İş dünyasında havalı lafları severiz. Bazen kendi konuştuğumuza biz bile inanmadan süslü cümleler savururuz. Çoğu kez steril ve ışıltılı alanda kalmayı tercih ederiz ki pirim oradadır. Ne zaman ki bir mesele ana akıma ulaşır hemen akbabalar misali göbeğinden konuya dalarız.
Tüm bunların ışığında soralım: Kaç kişisel gelişimci ya da bilumum koç “Küçücük takalara atlayın ve Gazze’ye yol alın” der? Doğru, onlar genelde yatımı nasıl uzatabileceğimi ya da bir yelkenlide pozun nasıl olması gerektiğini fısıldar.
Halbuki kişisel gelişim ya da kendini gerçekleştirme, konforlu sularda viski elimde geyik yerine, köpek balıkları arasında mücadelelerle olmaz mı?
Tüm zamanların (TR) en çok satan kişisel gelişim kitaplarından biri Savaşçı’dır. Cüceloğlu, herkesin kendi hayatında bir savaşçı olabileceğini; bunun da başkalarını alt etmek değil, kendi içindeki korkuları, önyargıları ve sınırları aşmakla olduğunu söyler.
Kuşkusuz ilk adımı kendi içimizde atarız. En yüksek eşik zihnimizdedir. Fakat bir başkası olmadan bu mümkün mü?
Harekete geçmek, kendimizi gerçekleştirmek, potansiyelimizi açığa çıkarmak için dış faktörlerin tetiklemesine ihtiyacımız yok mu? Çağdaş filozoflardan Byung-Chul Han’ın sıkça vurguladığı gibi bir başkası/öteki olmadan ben tamamlanamam. Beni özgürleştiren, başkasının varlığıdır ve tek başına özgür olunamaz!
SUMUD filosundaki yüzlerce insan fazlasıyla farkındaydı bu durumun. Gazze’ye ulaşmak için sadece fırtınalı milleri değil kendi korkularını ve psikolojik engelleri aşmaları gerekiyordu.
Onlara bu adımı attıran ise açlıktan kavrulan çocuklar oldu. Sadece bilgi veya zeka değil, cesaret, en önemlisi vicdan taşımak gerekiyordu böyle hayati kararlar için.
Bu minik tekneler milyarların sesi oldu. Bizler sıcak evlerimizde, ofislerimizde kahvemizi yudumlarken, onlar ölümün kıyısında onlarca gün yürüdü.
Varamasalar dahi surda büyük bir delik açtılar. Sahilde bekleyen çocuklara kavuşasamalar bile umut oldular. Hayatlarının geri kalanını büyük bir vicdani rahatlıkla yaşayacaklar. Ne mutlu. Eminim bu his tüm kariyer basamaklarından değerlidir.
Abluka elbette kırılacak. Önemli olan, kırmak kadar o yolda verilen mücadele. Verdiğimiz bu tip savaşlar, sadece bizi geliştirmez/geliştirmemeli, başkalarının hayatını da güzelleştirmeli.
Dünya sizi unutmayacak. Hepiniz en büyük savaşçısınız!