Liderlik üzerine sıkça konuşuyoruz. Ancak şirket performansını ve kültürünü yalnızca tepe yönetici belirlemez. Onun çevresindeki ikinci sıra -üst yöneticiler, sağ kollar, danışmanlar- somut kararları alır, çalışanlarla temasta olur ve havayı şekillendirir.
Bunu en iyi teknoloji dünyasında görüyoruz. Çünkü bu şirketler iddialı bir vizyonu pratik operasyona dönüştürmek, hızlı büyüme ile kurumsallaşmayı eş zamanlı olarak başarmak ve erken aşama girişim (start-up) olmaktan olgun şirketliğe geçişi doğru yönetmek zorunda. Bunun yolu vizyoner ve teknik kökenli kurucuyu farklı kabiliyetlere sahip ve kaliteli bir ikinci sıra ile desteklemek.
Apple’ın efsanevi CEO’su Steve Jobs, vizyoner olduğu kadar zorlu bir liderdi. Onun fikirlerini hayata geçirip şirkete sürdürülebilirlik kazandıran ise ikinci sıradaki isimlerdi: Tim Cook operasyonları yönetirken, Jony Ive tasarımları küresel başarıya dönüştürdü. Nitekim Apple’ın Jobs’un vefatından sonra ayakta kalabilmesi ve başarılı performansını sürdürebilmesi ikinci sıranın gücü sayesinde mümkün oldu.
Benzer bir tablo Facebook’ta (bugünkü adıyla Meta) görüldü. Mark Zuckerberg, teknolojik vizyonu ve ürün odaklılığıyla öne çıkarken, Sheryl Sandberg şirketin iş modelini kurdu. Reklam gelirleri ve iş süreçleri büyük ölçüde Sandberg’in katkısıyla şekillendi. Zuckerberg büyük fikri, Sandberg ise işleyen makineyi temsil ediyordu.
SpaceX’in başarısında Elon Musk kadar, şirketin başkanı Gwynne Shotwell’in rolü büyüktür. Musk’ın vizyoner, hatta uçuk fikirleri Shotwell’in yönetim becerisiyle hayata geçebildi. Yani birinci sıra hedefi koyarken, ikinci sıra onu uygulanabilir hale getirdi.
Tarihte de pek çok benzer örnek var. İstiklal Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Rauf Orbay gibi isimlerin olması aynı anda pek çok cephede mücadele verilmesini sağladı. ABD’nin kuruluşunda George Washington‘un pek çok kurucu baba ile beraber çalışması 250 yıldır ayakta kalan bir sistemin kurulmasına imkan verdi.
Elbette aksi durumlar da var. Karizmatik liderin gölgesinde kalan ikinci sıra yetersizse, kurumlar hızla çözülüyor. Ekip yetiştirilmediği için vizyon ve düzen bir anda ortadan kalkıyor. Mesela birçok aile şirketi bu yüzden kurucusunun ardından dağılıyor.
Aslında güçlü bir ikinci sıra kurmak, tepe yöneticinin hayatını kolaylaştıracak bir şey. Şirketin performansı artacak, koyduğu hedefe ilerlemek kolaylaşacak, kendisi detaylarda boğulmayacak, oluşturmaya çalıştığı kültür ve marka imajı için somut örnekler sunacak... Peki neden olmuyor?
İş hayatındaki tecrübem iki kök nedeni öne çıkarıyor. Birincisi, özgüvensizlik. ‘A kalite yöneticiler A kalite ekiplerle çalışır, B kalite yöneticiler C kalite ekiplerle çalışır’ sözünde özetlenen durum. Kör onay veren ikinci sıranın sunduğu sahte konfor acı gerçeklere göre daha cazip gelebiliyor. İkincisi, gerek görmeme. ‘İşler zaten yolunda, bu meselelerle uğraşmaya ne gerek var?’ düşüncesi. Tabii ‘Steve Jobs’un, Mark Zuckerberg’in, Elon Musk’ın ihtiyaç duyduğu şeye bizim gerçekten ihtiyacımız yok mu?’ sorusunu sorabilen liderler, kuşkusuz rakiplerinin önüne geçiyor.
Hedeflerinize sağlam ekiplerle yürüdüğünüz bir hafta diliyorum.