KEMAL OKTAR - [email protected]
KDV Kanunu’nun 36. maddesinde, indirim hakkının kısmen veya tamamen kaldırılması, yeniden konulması, bu şekilde indirim hakkı kısıtlanan mal veya hizmetlerin belirlenmesi konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmiştir. İndirim hakkının sınırlandırılmasına ilişkin bu hükme 28/12/2023 tarihinde yürürlüğe giren 7491 sayılı Kanunla “iade hakkı” da eklenmek suretiyle Cumhurbaşkanı’na, KDV iade hakkını kısmen veya tamamen kaldırma veya yeniden koyma ve bu şekilde iade hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirleme yetkisi de verilmiştir.
Bu eklemenin yapıldığı 7491 sayılı kanunun çeşitli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle açılan iptal davasına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi 2024/54 esas sayılı kararı ile KDV Kanununun 36. maddesine eklenen “iade hakkı” kısıtlamasına ilişkin hükmün iptaline karar vermiştir. 9/12/2025 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan iptal kararının, yayımından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır.
İptal kararının gerekçesinde, Anayasa’nın 7. maddesindeki yasama yetkisinin TBMM’ye ait olduğu ve devredilemeyeceği, 73. maddedeki verginin kanuniliği ilkesi gereğince vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin kanunla yapılmasının zorunlu olduğuna değinilerek, KDV iadesinin belirli koşulların varlığı halinde kanun koyucu tarafından bir hak olarak mükelleflere tanındığı ifade edilmiştir. İptali istenen düzenleme ile KDV iade hakkının kısmen veya tamamen kaldırılması veya yeniden koyulması ve bu şekilde iade hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirleme yetkisi ile ilgili objektif bir ölçüt getirilmediği, yetkinin çerçevesinin çizilmediği, temel esaslar ve ilkelerinin belirlenmediği, takdir yetkisinin bütünüyle Cumhurbaşkanı’na bırakıldığı belirtilerek, böyle bir yetkinin yürütme organına verilmesinin, yasama yetkisinin devredilmezliği ve verginin kanuniliği ilkeleri ile bağdaşmadığından iptaline karar verilmiştir.
KDV Kanunu’nun 36. maddesine eklenen hükmün Anayasa’ya aykırı bulunmasının gerekçelerinin tamamı, maddenin ilk hali için de aynen geçerlidir. Başta da belirttiğimiz gibi maddenin değişiklikten önceki hali “Cumhurbaşkanı, indirim hakkını kısmen veya tamamen kaldırmaya veya yeniden koymaya ve bu şekilde indirim hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirlemeye yetkilidir” şeklindedir. İptal kararının gerekçesindeki, verilen yetki ile ilgili objektif bir ölçüt bulunmaması, çerçevesinin çizilmemesi, temel esaslar ve ilkelerinin belirlenmemiş olması, takdir yetkisinin bütünüyle yürütme organına bırakılması, indirim hakkının kısıtlanmasına ilişkin yetki için de söz konusudur.
Nitekim bu yetkiye dayanılarak çıkarılan 7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ithalatta gözetim ve korunma önlemleri dolayısıyla ödenen KDV için indirim kısıtlaması getirilmiştir. 24/11/2023 tarihinde yürürlüğe giren bu Kararla;
- İthalatta gözetim uygulanması hakkında ilgili mevzuat uyarınca, gözetim uygulamasına tabi tutulan mallara ilişkin gümrük beyannamelerinde beyan olunan ve tevsik edilemeyen tutarlar ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve KDV matrahına dahil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen,
- İthalatta koruma önlemleri uygulanması hakkında ilgili mevzuat uyarınca korunma önlemi olarak uygulanan gümrük vergisi ve/veya ek mali mükellefiyetler, ithalatta haksız rekabetin önlenmesi hakkında ilgili mevzuat kapsamında uygulanan dampinge karşı vergi ve telafi edici vergiler ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve KDV matrahına dahil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen,
KDV’nin indirim hakkı kaldırılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin iade hakkının kısıtlanmasına ilişkin yetki hükmünü iptal eden 2024/54 esas sayılı kararı, indirim kısıtlaması getirilen Cumhurbaşkanı Kararı’nın dayanağı olan yetki hükmünün de Anayasaya aykırılığını gündeme getirmiştir. Bu durumda, ithalatta koruma ve gözetim uygulamalarına ilişkin ödenen KDV’yi indirim konusu yapan mükellefler, indirimi reddeden idari işlemler aleyhine açacakları davalarda 7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın dayanağı olan hükmün Anayasa’ya aykırılığını ileri sürebileceklerdir. Somut norm denetimi kapsamında yapılan itiraza bakan mahkeme, aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakabilecektir.