yabancıların Türkiye’ye yaklaşımının iyice kısa vadeye kaydığının bir işareti olan bu durum, ödemeler dengesi gelişmelerinin geleceğine dair kırılganlıkların daha da artması anlamına geliyor.
▶ 19 Mart operasyonundan sonra ağırlıklı olarak dikkatler yabancı sıcak paranın kaçışı üzerine odaklanmıştı. Ancak mart ayı ödemeler dengesi verileri, yurtdışına asıl kaçışın yerli sıcak parada yaşandığını ortaya koyuyor. Yerli sıcak paranın mart ayında hisse senedi, tahvil yatırımı veya mevduat olarak yurtdışına çıkardığı kaynak miktarı 8,76 milyar dolara fırlamış.
▶ Mart ayında yaşanan yerli sıcak para çıkışı, Ağustos 2018’deki Brunson krizi ile yaşanan 10,17 milyar dolarlık çıkıştan sonra tarihte gördüğümüz en yüksek ikinci aylık yerli sıcak para çıkışı.
▶ Yerleşiklerin doğrudan yatırım şeklinde çıkardığı 688 milyon doları da eklediğimizde yerleşiklerin çıkardığı sermaye miktarı 9,45 milyar dolara ulaşıyor.
▶ Ayrıca bankalar da yurtdışına kredi vererek 1,33 milyar dolar çıkarmış bulunuyor.
▶ Tüm bunlara, mart ayında bir sıçrama yaparak 3,94 milyar dolara tırmanan kaynağı belirsiz döviz çıkışını da eklemek gerekiyor. Çünkü bu miktarın da ana gövdesini yurtiçinde finansal sistem dışına kaçan yerli sıcak para oluşturuyor.
▶ Sonuç olarak mart ayı içinde sermaye ve kredi olarak yurtdışına kaçan; yurtiçinde de finans sisteminin dışına kaçan kaynağın toplamı, 14,72 milyar doları buluyor.
Bu veriler, siyasi gelişmelerin yarattığı ve yaratacağı hasarın yabancı sermaye akımlarıyla sınırlı kalmayacağını, hatta 19 Mart operasyonunun yerli sermaye üzerinde yarattığı tedirginliğin yaratacağı hasarın ondan daha büyük olabileceğine işaret ediyor.