Adjust’ın mobil oyun pazarının geleceğinde kişiselleştirme, monetizasyon ve pazarlamaya işaret ettiği raporu, yapay zekâ oyununun her boyutu için geçerli.
Adjust’ın düzenli olarak yayınladığı raporunda mobil oyunların monetizasyonu ile ilgili olarak yapay zekânın rolüne işaret eden bölüm son dere ilgi çekici. Bu yazıyı yazmamdan bir gün önce bir CIO, Sam Altman’ın Open AI’ın gelir modeli ile ilgili bir soruya, amiyane çeviriyle “Vallahi biz de bilmiyoruz. Yapay zekâya soracağız” dediğini aktardı. Sonrasında gerçekten yapay zekâya bu konuyu soruyorlar. Ancak yapay zekânın ekonomisi sadece gelir ile bağlantılı değil. TRAI’nin yapay zekâ çalıştayında, hangi şirketin yapay zekâda diğerlerini geriye bırakacağı ile ilgili soruya yanımda oturan patron, “Open AI. Yine 40 milyar dolarlık yatırım aldılar” yanıtını verdi. Benim eklemem gereken Open AI’a 10 milyar dolar yatırım yapan Microsoft’un piyasa değerinin, ağırlıkla bu etki ile yüzde 53 artışla 3 trilyon dolara dayandığını görmüş olmamız.
Bu noktada oyun boyutuna bir bakalım. Adjust monetizasyon konusunda şunları ortaya koyuyor: “Yapay zeka, oyun içi para kazanma stratejilerini daha dinamik ve oyuncu odaklı hale getiriyor. Yapay zeka algoritmaları, kullanıcı davranışlarını analiz ederek uygulama içi fiyatlandırmaları gerçek zamanlı olarak optimize edebiliyor. Böylece farklı kullanıcı segmentlerine göre uyarlanmış teklifler sunulabiliyor. Örneğin, yüksek değerli oyunculara özel premium paketler önerilirken, gündelik kullanıcılar daha erişilebilir içeriklerle oyunda tutulabiliyor. Oyun içi reklamcılık da yapay zekayla birlikte daha akıllı hale geliyor. Yapay zeka destekli reklam yerleşimleri, reklamların oyuncu deneyimini kesintiye uğratmadan, en uygun zamanda ve yerde gösterilmesini sağlıyor. Bu sayede hem oyuncu memnuniyeti korunuyor hem de reklam gelirleri maksimize ediliyor.”
Etkinin bununla sınırlı olmadığını ve birçok alanı kapsadığını ortaya koyan Adjust, “Yapay zekânın, mobil oyun sektöründe oyun geliştirmeden kullanıcı etkileşimine, gelir modellerinden pazarlamaya kadar her alanı kökten dönüştürüyor. Giderek daha merkezi bir rol üstlenen yapay zeka, hem geliştirici hem de pazarlama ekipleri için vazgeçilmez bir araç haline geliyor.” Diyor.
Ben bu kadar kapsamlı bakmadan önce imalat tarafına odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun nedeni, ikinci Trump döneminde tasarımdan parayı kazanıp üretimi düşük kâr marjı ile nerede gerçekleştiği fark etmeden gerçekleştiren bir sisteme prim verilmeyeceğini düşünmem. Tersine mühendislik başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle üründen tasarım sırlarına gidilebilmesi imalat sistemini de kontrol edebilmeye zorluyor. O zaman Adjust’ın yapay zekâ çağında mobil oyun üretimi ile ilgili tespitlerine bakalım.
Yapay zekâ destekli oyun geliştirme konusunda Adjust’ın tesptileri şöyle: “Yapay zeka, oyun geliştirme süreçlerinde özellikle prosedürel içerik üretimi alanında köklü bir dönüşüm yaratıyor. Artık yapay zeka algoritmaları; oyun seviyeleri, dokular ve tüm oyun ortamlarını dinamik biçimde oluşturabiliyor. Bu sayede her oyun oturumu benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu gelişme, yalnızca oyuncu etkileşimini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda geliştiricilere manuel tasarıma ihtiyaç duymadan kapsamlı ve çeşitli oyun dünyaları yaratma imkanı tanıyor. Yapay zekanın entegrasyonuyla birlikte oynanamayan karakterler (NPC'ler) de önemli bir evrim geçirmiş durumda. Bu dijital karakterler, artık oyuncularla gerçek zamanlı etkileşim kurabiliyor; bu da hem hikaye anlatımını güçlendiriyor hem de oyun deneyimini daha tepkisel ve canlı hale getiriyor. Oyuncular, kendilerine yanıt veren bir oyun dünyasında daha derin bir bağ kurarak deneyimin içine daha kolay çekiliyor. Ayrıca yapay zeka, yerelleştirme süreçlerini de kökten değiştiriyor. Makine destekli seslendirme ve çeviri teknolojileri sayesinde çok dilli sürümler daha hızlı ve maliyet etkin biçimde piyasaya sunulabiliyor. Bu durum, yüksek kaliteli yerelleştirmenin her ölçekten oyun stüdyosu için erişilebilir olmasını sağlıyor. Yerelleştirme araçlarının bu şekilde demokratikleşmesi, küçük geliştiricilerin de küresel pazarda rekabet edebilmesine ve farklı kültürlere uygun içeriklerle geniş kitlelere ulaşmasına olanak tanıyor.”
