M. ALİ AYAZ
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı kapsamında 2023-2024 döneminde gelir vergisi beyannamesi vermemiş, harcama ve potansiyel gelir düzeyi ile vergi beyanları uyumsuz olan 10 bin büyük şirket ortağından, tespit edilen bulgulara ve uyumsuzluklara ilişkin açıklama istemektedir. Aynı zamanda, söz konusu mükelleflere gönüllü uyum kapsamında pişmanlıkla beyanname verme imkânı sunmaktadır. VDK’nın tespit edilen uyumsuzlukları, ortakların kişisel gelir vergisi beyanlarının yanı sıra ortak oldukları şirketlerin kurumlar vergisi açısından da risk olarak değerlendirdiğini düşünüyorum.
2025 yılı ilk 5 ayında 524 milyar TL kurumlar vergisi toplanmıştır. Bu tutar toplam vergi gelirlerinin yalnızca %13,09’unu oluşturuyor. 2024 yılı ilk 5 ayına baktığımızda ise toplanan kurumlar vergisi 452 milyar TL, bu da toplam vergi gelirlerinin %16,55’ini oluşturuyor. Dolayısıyla bir önceki yıla göre toplanan kurumlar vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı önemli oranda azalmış. Bu düşüşte, enflasyon düzeltmesi uygulamasının payının önemli olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan, Hazine ve Maliye Bakanının sıklıkla ifade ettiği dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payının artırılması hedefinde ısrarcı olunması halinde, beyanname gözetim, izaha davet gibi uygulamalarla daha çok karşılaşacağımızı söyleyebilirim.
Uygulama “Nereden buldun” kapsamında değerlendirilebilir mi?
VDK’nın konu ile ilgili açıklamalarına bakıldığında, uygulama kapsamında mükellefin uyumsuzluğu açıklamaya davet edilmesi, varsa eksik bir beyanın gönüllü uyum kapsamında tamamlanması, izah sonrası bir risk değerlendirmesi yapılması ve gerekmesi halinde mükellefin incelemeye sevk edilmesi söz konusu. Buna göre, mükellefin açıklamalarının yeterli görülmemesi durumunun bir tarhiyata dayanak oluşturması ya da Vergi Usul Kanunu kapsamında ispat külfetinin mükellefe geçtiği şeklinde yorumlanması söz konusu değildir.
Bu sebeple, söz konusu uygulamanın daha önce yasalaştırılan ancak uygulamaya geçmeden yasadan çıkarılan nereden buldun uygulaması olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Açıklama yapmayanlar ile açıklaması VDK tarafından yeterli görülmeyenler ile ilgili yaptırım ne olacak?
Gözetim çalışması kapsamında açıklama yapmayanlar ya da açıklaması yeterli görülmeyenler incelemeye sevk edilecek. VDK’nın bu kapsamda hem şirket ortağını, hem de ortağı olduğu şirketleri incelemeye alabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
VDK incelemeye sevk yetkisini öncü bir silah olarak kullanıyor. Vergi incelemesi ile uğraşmadan, mükellefin gönüllü uyum kapsamında kendi kendine eksik olan vergiyi beyan etmesini amaçlıyor. Böylece, vergi kayıp kaçağının yüksek olduğu Ülkemizde vergi müfettişi kapasitesini daha etkin kullanmak istiyor. Eksik bir beyanın pişmanlıkla tamamlanması mükellef açısından da oldukça verimli bir uygulama. Vergi aslı ve faizini ödeyip cezadan kurtuluyor. Ayrıca, uzun süren vergi incelemesi külfetine de katlanmamış oluyor.
Diğer taraftan, mükellefin haklı izahını detaylı değerlendirmeyerek mükellefin yine de incelemeye sevk edilmesi, buna benzer uygulamaların en önemli sorunu olduğunu söyleyebilirim. Birçok mükellef ve meslek mensubunun izaha davet uygulaması ile ilgili yakındığı konu bu. Bu hususun VDK tarafından değerlendirilmesinde fayda var.
VDK 10 bin Şirket Ortağı ile ilgili hangi riskleri öngörüyor olabilir?
VDK şirket ortakları ile ilgili tespit ettiği gelir ve harcamalar ile beyanları arasındaki uyumsuzluğu normal ve makul görmüyor. Bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığını düşünüyor.
Bu durumun muhtemel sebepleri olarak;
- Ortağı olduğu şirketin kayıt dışı satışlarının bulunması,
- Ortağı olduğu şirketin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanması,
- Ortağı olduğu şirketten borç almış ancak adat faizi hesaplanmamış olması,
- Ortağın kişisel bazı gelirlerini (eurobond, yurt dışı faiz gelirleri, kira gibi menkul veya gayrimenkul sermaye iratları, değer artış kazançları vb.) beyan dışı bırakmış olması,
- Ortağın dağıtılan kâr payını beyan etmemiş olması,
- Şirketin kâr dağıtım stopajını beyan dışı bırakmış olması
- Ortağın kişisel harcamalarının ortağı olduğu Şirket tarafından gider olarak kayıtlara alınmış olması
gibi olasılıklar üzerinde durduğunu düşünüyorum.
Uyumsuzluğun izahı mümkün mü?
VDK daha önceki sorgularında olduğu gibi uyumsuzluk görülse dahi belirli durumlarda herhangi bir vergi kayıp ve kaçağının olmayacağının farkında. Nitekim bu kapsamda, mükelleflerden uyumsuzluk hakkında bilgi ve belge istenilmektedir.
Bu kapsamda, gelir vergisi beyanında yer almayan ancak Şirket ortağının harcamalarının finansmanında kullanılabilecek kaynaklar olarak;
- İvazsız olarak iktisap edilenler ile iki yıldan fazla elde tutulan hisse senetlerinin satışından doğan kazançlar,
- Taşınmazların 5 yıldan sonra satışından doğan kazançlar,
- İktisap bedelinin endekslenmesi nedeniyle vergi dışı kalan değer artışları,
- Şirket ortağının borç alması, ortağa miras kalması, ivazsız intikaller,
- Kripto varlıklarının satışından doğan kazançlar,
- Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesi kapsamında beyan edilmeyen gelirler,
- Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67’nci maddesi kapsamında beyan edilmeyen gelirler (mevduat faizleri, özel sektör, devlet tahvili ve hazine bonosu faiz gelirleri ile alım satım kazançları, repo gelirleri, hisse senedi alım-satım kazançları, yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar vb.)
- Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançlar sıralanabilir.