Türkiye’nin Hindistan-Pakistan çatışmasında taraf tutması için aslında yeter sebep yok. Türkiye, Pakistan ile dostane ilişkiler geliştirmişti ama son yıllarda Hindistan ile de iyi ilişkiler kurmaktaydı.
Hindistan ve Pakistan arasındaki geçimsizliğin yeniden sıcak çatışmaya dönebileceği endişeleri henüz tamamen ortadan kalkmış değil. Keşmir’in Hindistan tarafında 26 turistin ölümü ile sonuçlanan saldırının tetiklediği çatışmanın yarattığı gerilimden her iki taraf da baskın çıkarak işi sonlandırmak istiyor. Hindistan hükümeti Pakistan’ı sorumlu tuttu. Pakistan hükümetinin sorumlu olduğuna dair bir kanıt olmasa da, Hindistan böyle bir saldırının hükümetin dahli ya da hiç olmazsa haberi olmadan gerçekleştirilemeyeceğini savunarak Pakistan’a askeri bir cevap verdi. Pakistan’ın cevabı da askeri alanda oldu. Dış güçlerin hepsi sakin olmayı telkin ediyor. Taraflar da ufak bir çatışmanın tırmanarak büyümesini istemiyorlar ama her ikisi de durumdan daha baskın konumda çıkmak istiyor. Bu nedenle aralarındaki geçici barış istikrarsız görünüyor ama çatışmasızlık uzarsa istikrar kazanacağı ümit ediliyor.
Çabalarının barışın tesisinde katkısı olduğu düşünülen birkaç ülke var. Aralarında Türkiye’nin de adı geçiyor. Her ne kadar Türkiye de tarafların anlaşmazlıklarını barışçıl yöntemlerle sonlandırmalarını isteyip, onları cesaretlendirse de Pakistan tarafını tutan bir ülke olarak nitelendiriliyor. Bu iki ülkenin geçmişte birbirine yakın olduğu bilinse bile, günümüzdeki Türkiye’nin Hindistan-Pakistan çatışmasında taraf tutması için aslında yeter sebep yok. Evet, geçmişte Türkiye, Pakistan ile dostane ilişkiler geliştirmişti ama son yıllarda Hindistan ile de iyi ilişkiler kurmaktaydı.
Çin ile Amerika arasında küresel bir çatışmaya doğru gidildiği günümüz dünyasında Hindistan, bu çatışmanın dışında kalan ve dolayısıyla işbirliği yapılabilecek diğer bir merkez olarak öne çıkıyor. Hint ekonomisi hızla gelişiyor ve bazı gözlemciler görünebilir bir gelecekte Çin ekonomisini yakalayabileceğini ileri sürüyorlar. Nüfusu ise şimdiden Çin’in önüne geçti. Özetlenecek olursa, karşımızda küresel önemi artan ve diğer ülkelerin iyi ilişkiler geliştirmeyi istediği bir ülke var.
Hindistan’ın artan önemi Türkiye’nin önde gelen iktisadi aktörlerinin dikkatinden kaçmış değil. Örneğin Türkiye’nin tanınmış bir beyaz eşya üreticisinin Hindistan’da da önemli yatırımları olduğu gibi, hava servisi veren bir şirketin de birçok havaalanında faaliyeti var. Buna karşılık Hindistan’ın yüksek sınıfları, Türkiye’nin düğün yapıp akrabalarını ve tanınmış dünya şahsiyetlerini ağırlayabilecekleri bir yer olduğunu keşfetmiş bulunuyorlar. Her iki ülkenin iktisadi gelişmesi devam ettiğine göre, gelecekte daha kapsamlı ilişkiler geliştirmeleri de beklenebilir.
Türkiye hükümeti, bir yandan Hindistan-Pakistan çatışmasını engellemeye çalışırken, diğer yandan tereddüde yer bırakmayacak şekilde Pakistan’ın yanında yer aldığını açıkladı. İki ülkenin farklarını barışçıl yöntemlerle aşmalarını isteyen, bunda kendisinin de çıkarı olduğunu açıklayan Türkiye’nin, Pakistan’dan yana olduğunu açıklamasının ne gibi bir fayda sağladığı haklı olarak sorgulanabilir. Şayet Türkiye iki tarafla da iyi ilişkilere sahip olmak istiyorsa, taraflardan birini desteklediğini açıklamakla acaba neyin kazanıldığı düşünülüyor?
Maalesef, Türkiye hükümetinin iyi düşünülmemiş açıklamaları karşısında Hindistan’ın tepkisi de pek cesaret verici olmamıştır. Türk hava taşıyıcılarının Hindistan’a gitmeleri engellenmiştir. Varlıklı Hintliler şimdiden Türkiye’de yapmayı tasarladıkları düğünleri iptal etmeye başlamışlardır. Hint basınında çıkan bazı makalelerde ülkedeki Türk işletmelerin mercek altına alınması istenmektedir. Önerilen tedbirler üzerinde dikkatle düşünüldüğü zaman, bunların Türkiye’de Hindistan’la daha sağlam ilişkiler kurulmasını isteyen güçleri sıkıntıya sokmaktan başka fayda getirmeyeceği görülebilir. Bu işletmeler, başka hiçbir gerekçe olmasa bile, sadece başarılı olmak için Hindistan’la iyi ilişkileri savunacaklardır.
Hem Hindistan hem Türkiye gelecekteki ilişkilerini yeniden değerlendirmek zorundadırlar. Hindistan dünyanın en önde gelen ekonomilerinden biri olmak yönünde hızla ilerlemektedir. Türk ekonomisi de dünyanın ilk yirmi ekonomisi arasında yer almaktadır. Birçok alanda yapacakları işbirliği iki taraf için de kazançlı olacaktır. Taraflar, komşular arasında sınır boyunda ortaya çıkabilecek sürtüşmelerin işbirliği potansiyelini geliştirmelerine engel teşkil etmesine izin vermemelidir. Türkiye’nin Hindistan-Pakistan sınırı boyunda çıkan çatışmalarda hemen taraf tutmaması uygun gözükürken, Hindistan’ın da Türkiye ile daha yakın ilişkiler kurmakta öncülük edecek unsurlarla arasındaki köprüleri atmamaya dikkat etmesi gerekiyor.