Burada yapay zekânın sağladığı imkânlara dayanan abartılı yorumlar olduğunu düşünenler olabilir. Ancak zaten yapay zekânın gerçekleri şekillendirdiği yeni bir normalde yaşadığımızı hatırlatmak isterim. Aynısını imalat sektörü için de söylemek durumundayım. O zaman imalat sektörünün bulut teknolojileri ve yapay zekâyı birlikte kullanan modeller geliştirerek aynı normale adapte olması gerekiyor.
Mobil oyun, yeni müşteri tarafını da tanımlıyor
Burada Adjust’ın dile getirdiği temel doğruyu aktararak başlayayım: “Yapay zeka, yalnızca daha akıllı ve etkileyici oyun deneyimleri sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kişiselleştirilmiş kampanyalar ve kullanıcı edinme (UA) süreçlerinde daha yüksek başarı oranları sağlıyor. Ekiplerin analiz yetkinliklerini güçlendirerek, operasyonel verimliliği de artırıyor.”
Yapay zekânın doğru veri ile eğitilmesi imalat tarafındaki performansı yansıtacak pazara adapte olmayı kolaylaştırıyor. Bunun önemi, kişiselleştirilmiş hizmetler ve müşteri tutmanın kurumsal teknolojilerin en önemli pazarı olan finans ve telekomünikasyon sektörlerinden bunlarla ilgili maliyetleri biliyor olmamız nedeniyle açık bir biçimde görülüyor. Birinci olgu, yeni müşteri edinme maliyetinin müşteriyi elde tutma maliyetinin çok üzerinde olması. Churn ya da müşteri kaybı, bu kurumlara getirdiği yüksek maliyetin yanında prestij kaybı ile daha fazla müşteri kaybetme potansiyelini yaratma etkisiyle katlamalı olumsuz etki yaratıyor.
Bunu yazdıktan sonra sizi Adjust’ın mobil oyunlarda yapay zekâ ile kişiselleştirme ve oyuncu tutma ile ilgili tespitleriyle baş başa bırakmak istiyorum.
“Kişiselleştirme, yapay zekanın mobil oyunlardaki en güçlü katkılarından biri olarak öne çıkıyor. Yapay zeka algoritmaları, her oyuncunun davranışlarını analiz ederek deneyimi gerçek zamanlı olarak kişiye özel hale getiriyor. Bu sayede kullanıcıya özgü oyun akışları oluşturuluyor; oyuncuların oyuna yeniden dönmeleri teşvik ediliyor Örneğin, dinamik zorluk seviyeleri hem gündelik oyunculara hem de deneyimli oyunculara uygun, dengeli bir meydan okuma sunarak etkileşimi tüm beceri seviyelerinde sürdürülebilir kılıyor. Yapay zeka destekli öneri sistemleri, oyun içeriğiyle etkileşimi daha sezgisel hale getiriyor. Görevler, ödüller ve diğer oyun içi unsurlar oyuncuların tercihlerine göre öneriliyor. Bu da önceden belirlenmiş bir ilerleme yapısı yerine akıcı, sürükleyici ve kişisel bir deneyim yaratıyor. Böylece yalnızca deneyim zenginleşmiyor; uzun vadeli kullanıcı bağlılığı da artıyor. Ayrıca tahmine dayalı modelleme, yapay zekanın oyuncu tutma stratejilerindeki en güçlü araçlarından biri. Yapay zeka algoritmaları, oyuncu davranışlarını analiz ederek potansiyel kullanıcı kaybını (churn) daha gerçekleşmeden öngörebiliyor. Bu içgörüler sayesinde geliştiriciler; kişiselleştirilmiş teşvikler, özel içerikler ve etkileşime dayalı ödüller gibi önleyici stratejilerle oyuncuları elde tutabiliyor.”
