Gümrük vergileri kapsamında değerlendirilip süreklilik arz eden bir işlemde, sonradan tersi karar verilmesi halinde, eksik ödenen vergiler ile bunun üç katı para cezasıyla karşılaşmak olasıdır.
Anayasamızın 73’üncü maddesinde; “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebileceği” düzenlenmiştir.
Verginin kanuniliği ilkesi dediğimiz bu hükmün istinası yine Anayasamızın 167’nci maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre, “Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Cumhurbaşkanı’na yetki verilebilir.”
Madde hükmüyle, dış ticarete yönelik ek mali yükümlülük düzenlenmesinde, normal vergi düzenlemesine karşılık daha hızlı ve esnek karar alma hakkı tanınmıştır.
Son dönemde sık ve farklı durumlarda, vergi dışı mali yük uygulanmasına başlanmış, bunun sonucunda hangi mali yükümlülüğün eş etkili vergi kapsamında olması gerektiği ve buna bağlı olarak hangi durumlarda ceza veya muafiyet tanınacağı konusunda bir karmaşa yaşanır hale gelmiştir.
Gümrük vergilerinin kapsamı
Gümrük vergileri, eşyanın ithalinde veya ihracında alınan gümrük vergisi, ithal ve ihraç nedeniyle alınan bütün vergiler ile eş etkili vergi ve mali yükleri içermektedir. Dolayısıyla gümrük vergileri terimi gümrük vergisinden öte, adı ne olursa olsun eşyanın ithali nedeniyle tahsil diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri kapsamaktadır.
Eş etkili vergiler, gümrük vergisi etkisi yapan, onunla aynı sonucu doğuran vergilerdir. Tarife engeli denilen gümrük vergisi, ithal eşyası ile yerli eşya arasında maliyet farkı oluşturur. Bu kapsamda, bir eşyanın yerli üretiminde tahsil edilmeyip, sadece ithalinde tahsil edilmesi veya ithali esnasında tahsil edilen vergi oranının, yerli üretiminde tahsil edilenden daha yüksek olması hallerinde, bu vergi eş etkili vergidir.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde, ithalatta tahsil edilen katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi, ithalat esnasında tahsil edilmesi gerekçesiyle eş etkili vergi olarak değerlendirilmemeli, dolayısıyla gümrük vergileri kapsamında kabul edilmemelidir. Çünkü, katma değer vergisi hem ithalatta hem de yerli üretimde tahsil edilen bir vergidir ve ithalatta ve yerli üretimde uygulanan vergi oranı da değişmemektedir.
Bu açıdan bakıldığında, eşya ithali nedeniyle ödenen vergi, fon, mali yükümlülük, katkı payı vb. adı altında kamu tarafından tahsil edilen tüm bedeller, eğer eşyanın iç ticaretinde de tahsil edilmiyorsa Gümrük Kanunu açısından gümrük vergileri olarak değerlendirilmelidir.
Gümrük vergileri terimi neden önemli
Gümrük Kanunu hem esas hem de usulü kanunudur. Hangi durumda gümrük vergisi alınacağı sorusunun cevabını Gümrük Kanunu verir. Ancak, hangi miktarda gümrük vergisi alınacağının cevabı 474 sayılı Kanun ve İthalat Rejimi kararındadır. İki kanun ve alt düzenlemeleri bir bütün oluşturur ve gümrük vergileri özelinde her sorunun cevabı nettir. Hangi durumda gümrük vergisinden muafiyet sağlanır, hangi durumda ve ne büyüklükte ceza uygulanır konusu da gümrük vergisi açısından nettir. Üstelik Gümrük Kanunu’nda yer alan bu düzenlemeler salt “gümrük vergisi” için değil “gümrük vergileri” için de geçerlidir.
