EZGİ TÜRKMEN-YEŞİM DİKİCİ ORHAN
Danıştay kararına konu uyuşmazlık, benzin ve elektrik motoru bulunan bir aracın ÖTV oranının, mevzuat çerçevesinde yüzde 10 mu, yoksa yüzde 80 mi uygulanacağının tespitine ilişkindir.
Bu makalemizde, ÖTV oranının tespiti bakımından ortaya çıkan bir uyuşmazlıkta, yüksek oran üzerinden ödenen vergilerin iadesi talebinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen düzeltme-şikâyet yolu işletilerek yapılıp yapılamayacağı konusunda Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 22/10/2025 tarihli ve E.2025/16 ve K.2025/18 sayılı kararı kısaca değerlendirilmiştir. Karar, vergi hatası kavramının sınırlarını, düzeltme–şikâyet yolunun fonksiyonunu ve vergi uyuşmazlıkları bakımından “açık hata” ile “hukuki yorum” ayrımını ortaya koymak bakımından önem taşımaktadır.
Karara konu uyuşmazlık, benzin ve elektrik motoru bulunan bir aracın ÖTV oranının, mevzuat çerçevesinde yüzde 10 mu, yoksa yüzde 80 mi uygulanacağının tespitine ilişkindir. Davacılar, araçlarının fiilen yalnızca elektrik motoruyla hareket ettiği gerekçesiyle yüzde 10 oranının uygulanması gerektiğini, bu bağlamda fazla ödenen ÖTV ve buna bağlı KDV’nin iadesinin ise VUK’taki düzeltme–şikâyet mekanizmasıyla sağlanabileceğini ileri sürmüştür.
Bu tartışmalar çerçevesinde ihtilafın karara bağlandığı Bölge İdare Mahkemeleri (BİM) kararları arasında aykırılık oluşmuştur. Örneğin, İstanbul BİM, konunun teknik tespit ve hukuki yorum gerektirdiği, bu nedenle düzeltme–şikâyet yolunun kapsamı dışında kaldığı yönünde kararlar tesis etmişken; Ankara BİM ise aracı “sadece elektrik motorlu” kategorisinde değerlendirerek idarece yüzde 80 oranının uygulanmasını açık bir vergilendirme hatası olarak saymış ve iade talebinin düzeltme–şikâyet kapsamında yapılabileceği yönünde karar tesis etmiştir.
Uyuşmazlıktaki usulün temelini oluşturan VUK’un düzeltme ve şikayet hükümlerine baktığımızda, VUK md.116 ve devamında vergi ve vergilendirme hataları (hesap, miktar, mükerrerlik, mükellefin şahsında, mükellefiyette, mevzu ve dönemde hata) sayılmış, akabinde md.122’de de mükellefin vergi düzeltmesini vergi dairesinden istemesi, red halinde şikâyet yoluyla üst makama başvuru imkânı düzenlenmiştir. Düzeltme–şikâyet yolu, niteliği itibarıyla açık ve tereddüde yer bırakmayan vergi hatalarının, dava açma süresi geçse dahi, zamanaşımı içinde idari ya da yargı yoluyla giderilmesine hizmet etmektedir. Buna karşılık, maddi olguların tespiti ile mevzuatın yorum ve uygulanmasını gerektiren, hukuki nitelendirme ihtilafları düzeltme–şikâyet kapsamında değil, doğrudan dava konusu edilmesi gereken vergilendirme işlemi çerçevesinde çözümlenebilecektir.
VDDK, somut olayda önüne gelen bu uyuşmazlıkta, yukarıda belirttiğimiz ayırıma vurgu yaparak, düzeltme–şikâyet yoluna başvurulabilmesi için ileri sürülen hatanın, VUK m.3’teki yorum ilkelerine başvurmadan ilk bakışta saptanabilecek açıklıkta olması gerektiğini; teknik inceleme ve norm yorumuna ihtiyaç gösteren uyuşmazlıkların “açık vergi hatası” kategorisine girmeyeceğini vurgulamıştır.
Sonuç ve değerlendirmemiz:
VDDK’nın E.2025/16, K.2025/18 sayılı kararı, düzeltme–şikâyet yolunun kapsamını “açık vergi hatası” ile sınırlayan yerleşik çizgiyi, hibrit/elektrikli araçların ÖTV oranlamasına uyarlayarak bir kez daha ortaya koymuştur. Dava konusu olay özelinde olduğu gibi, uyuşmazlık konusu olayın çözümü, teknik ve hukuki değerlendirme içerdiği ölçüde, fazla ödenen verginin iadesi taleplerinin düzeltme–şikâyet yolu işletilmek yerine ihtirazi kayıtla beyan üzerine doğrudan yargı yoluna başvurulması olası usul risklerini en aza indirgeyecektir. Bu bağlamda, Karar yargılama usul hukuku bakımından uygulamaya yön verir niteliktedir ve bu türden bir uyuşmazlıkla karşı karşıya kalan mükelleflerin süre yönetimi ile yargıya başvuru stratejilerinde dikkatli bir planlamayı zorunlu kılmaktadır.