Herhangi bir serbest yatırım fonu, BİST30-50-100 dışında likiditesi zayıf, piyasa değeri düşük bir hisse senedine yatırım yaparak ilgili şirketteki sahiplik oranını şirketin piyasa işlemlerini kontrol edebilecek miktara çıkarabilmektedir.
Geçtiğimiz hafta 10 milyon TL’yi aşkın yatırımcının 8 trilyon TL üzerinde portföy değerine sahip olan yatırım fon piyasasındaki güncel fon dağılım bilgilerini sizlere aktarmıştım. 2007 yılında ilk kuruluşunda yer aldığım serbest yatırım fon piyasası geçen 18 yıl sonunda bugün 5 trilyon TL aktif büyüklüğüne ulaşarak fon piyasası toplamından %61 düzeyinde önemli bir pay almaktadır.
Serbest fonların içerisinde özel kurulmuş fonlar 739 milyar TL, döviz fonları 2,3 trilyon TL, hisse senedi fonları 195 milyar TL, katılım fonları 500 milyar TL, Kısa Vadeli fonlar 876 milyar TL ve Diğer fonlar da 286 milyar TL’lik bir ağırlığa sahip bulunmaktadır.
Son zamanlarda serbest hisse yatırım fon piyasasındaki bazı fon getirilerinde yaşanan anormal yükselişler neticesinde piyasada bu yöne doğru aşırı bir ilgi olduğu aşikar. Ancak bu durumun yeni olmadığı 2022 yılından bugüne kadar bir kaç serbest yatırım fonunda çok yüksek düzeylerde getirilerin gerçekleşmekte olduğunu Tefas (Fon Bilgilendirme Platformu) üzerinden görebilmekteyiz.1
Piyasanın olağan akışına aykırı bir durum
Örneğin BİST100 Endeksi’nin son 1 yıl içerisinde %16,43 getiri sağladığı bir piyasa ortamında bir serbest yatırım fonunun %10.000’e yaklaşan miktarda getiri sağlamış olması piyasanın olağan akışına aykırı bir durum arz etmektedir. İlgili fon ölçütünün BİST-KYD 1 Aylık Gösterge Mevduat TL Endeksi şeklinde bir tercih yapıldığı ortamda, fon dağılımının %96’yı aşan oranda hisse senedi ağırlığında olması fon ölçütü-fon dağılımı arasında ciddi bir uyumsuzluk durumunu da beraberinde getirmektedir.
BİST hisse senedi piyasası haricinde vadeli piyasa olan VİOP üzerinden ortalama endeks/hisse kontratlarında 6-9 kat arası kaldıraç imkanı kullanılmış olunduğunda bile endeks yıllık getirisinin 600 kat üzerinde bir yıllık getiriyi sağlayabilmek istatistiksel olarak imkansıza yakın bir durumdur.
Matematiksel olasılık hesabına göre böyle bir yatırımın 1 yılda gerçekleşmesi 22 standart sapma uzaklıkta bir durum olması anlamına gelmektedir. Yani 10-106 civarında bir şekilde istatistiksel olarak böyle bir yıllık getirinin olabilme olasılığı “sıfır”dır. Sayısal olarak mümkün olamayan durumun fon piyasasında gerçekleşmiş olması fonun aşırı risk almış olmasına, 3-4 küçük hacimli hisse senedi üzerinden aşırı yoğunlaşarak işlemlerin yapılmış olmasına, kaldıraçlı pozisyonların kullanılmış olunmasına ve makyajlanmış kısa dönemde elde edilen yüksek getirinin yıllıklandırılmış hesaplaması gibi çeşitli sebeplerle mümkün olabileceğini düşünebiliriz.
Serbest yatırım fonları tanımları gereği nitelikli yatırımcılara fon içeriği dışarıdan gözükmeksizin faaliyet gösteren tüzel varlıklardır. Herhangi bir serbest yatırım fonu, BİST30-50-100 dışında likiditesi zayıf, piyasa değeri düşük bir hisse senedine yatırım yaparak ilgili şirketteki sahiplik oranını şirketin piyasa işlemlerini kontrol edebilecek miktara çıkarabilmektedir. Böylelikle hisse fiyatını zaman içerisinde istediği fiyata kadar yükselttikten sonra da kendi kurumunun TEFAS’ta genel yatırımcı alım/satımına açık bir fonundan aynı hisseye alım talebi yaratarak oluşturduğu kârı TEFAS’a kapalı serbest fonuna aktarabilmektedir. Bu işlem döngüsünü TEFAS’ta alım/satıma açık hisse senedi yoğun yatırım fonundan TEFAS’ta alım/satıma kapalı serbest yatırım fonuna doğru da ters yönde gerçekleştirebilir.
Borsada likiditesi düşük herhangi bir hisse senedinde düzenli olarak alım yapıldığında doğal olarak fiyatında günlük %10 tavan sınırına kadar bir yükseliş yaşanması beklenebilecek bir durumdur. Bu işlemi fon nakdinize güvenerek düzenli olarak yaptığınızda sürekli tek yönde aşırı yüksek getiriler elde edebilirsiniz. İlgili hisse senetleri serbest yatırım fon portföyünüz içerisinde de yer aldığında ilgili hisse fiyatları tavan yaparken, serbest yatırım fonunuzdaki getiri de düzenli olarak borsa endeks getirisini misli misli geçebilecektir.
Bu noktada özellikle Sermaye Piyasası Kurumu’nun sermaye piyasasında piyasa dolandırıcılığı (manipülasyon), 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn) 107. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında birer suç tipi olarak düzenlendiğini ilgililere hatırlatmak isterim.
İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığı 6362 sayılı SPKn'nin 107’nci maddesinin birinci fıkrasında (107/1) düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca; “sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler” hakkında 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası verileceği, ancak bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarının suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamayacağı hükme bağlanmıştır.2
Bir diğer olay da fona para gireceği paranın girişinin gerçekleşmesinden 2 gün önce belli olması durumudur çünkü fonlara T+0 gününde ihbar gelmektedir. Yani T-0 gününde paranın gireceğini öğrenen fon T+2 gününde fiziki giriş gerçekleşmeden önce elinde olmayan para ile hisse senedi alımı yapabilmektedir. Zaten yüklü bir alım olduğunda o hisse o günü yüzde 10 yükselişle kapatabiliyor ve daha fonda para olmadan fon getiri sağlamaya başlayabiliyor. Fonların getiri hesabı da aynı gün üzerinden hesaplandığı için portföyde hiç para olmayan bir fon bile yüksek getiriler sağlayabiliyor.
Geçtiğimiz haftalarda bazı düşük risk düzeyine sahip para piyasası fonlarında ve orta düşük risk düzeyine sahip borçlanma araçları fonlarında günlük negatif performansların yaşanması durumu da bir başka konudur. Yatırım fonları normalde portföyünde boşta nakit para bulundurarak veya nakit para satarak repo yaparak düzenli bir getiri elde etmektedir. Ancak bazı fonlar hisse senedi reposu yaparak daha fazla bir getiri ile diğer para piyasası fonlarından ayrışmaya çalışmaktadır.
Bazı fonlar para piyasası fonlarından borç alıyorlar; bu işlemin karşılığında ise aynı değerde hisse senedini fona geri veriyorlar. Ancak bu işlemlerde risk çok yüksektir. Çünkü repo karşılığı verilen hisselerdeki piyasa hareketleri para piyasası fonunun da likiditesini doğrudan etkilemektedir. Örneğin 10 milyon liraya karşılık 8 milyon lira verilmiş olunduğunda kurulan bu riskli bir yapı üzerinden yaratılan risk para piyasası fonu üzerinden düşük risk taşıdığını düşünen küçük fon yatırımcılarına aktarılmaktadır.
Yine geçtiğimiz hafta fon takas ödeme sürelerinde yaşanan gecikmelerin arkasında borçlanma araçları fonlarının para piyasası fonları gibi likit olmadığından fonlara yatırımcı çıkış geldiğinde bu miktarı karşılamak için fonlarda satış yapılması gerektiğinden ancak yeterli alıcı da piyasada yer almadığında para piyasası fonlarından kısa vadeli çıkış yapılan fonların borçlanması gerektiğini bu durumunda piyasada kısa süreli bir likidite problemine dönüştüğünü gördük. Böylece hafta başında verilen bazı fonlardaki satış emirlerinin 4-5 gün sonra gerçekleştirilebildiğini yaşadık.
Alınması gereken acil önlemler
Peki bu kadar hızlı büyüyen piyasada tüm bu yaşananlardan sonra alınması gereken acil önlemler neler olabilir?
- Öncelikle 2013 yılında tanımlanan 1 milyon TL şeklinde belirlenen nitelikli yatırımcı portföy değeri miktarının 13 yıla yakın zaman zarfında yaşanan enflasyon neticesinde bugünkü karşılığı 15.931.946 TL’dir. Dolayısı ile SPK’nın 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere nitelikli yatırımcı portföy değerini minimum 15 milyon TL’ye yükseltmesi gerekmektedir.
- Fon izahnameleri içerisinde yazılmış bulunan fon karşılaştırma ölçütü ile fon portföy dağılımı uyumları, fon yatırım stratejisi ile güncel fon yatırım stratejisinin titizlikle karşılaştırılması ve gerekli uyumların sağlanması gerekmektedir.
- Serbest yatırım fonlarında fon portföyüne ilişkin bilgiler kamuoyunu aydınlatma platformunda kapalı olması sebebi ile sermaye piyasası kurulunun ilgili dairesi tarafından fon portföyündeki risk/getiri analizleri düzenli olarak gerçekleştirilerek kurum içerisinde raporlanmalıdır.
- Serbest yatırım fonları herhangi bir limit sınırlamasına tabi olmadığında adı üzerinde serbest hareket etme imkanına sahip olması gereken fonlardır. Ancak mevzuatta ifade edilen portföy dağılımı serbestliği fon varlıkları üzerinde herhangi bir manüpülatif fiyat hareketlerine mahal vermeyecek sarihlikte herkese eşit bir şekilde işletilmelidir. Borsadaki şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sahiplik ve iştiraklik ilişkisi içerisinde olan serbest yatırım fonlarının fon portföyüne yapacakları işlemlerde limitler getirilmelidir.
- Serbest yatırım fonlarının TEFAS üzerinden küçük yatırımcıların alım/satımına açılmış olması yanlış bir uygulamadır. Bu kararın kesinlikle düzeltilmesi gerekmektedir.
- Serbest yatırım fonlarında risk odaklı ölçümler, değerleme yöntemleri, performans ve senaryo analizleri düzenleyici kurum tarafından aylık bazda resmi otorite tarafında takip edilerek nitelikli yatırımcılar ile TEFAS üzerinden paylaşılabilecek bir altyapıya geçilmelidir.
1https://www.tefas.gov.tr/FonKarsilastirma.aspx
2https://spk.gov.tr/yatirimcilar/sermaye-piyasasinda-piyasa-dolandiriciligi-manipulasyon