EZGİ TÜRKMEN-YEŞİM DİKİCİ ORHAN
Vergiye uyumlu mükellef indirimi ile izaha davet müessesesi vergi hukukumuzun iki önemli müessesesidir. Özellikle izaha davetlerin yoğun bir şekilde işletildiği bu günlerde, bu iki müessesenin kesiştiği noktada, izaha davet suretiyle beyannamesini düzeltmek durumunda kalan ve %20 oranında vergi ziyaı cezası tarhiyatı ile karşılaşan mükelleflerin vergiye uyumluluk hallerinin devam mı edeceği, yoksa yasanın aradığı şartların ihlal edilmiş mi sayılacağı sıklıkla tartışılan hususlardan biri olmuştur. Bu tartışmaya yönelik düşüncemizi paylaşmak istedik.
Türk vergi hukukunda, vergiye uyumlu mükellefleri ödüllendirmek ve vergiye gönüllü uyumu teşvik etmek amacıyla, 2017 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde değişiklik yapılmış ve belli yükümlükleri zamanında yerine getiren mükellefler için %5 oranında gelir veya kurumlar vergisi indirimi (1/1/2025 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde üst limit 9.900.000 TL’dir) imkânı getirilmiştir. Söz konusu madde uyarınca, vergiye uyumlu mükellef için öngörülen vergi indiriminden yararlanabilmenin şartlarından birisi de indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olmasıdır. Anılan şartın parantez içi hükmünde ise, kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannamelerin bu şartın ihlali sayılmayacağı belirtilmiştir.
İzaha davet müessesesi ise, VUK’un 370. maddesinde düzenlenmiş bir uygulama olup, verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesi suretiyle uygulanmaktadır. Bu müessese, izaha davet edilen mükelleflerle ilgili yapılan değerlendirmeler sonucunda vergi ziyaına sebebiyet vermediği anlaşılan mükelleflerin konuyla ilgili vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk edilmesini önlemekte; vergi ziyaına sebebiyet verildiği durumlarda ise mükellefleri belirli şartlar dahilinde beyannamelerini düzelttirmek suretiyle indirimli ceza uygulanarak daha ağır cezadan korumaktadır.
Bu noktada, vergiye uyumlu mükellef indirimi ile izaha davet müessesesinin kesiştiği durumlar için uyumluluk halinin devam edip etmeyeceği hususu ile ilgili olarak uyumlu mükellef indirimini düzenleyen GVK mük. md. 121’deki aranan koşullara tekrar bakmak, sorunun çözümü açısından önemli olacaktır. Kanun, kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen beyannamelerin bu şartın ihlali sayılmayacağını açıkça düzenlemiştir. Dolayısıyla, tartışılan hususa döndüğümüzde, izaha davet dolayısıyla verilecek düzeltme beyannamesinin ve bu beyan üzerine kesilecek cezanın, kanunda aksi açıkça düzenlenmediği için verginin yasallığı ilkesi gereği vergiye uyumlu mükellef indirim hakkını ortadan kaldırmayacağını, indirim hakkının diğer şartlarının da sağlanması halinde bu hakkın devam edeceğini düşünüyoruz. Mükelleflerin, bu iki müessese arasındaki ilişkiyi doğru analiz etmeleri ve buna göre hareket etmeleri önem arz etmektedir.