Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin 9’uncusu bu hafta sektör temsilcilerinin geniş bir katılımı ile gerçekleştirildi. Bu yılki kongrenin ana temasının “Etkileşim (Dinamikler, Fırsatlar, Gelecek)” başlıkları üzerinden oluşturulduğunu gördük.
Kongrenin ikinci gününde “Etkileşimden Trende” başlığı altında moderatörlüğünü Prof. Dr. Sinan Alçın Hoca’nın üstlendiği panelde Devrim Danyal ve Dr. Tuğberk Çitilci ile panelistler olarak yerimizi aldık.1
Panelde sosyal medya çağında yatırımcı psikolojisi, kişiler arası iletişim platformu olarak yaşam bulan sosyal medyanın, yatırımcı davranışlarını şekillendirmesiyle piyasalarda trendler oluşturan bir güç haline geldiğinden bahsedildi. Finansal bilgiye erişim demokratikleşirken, yanlış bilgilendirme, spekülatif hareketler, rasyonel olmayan kararlar alma riski de arttı. Büyük kripto likidasyon dalgası ve Reddit gibi platformlarda toplulukların oluşturduğu yönelimler, sosyal medyanın piyasalar üzerindeki etkisini bir kez daha görmekteyiz. Panelde sosyal medya etkileşiminin yatırımcı psikolojisine etkileri, trend oluşumları ekseninde ele alındı.
Sosyal medyanın yatırım kararları üzerindeki etkisi, yatırımcı davranışlarının sosyal medya ile şekillenmesi, yatırımcı davranışlarındaki değişimler, grup hareketleri ve spekülatif etkiler, davranışsal finans, yatırımcılar için sosyal medyanın etkilerini minimize etme stratejileri gibi bir çok farklı konu başlıkları panelistler tarafından değerlendirildi.
Panelde ben de son yıllarda teknolojiden yatırım dünyasına da büyük etkileri olan “Tekno Feodalizm” kavramından bahsettim. Yunanistan’ın eski Ekonomi Bakanı Yanis Varoufakis tarafından dile getirilen kavram, son yıllarda oldukça ses getirmiş durumda. Varoufakis 2024 yılında yazmış olduğu “Tekno Feodalizm: Kapitalizm’i Ne Öldürdü (2024, Melville House)” başlıklı kitabında konuyu tüm yönleri ile incelemiş bulunmaktadır. Varoufakis, sosyal medya platformlarına ve “cloud” (bulut) teknolojisine dayalı yeni kapitalizmi ve yeni nesil zenginleri incelemiş ve oluşmakta olan sistemi “techno feudalism” (tekno feodalizm) olarak değerlendirerek, kapitalizmden bile daha kötü bir sisteme geçiş yapıldığı görüşünü işlemiştir.
Kapitalizmden bile daha kötü: Tekno feodalizm dönemi
Konuşmasının başında eski ünlü Spartakist lider Rosa Lüksemburg’un “Ya sosyalizm ya barbarlık” sözünü hatırlatan Varoufakis, kitabında, temel görüş olarak, uluslararası kapitalist sistemin son dönemde gelişen teknolojiler ve oluşan koşullar nedeniyle bir evrim geçirdiğini ve bu sürecin sosyalistlerin öngördüğü gibi işçi sınıfının iktidarına dayalı sosyalist bir düzenle değil, kapitalizmden daha geri bir aşamayı ifade eden “Tekno Feodalizm” dönemini başlattığını ileri sürmektedir. Bu bağlamda, yazar, eserinde, kapitalizmi hâkim kılan temel piyasa dinamiklerinin değiştiğini ve bu nedenle eski tip kapitalizm döneminin sona erdiğini (öldüğünü) savunmaktadır. Varoufakis, kapitalizmi sona erdiren bu yeni sistemi ise Tekno Feodalizm olarak tanımlamaktadır.2
Varoufakis’e göre kapitalizmin Tekno Feodalizm’e dönüşmesinin temel sebebi, gelişen yeni medya teknolojileri (internet, sosyal medya, ağlar vs.) doğrultusunda oluşan kapitalizmin yeni bir mutasyonu olan “bulut kapitalizminin (cloud capitalism)” sermayenin hakimiyetini klasik kapitalizmin bile ötesinde yeni ve daha sert bir aşamaya taşıması bulunmaktadır. Bu görüşe göre klasik kapitalizmde kapitalist işletmelerde işveren ve işçi arasında emek sömürüsü ve eşitsizlik gibi sorunlar (artı değerin çalışanlarla paylaşılmaması, yabancılaşma vs.) bulunurken, bu yeni sistemde sömürü artık uluslararası düzeyde ve tüm dünya çapında uygulanmaktadır. Yani klasik kapitalizmi işçi sınıfının hak mücadelesi değil, kapitalin (sermayenin) aldığı yeni biçim sona erdirmiştir.
