MEHMET KAYA/ANKARA
Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) tarafından, Bölgenin Batarya Merkezi Türkiye temasıyla düzenlenen Enerjinin Geleceği Depolama Kongresi, batarya teknolojilerinin ve enerji depolamanın sistemler için kritik olduğu mesajlarıyla tamamlandı.
Kongrede konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, depolamanın enerji sisteminin yan unsuru olmaktan çıkarak şebekelerin asli unsuru haline geldiğini vurguladı. Bu alanda teknoloji ihtiyacının giderek arttığını vurgulayan Demircan, Türkiye’nin yıllık 60-65 milyar dolar enerji ve donanım ithal ettiğini belirterek, Türkiye’nin yıllık turizm geliri dolayındaki bu ithalatın önlenmesine yönelik yenilenebilir enerji ve yerli sanayideki her adımı önemli gördüklerini kaydetti. EDEDER Başkanı Doğa Can Bayram da depolama yatırımlarının faaliyete geçmeye başladığını belirterek, “Türkiye'de önümüzdeki yıl toplam 1500 megavatsaatlik depolama yatırımının hayata geçmesini bekliyorum. Türkiye'nin arz güvenliğinde tam bağımsız ülke olarak davranabilmesi için 5 ila 15 bin megavatsaatlik depolama yatırımına ihtiyaç olduğu hesaplanıyor. Bizler depolama sektörü olarak bunu gerçekleştirebilmek için çalışıyoruz, çalışacağız.” dedi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan da konuşmasında, otomobil örneğini vererek dönüşümün hızına işaret ederek, 2025 itibariyle Türkiye’de satılan otomobiller içinde elektrikli olanların yüzde 20’lere ulaştığını kaydetti.
Fatih Birol: Türkiye merkez olabilir
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol da kongreye gönderdiği video mesajıyla enerji depolama alanındaki öncelikleri sıraladı. Çin’in batarya üretiminde yüzde 90’lara varan ağırlığı nedeniyle, ülkelerin kaynak çeşitliliği sağlamak için arayışa girdiğini vurgulayan Birol, bu yöndeki çabaların yoğunlaşacağı tahmininde bulundu. Uluslararası Enerji Ajansı tespitlerine göre son 15 yılda batarya fiyatlarında yüzde 90 düşüş belirlediklerini vurgulayan Birol, kaynak çeşitliliği ve rekabetin enerji alanındaki “arz güvenliği” sağlayan en önemli unsur olarak gördüğünü kaydetti.
Konuşmasında enerji alanında 600 dolayında olgunlaşmamış teknoloji ve AR-GE süreci bulunduğunu vurgulayarak, kendisine “bunlar arasından bir tanesini seçerek hemen kullanıma sunma şansınız olsa hangisini seçersiniz” diye bir soru sorulduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu 600 teknolojiden bir tanesini yarın itibariyle maliyetlerinin düşmesi ve herkesin kullanabileceği, hemen kullanabileceği ucuz bir teknoloji haline gelse hangisini seçersiniz, benim de tek cevap bataryalar. Çünkü bataryalar eğer maliyetler daha da düşerse gerçekten birçok kilitli kapıyı açabilir. Hem elektrik üretimindeki en büyük sorunlarımızdan bir tanesi yenilenebilir enerjinin 24/7 olmaması bu depolama konusunda bize yardımcı olacak. Hem de ulaştırma sektöründe, arabalarda ve yakında kamyonlarda.”
Birol yazılım ve yapay zekadan savunma sanayiine kadar geniş bir alanda batarya teknolojilerine duyulan kritik ihtiyaca değindi.
Türkiye’ye ve endüstriye “üretim merkezi olma şansınız var” mesajı veren Fatih Birol, “Türkiye'nin, batarya üretimindeki çeşitlendirme konusunda ciddi bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Özellikle mevcut jeopolitik resimde ve Türkiye'nin batarya konusunda bazı şirketlerimizin attığı adımları düşündüğüm zaman ve birçok potansiyel alıcı hükümetin, şirketin nelere baktıklarını yani konsantre istemediklerini göz önüne aldığımda Türkiye'deki şirketlerin önemli bir rol oynayabileceklerini düşünüyorum.” dedi.