Adjust’ın yapay zekânın mobil oyunlarda kullanıcı kazanımı ve pazarlamadaki etkisini de örnek olması için burada aktarıyorum: “Kullanıcı kazanım maliyetlerinin hızla yükseldiği günümüzde, yapay zeka pazarlama ekiplerine büyük avantajlar sağlıyor. Gerçek zamanlı A/B testleri sayesinde en iyi performans gösteren reklam içerikleri hızlıca belirlenip ölçeklendirilebiliyor. Bu da pazarlama harcamalarının daha verimli kullanılmasını ve yatırım getirisinin (ROI) artırılmasını sağlıyor. Yapay zeka destekli kohorta dayalı hedefleme, özellikle kullanıcı veya cihaz kimliklerine erişimin kısıtlı olduğu ortamlarda etkili bir alternatif sunuyor. Bu yöntem, kullanıcıları kişisel tanımlayıcılardan bağımsız olarak oyun içi davranışlarına göre segmentlere ayırarak daha hassas ve etkili hedefleme yapılmasına olanak tanıyor. Ayrıca gerçek zamanlı teklif verme (RTB), pazarlama ekiplerinin harcamalarını platformlar, reklam ağları ve kanallar arasında anlık olarak optimize etmesine imkan tanıyor. Bu düzeyde otomasyon ve optimizasyon, bütçelerin daha etkili kullanılmasını ve kampanya performansının üst seviyeye çıkarılmasını sağlıyor.”
Dediğim gibi, her zaman yapay zekânı etkisini yüksek göstermeye yönelik bir motivasyon söz konusu olabilir. Ancak şimdi aktaracağım boyutun, yapay zekâ kullanımı ile ilgili herhangi bir abartının günümüzün normalinde doğru yöne teşvik olarak değerlendirilmesi gerektiği tezimi yeterince destekleyeceğini düşünüyorum.
Oyun asla sadece oyun değildir
Adjust, yakında duyurulması beklenen yeni ürünü Adjust Growth Copilot, kampanyalar, yaratıcı içerikler ve genel performans hakkında her gün sayısız soruyla karşılaşan pazarlamacıları hedef alıyor. Şu cümle çok çarpıcı: “Pazarlamacıların ihtiyaç duyduğu doğru cevapları anında, gerçek zamanlı olarak alabilecekleri bir araca sahip olduklarını hayal edin.”
Bu cümleyi pazarlama odağından çıkarıp işin geneline oturttuğunuzda benim size gösterdiğim yönü göreceksiniz. İş süreçlerinin bütünüyle yeniden tasarlanması ve bu tür fonksiyonların iş hedefleri doğrultusunda Agentic AI mantığı ile sistematize edilmesi şu andaki en önemli mesele. Bunun örneklerini vermeden önce, Adjust Growth Copilot ile ilgili şu tanımlamayı aktarmak istiyorum.
“Yapay zeka destekli Adjust Growth Copilot, karmaşık veri setlerini eyleme dönüştürülebilir içgörülere çevirerek, gelişmiş veri analizini herkes için erişilebilir hale getiriyor ve pazarlama ekiplerini akıllı ve hızlı kararlar alarak verimliliği artırmaya teşvik ediyor. Adjust Growth Copilot'un algoritmaları, geleneksel veri analizinin gözden kaçırabileceği gizli kalıpları ve trendleri bile ortaya çıkarabiliyor; böylece fırsatların daha kolay fark edilmesini ve risklerin azaltılmasını sağlıyor.”
Bunun muazzam bir geçiş olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Varlık Yayınları’ndan çıkan 80/20 Düşünüsü adlı kitabı çevirdiğimde herkes Pareto İlkesi’nin tanımladığı dengenin farkındaydı. Bu ilke kısaca, müşterilerin yüzde 20’sinin cironun yüzde 80’ini oluşturduğunu ve müşterilerin yüzde 5’lik kesiminden kârın büyük bölümünün elde edildiğini ifade ediyordu. Müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve yönetim bilgi sistemlerini (MIS) kullanmaya başlayan şirketler, çok iyi bilseler de bu müşterileri tespit etmekte genellikle hata yaptıklarını gördüler.
Kurumsal kaynak planlaması (ERP) geçişi ise, şirketlerin birim maliyetlerini yanlış hesapladığını ve kâr ile kârsızlık noktalarının karanlıkta kaldığını gösterdi. Şirketler kâr ettiklerini sandıkları ürünlerde aslında zarar ettiklerini gördüklerinde ya bunlardan vazgeçtiler ya da prestij ürünleri olması durumunda bu zararı kabullendiler. Bununla birlikte ancak bu noktaya geldiklerinde iş kararlarını doğru verme yetisini kazandılar.
Size aktardığım içeriğin oyunlarla ilgili olduğunu düşünmeyin. Oyun asla sadece oyun değildir. Aslan yavruları avlanmayı oyunla öğrenip aslan olurlar. Bu Anadolu Kaplanları diye adlandırdığımız orta büyüklükte ve çeviklikle öne çıkan şirketler için olduğu gibi büyükler içinde geçerli. Aradaki Adjust alıntılarını atıp benim yazdıklarımı okuduğunuzda bunun aslında bir iş stratejisi konusu olduğunu anlayacaksınız.