Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı sonuna ait istatistiklerine göre ceza infaz kurumlarının kapasitesi 301 bin 397 kişi. Buna karşın cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 383 bin 663 kişi.
Hukuk ve adalet sistemi Türkiye’nin en sorunlu alanlarından birisi. Bu sorunlu alanın önemli ayaklarından birisi de ceza infaz sistemi ve kurumları. Buradaki keyfi ve eşitsiz uygulamaların yanı sıra ceza infaz kurumlarındaki yaşam koşulları da insani açıdan sorunlu bir alan.
Ceza infaz kurumlarının kapasitesinin, tutuklu ve hükümlü sayısından düşük olması, tutuklu ve hükümlüler için adeta ikinci bir cezalandırma halini alıyor. 2020 yılında COVID-19 pandemisine bağlı olarak infaz sisteminde yapılan değişikliklerle infaz süreleri kısaltılırken denetimli serbestlik süreleri uzatılmıştı. 2023 yılında da bu uygulamayı genişleten düzenlemeler yapıldı. Her ikisi de tahliyeler sayesinde cezaevi nüfusunda bir azalma yaratsa da sorunu ortadan kaldırmadı.
Şimdi siyaset gündemine yeni bir infaz düzenlemesi gelmiş durumda. Yasa tasarısının bayramdan önce Meclis’ten geçmesi ihtimali söz konusu. Besti Karalar’ın gazetemizde dün yayımlanan haberine göre bu tasarı ilk etapta 33 bin tutuklu ve mahkumun, zaman içerisinde ise 60 bin kişinin ceza infaz kurumlarından tahliye olmasını sağlayacak.
Bu sayılar cezaevlerinde yaşanmakta olan ciddi barınma krizini gidermeye yetecek düzeyde değil.
Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı sonuna ait istatistiklerine göre ceza infaz kurumlarının kapasitesi 301 bin 397 kişi. Buna karşın cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 383 bin 663 kişi. Tutuklu ve hükümlü sayısı cezaevleri kapasitesinden 82 bin 266 kişi daha fazla. Yani 100 kişinin barınabileceği bir cezaevinde 127 kişi kalmak zorunda.
Mayıs başı itibarıyla koşullar daha da kötüleşmiş durumda
Aradan sadece 4 ay geçmiş olmasına rağmen Mayıs 2025 başı itibarıyla koşullar daha da kötüleşmiş durumda. Çünkü 2 Mayıs 2025 tarihli verilere göre ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlü sayısı 409 bin 617’ye çıkmış bulunuyor. Cezaevlerinde yatacak yer bulamayanların sayısı 108 bin 220’ye çıkmış. Yani Aralık 2024 sonunda 100 kişilik cezaevinde 127 kişi kalmak zorunda iken Mayıs başında bu sayı 136’ya tırmanmış.
Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre bu sorun 2017’den itibaren kalıcı hale gelmiş gözüküyor. Çıkartılan infaz düzenlemeleri de sorunu ortadan kaldırmamış. 2013 yılına kadar uzanan istatistikleri göre 11 yılda ceza infaz kurumu kapasitesi yüzde 95,6 artarken tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 166,3 artmış bulunuyor.
Çözüm infaz düzenlemesinde Değil, yapısal dönüşümde
Özellikle 2024 yılındaki artış hızı dikkat çekici düzeyde. 2023 sonuna göre tutuklu ve hükümlü sayısı bir yılda 91 bin 752 kişi ve yüzde 31,4 artmış. Mayıs başı verilerini dikkate alırsak 2023 Aralık sonuna göre artış 117 bin 706 kişi ve yüzde 40,3’ü buluyor.
Cezaevlerinde 12 yaş ve üzeri tutuklu ve hükümlüler bulunduğunu dikkate alırsak 12 yaş ve üzeri her 100 bin kişilik nüfusa düşen tutuklu ve hükümlü sayısı 2013 yılında 233 kişi iken 2024 sonunda bu rakam 536’ya ulaşmış durumda. 12 yaş ve üzeri nüfus bu süre içinde yüzde 6,7 azalmış. Buna rağmen tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 166 arttığı için yüz bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı artışı yüzde 185’i buluyor.
Bu veriler, tasarlanan infaz düzenlemesinin cezaevlerinde ikinci bir ceza halini alan bu sorunu hafifletmeyeceğini ortaya koyuyor.
Ancak bu tür infaz düzenlemelerinin sadece geçici bir çözüm olabileceğini, asıl çözümün sorunun temel kaynağı olan ekonomik, sosyal, hukuki ve siyasi alandaki yapısal dönüşümle sağlanabileceğini de unutmamak gerekiyor.