O zaman sorun ne diyeceksiniz? Gümrük Kanunu yürürlüğe girdiği ithalatta alınan vergiler sade olduğu için sorun çıkmıyordu. Sorun sürekli yeni vergi, fon ve mali yük ihdas edilip, kendi mevzuatında ayrıntılı düzenleme olmadığı için bunların gümrük vergileri kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorunudur. Çünkü, gümrük vergileri denilince doğal olarak cezası, cezanın zamanaşımı, gümrük vergilerinden muafiyet tanınması gündeme gelir. Genel olarak ceza konusunda kılıçlar keskin olduğu için her durumda Gümrük Kanunu’na göre ceza kesilir ama muafiyete gelince aynı tavır sergilenmez. Dolayısıyla bu yükler bazen devedir bazen de kuş.
Eş etkili vergi ve mali yükler
İthalat esnasında, gümrük vergisinin dışında 14 tür vergi ve mali yük tahsil edilmektedir. Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi’ni (ÖTV) bir kenara bırakırsak diğer eş etkili vergi mali yüklerin hukuki statüsü konusunda zaman zaman sorunlar yaşanmaktadır. Bunlardan en sorunsuz olanı ise ilave gümrük vergisidir. 3351 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı eki İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Karar’ın; “ilave gümrük vergisi hakkında, gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümler uygulanır” hükmü gereğince, hemen hemen her konuda gümrük vergisine ilişkin hususlar ilave gümrük vergisi için de geçerlidir.
Ek mali yükümlülük başta olmak üzere, bunun dışındaki eş etkili vergi ve yükümlülüklerin gümrük vergiler kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmalıdır. Gümrük Kanunu’nun lafzına bakarsanız; eşyanın ithali nedeniyle alınması ve gümrük vergisiyle aynı sonucu doğurması nedenleriyle bunların gümrük vergisi olarak kabul edilmesi gerekir. Nitekim Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinin 5 maddesinde ve ekinde gümrük vergileri olarak 15 kalem kamu alacağı sayılmıştır.
Bununla birlikte, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca adının “fon” olması ve gümrük vergileri tanımında “fon” ifadesinin geçmemesi nedeniyle kaynak kullanımı destekleme fonunu (KKDF) gümrük vergileri kapsamında kabul etmemektedir. Dolayısıyla gümrük verilerinden muaf olan eşya KKDF’den muaf tutulmamakta, ancak eksik ödenmesi halinde Gümrük Kanunu’na göre para cezası uygulanmaktadır.
Ek mali yükümlülük (EMY) başlı başına bir muammadır. Çünkü ek mali yükümlülük adı altında 8 farklı amaçlı kamu geliri türü tahsil edilmektedir. Bunların ise amaçları ve nitelikleri birbirinden farklıdır. Bir yandan STA ve GTS’den kaynaklanan gümrük vergisi kayıplarını telafi etmek için uygulanırken diğer yandan ABD’ye misilleme olarak uygulanan gümrük vergisi niteliği taşımaktadır. Bir kısmı ise kuyumculuk eşyası veya Çin menşeli elektrikli araçlarda olduğu gibi ek bir gümrük vergisi tahsilidir.
Konunun ilginç yanı, ilaç hammaddelerinin ek mali yükümlülüğe tabi olup olmadığı konusunda Ticaret Bakanlığı önce EMY alınması sonra ise alınmaması gerektiğine karar vermiştir. Ancak, eksik ödenen EMY için 2976 sayılı özel Kanunu’nda iki kat para cezası öngörülmüşken, EMY’nin gümrük vergileri kapsamında sayılması nedeniyle Gümrük Kanunu’na göre üç kat para cezası uygulanmaktadır.
Sorunun boyutu
Konuyu burada basit bir olaymış gibi anlatıyoruz ama olayı yaşayan hem yükümlü hem de gümrük müşaviri için bu durum büyük bir risk oluşturmaktadır. Gümrük vergileri kapsamında değerlendirilip süreklilik arz eden bir işlemde sonradan tersi karar verilmesi halinde, eksik ödenen vergiler ile bunun üç katı para cezasıyla karşılaşmak olasıdır. Buna göre tedbir alırız deseniz de, vergi ve cezanın üç yıl geriye yönelik uygulanması sorunun boyutunun ne denli büyük olduğunun en büyük göstergesidir.
Gerçekten gümrük vergileri nelerden oluşuyor?
Verginin kanuniliği ilkesi nerede kaldı?