ABD’li dünyanın en büyük 7 teknoloji şirketinin büyük gücü, kişisel veri yönetiminde yarattıkları eşsiz kuvvet, müşterilerine yönelik yapmakta oldukları algoritmik analizler, kişiye özgü satış ve pazarlama faaliyetleri ile yoğun bir şekilde sürmektedir. Kullanıcı davranışlarını yönlendirme ve yönetme felsefesine Zuboff, “Gözetim Kapitalizmi” adını vermektedir. Esasında 1990’lı yılların başında ifade edilen Goldman Sachs için iyi olan bir şeyin ABD için de iyi olacağı fikri, finansallaşmanın hızla artan eğilimi neticesinde günümüzde anlamından pek bir değer kaybetmeden devam etmektedir.
BIST’te portföy büyüklüğünün %85’ini çok az sayıda yatırımcı yönetiyor
Sermaye piyasalarında yatırımcıların etkileşimi “Insider Ekonomisi” şeklinde devam etmektedir. Türkçesi ile borsada içeriden öğrenenlerin ticareti olarak bilinen insider trading yüksek teknoloji altyapısı eşliğinde büyük bir ekonomi haline gelmiş bulunmaktadır. Bilgi asimetrisinin yatırımcılar arasında artması piyasa işleyişini bozmaktadır. Dünya genelinde artan gelir eşitsizliği ve aşırı portföy yoğunlaşması bu ekonomik işleyişi desteklemektedir. Türkiye’de yatırımcıların BİST’teki aktif portföy büyüklüğü dağılımlarına baktığımızda aşırı yoğunlaşma olduğunu görmekteyiz. Toplam 6,3 milyon yatırımcının borsadaki portföy değerlerinin toplamı 7 trilyon TL’dir. 26 bin yatırımcının portföy büyüklüğü ise, 6 trilyon TL’ye yakın durumdadır. Yani borsadaki toplam portföy büyüklüğünün %85’ini çok az sayıda yatırımcı yönetmektedir.
Böylesi bir piyasa içerisinde küçük yatırımcılar bir an önce zengin olmak hevesi ile sosyal medyada Telegram, Whatsapp, X abonelikleri üzerinden bir takım kişilerin yönlendirmelerine maruz kalmaktadır. Piyasalarda biraz daha büyük miktarlarda tasarrufu olan yatırımcılar nasıl çalıştığını çok da fazla anlamadığı algoritmalara paralar ödeyerek şanslarını denemektedir. Regülasyonlar genellikle olaylar gerçekleştikten sonra geriden gelmektedir. Finansal okuryazarlık seviyesinin oldukça düşük düzeyde olmasının bu durumun gerçekleşmesinde payı bulunmaktadır.
ABD’de geçtiğimiz yıllarda ücretsiz olarak hizmet veren Robinhood borsa platformu üzerinden organize hareket eden küçük yatırımcıların karşılarındaki çok büyük oyunculara Gamestop şirketinin hisse senedi üzerinde verdikleri mücadeleyi hatırlayabiliriz.
Geçtiğimiz ay Trump’ın Çin üzerine %100 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladığı Kara Cuma akşamında kripto borsalarında kaldıraçlı pozisyon alan 1,5 milyon yatırımcı 15 dakika içerisinde 20 milyar dolara yakın tutarda portföylerini sıfırlayarak sistemin dışında kalmışlardı. Aynı zaman içerisinde haberi içeriden öğrenenlerin yapmış oldukları ticaret sayesinde çok ciddi paralar kazandıklarını tecrübe ettik.
Bilgiye önceden sahip olan azınlıklar ile bilgiye sahip olmayan çoğunluğun piyasalarda dakikalar içerisinde servet transferi yaptıkları vahşi, adaletsiz bir finans sistemini izliyoruz. Siyasi boyutta karar vericilere yakın olan bir avuç kişi ile gelecek bilgiden haberleri olmayan milyonların karşı karşıya geldikleri piyasa ortamındayız.
Bilgiyi ilk alan, manipülasyonu ilk yapan pozisyon sahiplerinin, kazançlarını haberler geldikten dakikalar sonra realize ederek bir sonraki fırsatı kovaladıkları bir sistem var.
Piyasaların etkin olduğu, serbest bir şekilde hareket ettiği gibi bilgiler artık sadece finans kitaplarında yazmaktadır. Keynes’in söylediği şekilde “Piyasalar sizin sermayenizin dayanabileceğinden çok daha uzun bir süre irrasyonel hareket edebilir”
Peki nitelikli yatırımcılar bu ortam içerisinde ne yapıyor? Teknolojik imkanları kullanarak istatistik, ekonometri biliminden yararlanarak çeşitli piyasa yön tayinleri, X algı endeksleri, algoritmik sinyaller oluşturuyorlar.
1https://sermayepiyasalarikongresi.org.tr/kongreprogrami
2Prof.Dr.Ozan Örmeci, https://politikaakademisi.org/2024/09/01/yanis-varoufakisten-tekno-feodalizm/