Bazen aldığımız ufak bir karar, ileride karşımıza gelen tüm seçeneklerimizi belirler. Rasyonel tercihler yaptığımızı düşünsek de aslında sürükleniriz. Klavyedeki harf sıralamasından uzay mekiği büyüklüklerine uzanan patika bağımlılığını konuşalım.
Bir örnekle başlayalım: 2000 yıl öncenin savaş arabası tasarımları bugünün en son teknolojisini nasıl belirliyor?
Roma İmparatorluğu egemenliği altındaki toprakları yollarla donatırken savaş arabalarının izlerini beraberinde götürdü. Yolların genişliğini at arabalarının ebatları belirledi. Asırlar sonra bir başka imparatorluk, İngiltere, demiryolu döşerken yolların genişliğini örnek aldı. Bu standart, ABD tarafından da benimsendi. Bir asır sonra, insanlık uzaya gider hale geldiğinde bu ölçekten ayrılmadı; daha doğrusu ayrılamadı. Çünkü Amerikan uzay mekiği roketleri, ABD'deki tren tünellerinden geçerek taşınacaktı. Tüneller doğal olarak tren raylarına göre yapılmıştı. Ray aralığı ise ABD’nin ‘atası’ İngiltere’nin ölçülerine dayanıyordu. Söz konusu aralıkları yol genişliği, onu da Roma savaş arabalarının tekerlek izleri belirlemişti!
Bu durumun karşımıza çıktığı pek çok başka alanda var. Mesela Q klavyedeki harf sıralaması verimlilik açısından en iyi seçenek değil ama alıştığımız için değiştirilemiyor. Mesela, pek çok şirket yıllar önce seçtikleri yazılım altyapısına eklemeler yaparak ilerliyor ve günümüzden çok farklı bir devrin kısıtları içinde iş yapmaya çalışıyor. Mesela, seneler önce kurulan bayi yapıları dev firmaları internet üzerinden doğrudan müşteriye ulaşan rakipleri karşısında çaresiz bırakıyor.
Patika bağımlılığını en güçlü kılan özelliği, görünmez olması. Dünün kısıtları sizi öyle bir sarar ki, aslında kararları siz değil hayatın akışı vermeye başlar. Herhangi yeni bir fikrin "zaten hep böyle yaptık" denerek rafa kaldırıldığı öyle çok toplantıya katıldım ki! Halbuki dış dünya değişirken, geçmişe tutunmak gemiyi batırabilir. Meşhur Çin atasözündeki gibi, bugünün çamaşırları dünün güneşinde kurutulmaz!
Yöneticilerin bu tuzağa düşmemesi için önce farkındalık geliştirmesi gerekir. Mevcut işleyişin hangi varsayımlara dayandığını, hangi kararların artık geçerliliğini yitirdiğini açıkça masaya yatırmak şart. Tam da bu yüzden, bazen en radikal yenilik, “Neden böyle yapıyoruz?” sorusunu sormaktan geçer.
Bence tüm profesyonellerin Alice Harikalar Diyarında’daki sahneyi akılda tutmalarında yarar var: Alice bir yol ayrımına gelir ve karşısına çıkan Cheshire Kedisi’ne hangi yoldan gitmesi gerektiğini sorar. Kedi “Nereye gitmek istiyorsun?” diye sorunca, Alice “Fark etmez” der. Kedi’nin cevabı nettir: “Öyleyse hangi yoldan gittiğinin önemi yok.”
Bu sahne, genelde hedef koymak için örnek gösterilir. Şüphesiz doğru. Ancak iş hayatında durum daha karmaşıkt – bazen nereye gitmek istediğimizi bilsek de, geçmişte seçtiğimiz patika bizi başka bir rotaya mahkûm edebilir. Yahut seçeceğimiz patika gelecekteki seçeneklerimizi belirleyebilir.
Geçmişin patikalarına esir düşmediğiniz, geleceğin patikalarını geniş düşünerek seçtiğiniz bir hafta diliyorum.