Gazze’de enkazın altına gömülen sadece yaşamlar değil, aynı zamanda bir halkın geleceği ve gezegenin dengesi. Yeni bir çalışma, yıkımın ardından ortaya çıkan molozları temizlemek ve işlemenin yaklaşık 90 bin ton sera gazı emisyonuna yol açabileceğini ve temizlik sürecinin tamamlanmasının 40 yılı bulabileceğini ortaya koyuyor.
İklim krizinden söz ederken çoğu zaman sanayi, ulaşım, enerji gibi alanlara odaklanıyoruz. Ama savaşlar? Onlar genellikle iklim gündeminin dışında kalıyor. Oysa artık biliyoruz ki, askeri faaliyetlerin küresel karbon emisyonlarındaki payı yüzde 5,5. Bu, sivil havacılığın ve deniz taşımacılığının toplamından fazla. Üstelik bu emisyonlar BM’ye raporlanmıyor. Sanki savaşın iklim üzerindeki etkisi hiç yokmuş gibi davranıyoruz.
Peki ya enkazın altında kalanlar? Sadece bedenler değil... Asbest gibi toksik maddeler, patlamamış mühimmatlar, içme suyu kaynaklarını kirleten atıklar… Ve bunların ortasında, yaşam mücadelesi veren 2 milyon insan. Temizlenmeyen her moloz yığını, onların sağlığını her gün biraz daha tehdit ediyor.
Bu bir yeniden inşa hikâyesi değil sadece. Bu aynı zamanda, kaybedilmiş iklim adaletinin ve sürdürülebilirliğin de hikâyesi. Bir halkın toprağında kalma, yeniden ayağa kalkma ve geleceğini sahiplenme çabasının, iklim krizine karşı verilen küresel mücadeleyle nasıl kesiştiğinin somut bir örneği.
Önemli bir akademik çalışma tabloyu ortaya koyuyor Edinburgh ve Oxford üniversiteleri tarafından gerçekleştirilen yeni bir akademik çalışma, yaşanan durumu ortaya koyuyor. Çalışmaya göre, Gazze’deki yıkımın ardından ortaya çıkan molozları temizlemek ve işlemek yaklaşık 90 bin ton sera gazı emisyonuna yol açabilir. Üstelik bu sürecin tamamlanması 40 yılı bulabilir.
Çalışma, Ekim 2023 ile Aralık 2024 arasında Gazze’deki konutların, okulların ve hastanelerin yıkımı sonucu yaklaşık 39 milyon tonluk beton enkazı oluştuğunu ortaya koyuyor. Bu enkazın bertarafı için 2,1 milyon kamyon seferi, yani yaklaşık 29,5 milyon kilometre yol kat edilmesi gerekiyor. Bu mesafe, dünyanın çevresinde tam 737 tur atmaya eş değer.
Enkaz taşıma faaliyetlerinin yaratacağı karbon emisyonu 66 bin ton olarak hesaplandı. Eğer bu yıkımın temizlenmesi için kullanılan taş kırma makineleri küçük kapasiteli olursa, ki Gazze’de çoğunlukla bunlar mevcut, sürecin 37 yıl süreceği ve bu sürede 25 bin149 ton daha CO2 salınacağı öngörülüyor. Yani bu operasyonun karbon ayak izi, 7,3 milyar cep telefonunun şarj edilmesine denk geliyor.
Araştırmanın başyazarı ve Edinburgh Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Dr. Samer Abdelnour, “İncelediğimiz süreç, iklim açısından savaşların yarattığı tahribatın sadece küçük bir parçası. Ancak mikro ölçekte dahi nasıl bir emek ve planlama gerektiğini gözler önüne seriyor” diyor. Abdelnour, aynı zamanda Filistinli bir Kanadalı olarak çalışmanın Filistinli mühendis ve şehir plancılarının yeniden inşa sürecinde kullanabileceği bir kaynak niteliğinde olduğunu da vurguluyor.
Savaşın sadece insanlara değil, gezegene de maliyeti var
Çalışma, savaşların çevresel ve iklimsel etkilerini hesaplama yönündeki küresel çabanın bir parçası. Çünkü savaşın iklim üzerindeki etkisi yalnızca kullanılan bombalarla sınırlı değil; toprakların, su kaynaklarının, gıda sistemlerinin ve ekosistemlerin uzun vadeli zarar görmesi, karbon yutaklarının yok olması, inşaat ve yeniden yapılandırma faaliyetleri gibi birçok konuyu kapsıyor.
Çalışmaya katkı sunan Oxford Üniversitesi’nden Nicholas Roy’un aktardığına göre, uydu görüntüleri, sokak videoları ve yapay zekâ destekli analizler sayesinde savaşın iklim maliyeti artık daha net hesaplanabiliyor. Bu gelişmeler, ileride savaş sonrası iklim tazminatı taleplerine bilimsel dayanak da sağlayabilecek.
Queen Mary Üniversitesi’nden Ben Neimark ise bu çalışmayı “savaş sonrası askeri enkazların uzun vadeli çevresel etkilerini gözler önüne seren çığır açıcı bir örnek” olarak tanımlıyor. Neimark’ın ekibi geçtiğimiz ay Gazze’deki yıkım, temizlik ve yeniden inşa sürecinin toplam karbon maliyetinin 31 milyon ton CO2 boyutunu aşabileceğini ortaya koymuştu. Bu, Kosta Rika ve Estonya’nın 2023 yılı boyunca toplam saldığı emisyonlardan fazla. Görünmeyeni görme zamanı…
Gazze örneği, bize savaşların yalnızca politik ve insani değil, çevresel bir suç olduğunu da hatırlatıyor. Ve belki de bu kez enkazın altından yalnızca bir toplum değil, tüm insanlık için hayati bir ders çıkacak.