Bir zamanlar Beyoğlu’nda doğan bir fikir, bugün yapay zekâ ve ileri mühendislik çözümleriyle gazlı içecek sektörünün çevresel etkilerini yeniden tanımlıyor. Türk teknoloji şirketi Pubinno, 7 ülkede 63 şehirde kullanılan akıllı sistem sayesinde, teknoloji ile sürdürülebilirliği aynı potada eriten yeni bir küresel standart yaratıyor.
Bir zamanlar Beyoğlu sokaklarından dünyaya açılan bir hayal, bugün 7 ülkede 63 şehirde sürdürülebilir içecek servisi sunan küresel bir markaya dönüştü. İstanbul’da doğan fikir, sıfır atık vizyonuyla Silikon Vadisi’ne uzandı ve dünya devlerinin radarına girdi. “Tokyo, Londra, New York… Ama Beyoğlu başka. O karşılaşmalar, o sokaklar... Farklı kültürlerin bir arada olduğu bir zemin. Yaratıcılık zaten orada doğuyor” diyen Pubinno Kurucu Ortağı ve CEO’su Can Algül, “Dünya genelinde su ve çaydan sonra en çok tüketilen üçüncü içecek bira. Biz bu tüketimi hem daha sürdürülebilir hem daha kaliteli bir hale nasıl getiririz diye düşünerek yola çıktık” diyor. Türk teknoloji şirketi Pubinno, bugün robotik, yapay zeka ve IoT teknolojilerini bir araya getirerek bira endüstrisinin sürdürülebilirlik dönüşümüne öncülük ediyor. “Net Zero” sürdürülebilirlik hedefi doğrultusunda geliştirilen akıllı sistemleriyle, yalnızca operasyonel verimliliği artırmakla kalmayıp aynı zamanda içecek sektörünün çevresel etkilerini kökten azaltıyor. Sürdürülebilirlik, lezzet standardı ve yenilikçi mühendislik çözümlerini bir araya getiren şirketin yeni hedefi ise daha çok insanın hayatına dokunmak ve gezegen dostu gazlı içecek çözümlerini yaygınlaştırmak.
1,4 milyar litre su tasarrufu
Bugüne kadar 1,4 milyar litre su tasarrufu sağlayan Pubinno, bu rakamla Tokyo’nun 21 milyonluk nüfusunun bir aylık içme suyu ihtiyacına denk bir katkı sunmuş durumda. Bu tasarruf, aynı zamanda 550 olimpik yüzme havuzunu doldurabilecek miktara eşdeğer. Can Algül’ün verdiği bilgilere göre Pubinno’nun geliştirdiği Smart Tap sistemi, geleneksel sistemlere göre yüzde 512 oranında daha düşük karbon ve su ayak iziyle çalışıyor. Ürün zayiatını küresel ortalamanın altında tutmayı başaran Pubinno, kaybı yüzde 20 seviyelerine kadar indirerek sektörde önemli bir verimlilik sağlıyor. Bu yaklaşım, her yıl yaklaşık 6 milyar tek kullanımlık ambalajın atık haline gelmesini engelleyen çevresel bir başarıya dönüşüyor.
Dünyanın ilk yapay zekâ destekli musluğu
Smart Tap aynı zamanda, yapay zeka destekli bir kalite kontrol sistemine sahip. İçinde 11-12 parametreyi analiz eden bir sistem ve gerçek zamanlı karar veren bir robot var. Algül, “Musluğun arkasına geçtiğinizde artık bar çalışanı değil, veri yöneten biri oluyorsunuz” diyor. Sistem, ortam sıcaklığı, kullanım geçmişi gibi verileri analiz ederek en doğru akışı sağlıyor. Hem ürün kalitesini hem de verimi artırıyor. SmartTap yalnızca içecek servisi değil, bir platform da sunuyor: Tüm akış verileri kaydediliyor, sorun yaşanan cihazlar anlık bildiriliyor, satış, operasyon ve kalite süreçleri tek merkezden yönetiliyor.
