EZGİ TÜRKMEN - YEŞİM DİKİCİ ORHAN
Vergi Denetim Kurulu’nun Kuruluş Gözetimli Analiz (KURGAN) sistemini tanıtmasıyla, sahte belgeyle mücadelede 1 Ekim 2025 tarihi işin akışını kökten değiştiren bir eşik haline geldi. Bu yazımızda, 18.04.2025 tarihli genelgede netleştirilen “kast” değerlendirmesi ve bu değerlendirmeyi doğrudan etkileyen tedarikçi-müşteri kabulü (KYC) süreçlerini ele alacağız. Şirketler açısından mesaj açık: Tedarik zinciri uyumu, vergi risk yönetiminin asli parçası haline geldi.
KURGAN’ın mantığı: Mükelleften çok “işlem” riskini ölçmek
KURGAN, mükelleflere “etiket” yapıştırmıyor; işlemlere risk puanı veriyor. Sistem, anlık ve geçmiş verileri birleştirerek mal/hizmet akışlarını, finansal örüntüleri ve mutabakat risklerini tarıyor. Bu nedenle, bir tedarikçiyle yaptığınız tek bir işlemin dahi “yüksek risk” skoru alması, denetim ve sinyalleme döngüsünü tetikleyebiliyor. Bilgi isteme yazılarının alıcıya yönelmesi de bu yüzden: Defter kaydı, beyan ve düzeltme gibi “mutabakat” boyutlarının alıcı tarafından aydınlatılmasıyla gereksiz denetimlerin önüne geçilmesi ve şirketlere kendi risklerini bertaraf etme imkânı sağlanması amaçlanıyor.
Kastın ispatında yeni netlik: 13 kriter ve tedarikçi boyutu
18.04.2025 tarihli genelge, müfettişin “soyut şüphesini” somutlaştırmasına aracılık edecek 13 kriteri tek tek sayıyor. Bu kriterlerin bir bölümü doğrudan tedarikçi kabulü ve işlem doğrulamasına dokunuyor: Mal/hizmetin faaliyetle ilgisi, depolama ve sevkiyat kapasitesiyle uyumu, sevk/taşıma/teslim belgelerinin gerçekliği, ödeme zincirinin fiktif olup olmadığı, çek ciro silsilesi ve DBS kullanımı, ilişkili kişi durumu, geçmiş inceleme ve yoklama bulguları, e‑imza tarihi–fatura tarihi uyumu gibi başlıklar artık kast analizinde belirgin ağırlık taşıyor. Tedarikçi kabul süreci ne kadar sağlam ise, “bilmeden kullanma” iddiası o kadar inandırıcı hale gelecek, zayıf KYC süreçleri ise riski büyütecektir.
KYC ve tedarikçi kabulü: Vergi uyumunun yeni çekirdeği
KURGAN ile KYC süreçleri, yalnızca finansal suçlarla mücadele mevzuatının talebi değil; vergi güvenliğinin de ana mekanizmalarından biri haline gelmiş oldu. KURGAN’ın işlem odaklı yaklaşımı ile genelgenin kast kriterleri birleştiğinde, şirketlerin tedarikçi kabul adımlarını yeniden kalibre etmesi neredeyse bir zorunluluk haline geldi. Tedarikçi seçiminde kurumsal kimlik teyidi, faaliyet–ürün/hizmet uyumu, iş hacmi–lojistik kapasite tutarlılığı, sevkiyatın izlenebilirliği, ödemelerde gerçek alıcıya erişim ve “paranın geri dönüşü” riskinin dışlanması gibi kontroller, artık sadece iyi yönetişim göstergesi değil; doğrudan ceza ve vergi riski azaltıcı birer unsur. Üstelik bu kontrollerin geriye dönük olarak kanıtlanabilir olması şart. Vergi denetimine sevk edilmeniz halinde sözleşmeler, teslim–tesellüm kayıtları, plaka ve güzergâh teyitleri, DBS/çek akış şemaları ve ilişkisizlik beyanları gibi dokümanlar, “bilerek kullanma” kanaatini kırabilecek en güçlü dayanakları olacaktır.
Ne değişti, ne yapmalı?
Yeni dönemde “bilerek kullanma esas, bilmeden kullanma istisna” anlayışı; mükelleflere daha sıkı ve objektif bir kasıt değerlendirmesi olarak yansıyacak gibi görünüyor. Bundan sonra reaktif denetim alanından proaktif risk yönetimi pratiğine taşınmış, iyi tasarlanmış KYC ve tedarikçi kabulü yalnızca iç kontrol konusu değil; vergi cezası, üç kat vergi ziyaı, teminat talebi ve itibar riski gibi birçok ağır sonuca karşı etkili bir tampon olarak görülmelidir. Şirketler, tedarikçi sınıflandırması, sevkiyat–ödemede kapanış testleri, çek ciro zinciri analizi, ilişkili kişi ve geçmiş inceleme taraması, e‑imza–fatura tarihi uyumu ve depolama/lojistik yeterlilik eşlemesi gibi adımları süreç standardına dönüştürdükçe, KURGAN’ın uyarılarını hızlıca karşılayabilecek ve Genelge’deki 13 kriter eşiğini belgelendirme ile aşabilecektir.
Özetle; tedarik zinciri verisini yöneten, kanıt üreten ve hızlı reaksiyon veren organizasyonlar, KURGAN ile başlayan süreçte daha az zorluk yaşayacaklar. Bu nedenle, bugün atılacak her sistematik uyum adımı, yarının denetim, mali ve itibar risklerini ölçülebilir biçimde azaltacak stratejik bir yatırım haline gelmiş bulunmaktadır.