139 ülke arasında 43. Sıra, Türkiye gibi yerinde duramayan genç ve girişimci bir nüfusa sahip, dinamik bir ülkeyi tatmin etmemeli.
WIPO (World Intellectual Property Organization) tarafından her yıl düzenli hazırlanan global inovasyon endeksi 2025 yılı sonuçlarına göre Türkiye 139 ülke arasında 43. sırada yer aldı. Orta gelirli ülkeler (upper-middle income) arasında Çin’den sonra ikinci sırada. Zirvede İsviçre var. İkinci sırada İsveç ve üçüncü sırada ABD geliyor. Beni şaşırtan en önemli sonuçlardan birisi 4. sıraya sıçrayan Güney Kore. Kore 1980’lerden itibaren yatırım yaptığı yaratıcı endüstrilerin ve sanayi atağının meyvelerini yiyor. Son derece stratejik bir planlamanın sonucu Kore mucizesi. Çin, 10. Sıra ile henüz zirveden uzak bir konumda. Daha önce bu köşede tartışmaya açtığım Çin ekonomisinin ne kadar inovatif olduğuna dair kuşkularımı destekliyor. Yine ilginç sonuçlardan birisi, Estonya gibi bir ülke 16. sırada. Anlaşılan Estonya, startup vizesi gibi vizyoner uygulamalarının sonuçlarını almaya başlamış. Anlaması zor bir şekilde Birleşik Arap Emirlikleri, Letonya, Bulgaristan gibi ekonomik büyüklük ve sanayi gücü anlamında Türkiye'den çok geride olan ülkeler inovasyon sıralamasında önümüzde.
Değerlendirme ana kriterleri şu şekilde belirlenmiş: Kurumlar, İnsan Kaynakları ve Araştırma, Altyapı, Pazar Sofistikasyonu, İş Sofistikasyonu, Bilgi ve Teknoloji Çıktıları, Yaratıcı Çıktılar. Her ana kategori, sair alt kriterlerden oluşuyor. Kurumlara baktığımızda Hukuk Devleti, Siyasi İstikrar, Girişimcilik Politikaları, Kamu Etkinliği gibi alt kriterlere sahip. İK ve Araştırma ana kriteri ise Eğitim Bütçesi, Araştırmacı Sayısı, Ortalama Eğitim Süresi, Bilim ve Mühendislik Fakültelerinden Mezun Sayısı gibi alt kriterlerden oluşuyor. Altyapı ise Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Lojistik ve Fiziksel Altyapı gibi çeşitli kırılımlara sahip. Bilgi ve Teknoloji Çıktılarına baktığımızda Patentler, Unicornlar, Bilimsel Makaleler ve Yüksek Teknoloji Üretimi bu grupta yer alıyor. Son olarak Yaratıcı Çıktılar; Kültür Endüstrisi, Filmler, Eğlence/Medya Sektörü, Dijital Uygulamalar (Apps) gibi alt kriterleri içeriyor. Türkiye'nin en iyi performans gösterdiği ana kategori, 30. Sıra ile Yaratıcı Çıktılar geliyor. Muhtemelen dizi sektörünün dinamizmi burada etkili olmuş. 139 ülke arasında100. sırada yer aldığımız, açık ara en kötü olduğumuz kategori ise Kurumlar. Sonrasında 48. sıra ile Teknoloji Çıktıları geliyor. Sanırım her ikisi de şaşırtıcı değil.
Listenin zirvelerindeki ülkelerin ortak özellikleri: Yüksek Ar-Ge yoğunluğu, güçlü kurumlar, iyi eğitim sistemi ve inovasyona dayalı bir özel sektör. Geçen seneki 68. sıradan 43’e yükselmek elbette bir başarıdır. Fakat henüz gidecek yolumuz var. 139 ülke arasında 43. sıra Türkiye gibi yerinde duramayan genç ve girişimci bir nüfusa sahip, dinamik bir ülkeyi tatmin etmemeli. Toplam GYSMH ya da kişi başı GYSMH gibi parametrelerde belirlediğimiz hedeflerin yanında bu tip listelerin doğrudan yansıttığı katma değerli ekonomiye dönüşme, inovasyon üretme gibi hedeflerimiz de olmalı. İstediğiniz kadar demir, çimento, tekstil ya da kereste üretin. IKEA, Gucci, Apple gibi harcıâlem ürünleri inovasyona dönüştüren markalar çıkartamıyorsanız zenginleşemezsiniz.
Türkiye'nin bu listede yükselmesi için öncelikle hukuk devleti, ifade özgürlüğü, kamu kurumların denetim ve şeffaflığı gibi parametrelerde ivedi iyileştirmelere gitmesi gerekiyor. Ayrıca eğitim sistemimizin çok acil reforma ihtiyacı var. İtaat değil itiraz eden, yetinen değil inovasyon yapan nesiller yetiştirmemiz şart. Aynı şekilde içler acısı üniversitelerimizin hali sil baştan ele alınmalı. Akademisyenlerin çalışma koşulları iyileştirilmeli. Son olarak, özel sektörün elini taşın altına koyma zamanı geldi. Şimdiye kadar harcıâlem ürünlerle konfor alanlarından çıkmayan patronlar, artık cesur kararlar alarak inovasyon ve teknoloji üretimine girmeli.