Döngüsel ekonomiye katkı
Pubinno’nun teknolojileri döngüsel ekonomiye de doğrudan katkı sunuyor. Tek kullanımlık ambalajlara göre yedi kat daha az karbon salımına neden olan fıçı sistemleri, 30 defaya kadar yeniden kullanılabiliyor. Bu sayede hem maliyet hem de çevresel etki minimuma indiriliyor. Can Algül, tamamı Türk mühendisleri tarafından geliştirilen bu sistemlerin, ISO 14064 ve ISO 14046 gibi uluslararası standartlara uygun olarak tasarlandığını ifade ediyor.
Hedef sürdürülebilirlik odaklı yeni bir endüstri standardı yaratmak
Avrupa’nın birçok noktasında, Hollanda ve İngiltere stadyumlarından başlayarak sosyalleşme deneyimini yeniden yazmayı hedefl eyen Pubinno, 2026 FIFA Dünya Kupası sırasında, ABD’deki stadyumlarda teknolojik dönüşüm sağlayarak küresel görünülürlüğünü artırmaya hazırlanıyor. Algül, “Bugün Türkiye’de satılan her 3 ürünün 2’si Pabinno teknolojisiyle, güvenli ve tutarlı şekilde servis ediliyor. Şirketin uzun vadeli vizyonu, on-trade sektörünün tamamında sürdürülebilirlik odaklı yeni bir endüstri standardı yaratmak. Her fıçı içecek servisinin daha temiz bir gelecek için atılan somut bir adım olduğuna inanıyoruz. Teknolojiyi çevresel koruma ile buluşturarak, küresel içecek endüstrisinin sürdürülebilir dönüşümüne öncülük edeceğiz” diyor.
Yatırım Hikâyesi: Türkiye’den Silikon Vadisi’ne
Projenin yatırım hikâyesi oldukça dikkat çekici. İlk etapta Türkiye’de yatırımcı bulmakta zorlandıklarını belirten Algül, “Ayran makinesi mi yapıyorsun? Kola mı basacaksın?” gibi yorumlarla karşılaştığını anlatıyor. Ancak daha sonra Silikon Vadisi’nden yatırım alarak şirketi orada kurmayı başarmış. Bugün girişimin 7 uluslararası patenti, gelişmiş yazılım altyapısı ve robotik tasarımları bulunuyor. Can Algül şöyle anlatıyor girişim hikayesini: “Ben fi kri önce Anadolu Efes’e sattım. Onlardan aldığım ilk destekle ortağımı buldum, ürünü geliştirdim. Ancak bu ürünü geliştirmek birkaç ay değil, beş yıl sürdü. 2014-2019 arasında doğru ürünü aradım. Sürekli denedik, bazen para kazandık, bazen kaybettik. Bazen de ‘bu değil, şunu yapmamız gerek’ dedik. 2019 Kasım’ında ise nihayet aradıkları ölçeklenebilir ürünü bulduk. Lansmandan dört ay sonra beş ülkedeydik. Tam her şey ivme kazanmışken, pandemi geldi. Sistem durdu. Ama pandemiden sonra, asla bu noktaya gelmezdik dediğimiz noktaya geldik. Çünkü en büyük rakibimiz ‘gelenek’ti. İnsanlar, yıllardır alıştıkları sistemleri bırakmak istemiyor. Ama pandemiyle birlikte her şey değişti. Bizim çözümümüz tam da yeni dünyanın ihtiyaçlarına cevap veriyordu. Şirket, bu süreçte yüzde 700-800 oranında büyüme kaydetti.”
“Gelecek Suya Akacak”
Can Algül, “Bu işin gideceği yer su” diyerek, insanların kamusal alanlarda pet şişe yerine kendi mataralarını doldurabilecekleri istasyonlara odaklandıklarını söylüyor: “Caddebostan sahilini düşünün. Koşan yüzlerce insan, çoğunun elinde tek kullanımlık şişe… Oysa sadece birkaç istasyonla büyük fark yaratabiliriz. Bu teknoloji var. Hatta şu an üzerinde çalışıyoruz.”