JP Morgan’ın paylaştığı finansal tahmin modeline göre S&P 500 endeksinin “%96” olasılıkla önümüzdeki 6 aylık dönemde bugüne kıyasla bir yükseliş potansiyeli bulunmaktadır.
Piyasalar güne tedirgin başladı,
Hızlı bir yükselişin ardından borsa hız kesti,
Piyasalar yaklaşan seçim öncesinde oldukça gergin durumda,
Uzunca bir süredir yatay bantta hareket etmekte olan dolar kuru yönünü arıyor,
Piyasalardaki tedirgin bekleyiş sürüyor…
Buna benzer cümleleri hemen hemen her gün ekonomi kanallarındaki sunuculardan bol bol dinlemekteyiz.
Bu kadar kaotik ve belirsizliklerle dolu bir ortam içerisinde stokastik süreçler izleyen finansal piyasalardaki hareketleri doğru bir şekilde tahmin etmek ne kadar mümkün olabilir?
Finansal tahminlemelerde kullanılan modeller içerisinde büyük ölçüde ekonometrik, istatistiki, teknik analiz endikatörleri ve diğer finansal bilgi setleri harmanlanarak ihtiyaç duyulan yazılım kodlamaları gerçekleştirilmektedir. Bu tür çalışmalarda en kritik nokta, öncelikle modeller içerisinde “sezgi”nin yer alamıyor olması düşünülebilir. Esasında yapılan yazılım çalışmalarının tamamında önemli olan hadise doğru yön ve olası fiyat hareketi mometumunun zamanında yakalanabilmesidir. Modellerin doğru netice elde etmesi durumunda kullanılan yöntemlerin tartışıldığı açıkcası pek de görülmemiştir. Sosyal medya içerisinde bol miktarda veri sağlayıcı şirketlerin yazılımları üzerinde çalışan algoritmalarını paylaşan hüstadlar bulunmaktadır. Şayet altın yumurtlayan tavuğu elinde varsa onun bir başkası ile paylaşabileceğini hiç anlayamadım.
JP Morgan, yeni bir yol bulmuş
Geçtiğimiz günlerde uluslararası bir haber ajansının finans haberleri bölümü içerisinde şu yazı dikkatimi çekti. JP Morgan hisse senedi piyasasında tahmin yapmak için yeni bir yol bulmuş. Metodolojisinden elde ettiği bulgular oldukça enteresan olmakla birlikte, şirket örneğin S&P 500 endeksi için yapılan yüksek bir değerleme tahmininin gelecek olası getiri potansiyeli için kötü bir sinyalleme oluşturduğunu iddia etmektedir.
Finansal kuruluşların kullanmakta oldukları algoritmalar, finansal modeller, simülasyonlar, senaryolar gibi birçok insansız çalışan yazılımlar, gelecekteki olası finansal varlık fiyatlamalarını %100 tahmin edememektedir. Çok yakın bir dönemden örnek verecek olursak, uluslararası finansal piyasalar 2025 yılına Trump’ın 2. başkanlık döneminin getireceği yüksek gümrük tariflerinin belirsizliği ile girdikten sonra başkanın gün aşırı değişen fikirleri eşliğinde oldukça inişli çıkışlı oynak varlık fiyat hareketlerini gördü. İsrail-İran arasında süren 12 gün savaşları ile petrol fiyatlarından başlayarak değerli metaller, borsa endekslerinde riskten kaçış fiyatlaması hızla yapıldı. Yani küresel piyasalarda piyasa rejimlerindeki ani ve ters yönde yaşanan değişim hareketlerinin insansız finansal algoritmalar tarafından önceden başarı ile yakalanması kolay bir durum değildir.
Modelin arkasında 6 adet sinyal var
JP Morgan, bu hafta içerisinde hisse senedi piyasalarında tahminlemede oldukça başarılı sonuçlar ürettiğini ifade ettiği yeni modelinin arkasında çalışan 6 adet sinyali dikkate aldığını ifade etmiştir. Bunları “hacim, değer, mevcut pozisyonlar, akım, ekonomik momentum, fiyat momentumu” şeklinde özetlemektedir. Banka modelini 2022 yılından itibaren geriye dönük veri seti ile eğitmek suretiyle modelin güncel piyasa verileri üzerindeki performansını test etmektedir. Şirket piyasalarda yaşanan düşüş trendinin tahminlenmesindeki başarı durumuna daha fazla odaklandıklarını açıklamıştır. Modellerinde test edilen 3 yıllık dönem içerisinde “daima uzun/alım” yönlü pozisyonlanma tahminlerinin “%90” düzeyinde piyasa hareketleri ile başarılı biçimde gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. 6 ay ileriye dönük olarak yaptıkları “aşağı yönlü” piyasa hareketi tahminlemelerinin ise, “%76” düzeyinde başarılı bir netice verdiğini açıklamışlardır. Tahminleme çalışmalarında en kritik konu “örneklem dışı” durumlarda yaptıkları modellemelerin “%63” düzeyinde başarılı sonuçlar vermesi olmuştur.
2 ay üst üste kuvvetli gelen satın alma yöneticileri endeksi verisi (PMI), ekonomik momentumda yukarı yönde bir sinyal üretirken, hisse senedi endeks hacimlerinde yaşanan artışlar ile desteklenen bir kombinasyonun hisse senedi piyasalarında yukarı yöndeki eğilimleri desteklediği ifade edilmektedir. Piyasa katılılımcılarındaki boğa veya ayı yönde pozisyonlanma değişimleri, hisse senedi veya tahvil fonlarına yönelik olarak yüksek düzeylerde para akım hareketleri piyasalardaki yön tahminlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Diğer taraftan hisse senedi piyasasındaki momentumun tahvil piyasasına kıyasla oldukça kuvvetli bir eğilim sergilemesi de önemli bir ikaz sinyali üretmektedir. JP Morgan’ın kullandığı modelleri içerisindeki en enteresan bulgu ise “değer” üzerinedir. Daha iyi bir değerleme sonucunun elde edilmesi gelecek getirilerin daha kötü olması neticesini beraberinde getirebilmektedir. Finansal stratejistler bu anomalinin sebebinin hisse senedi değerlemelerinin 10 yıl vadeli ABD Hazine Tahvili getirilerine bağlı bir şekilde gerçekleştiriliyor olmasına bağlamaktadır. Uzun vadeli tahvil getirisinde yaşanan bir düşüş ileriye dönük ekonomik büyüme beklentisi için negatif bir sinyal üretmektedir.
Sonuç olarak JP Morgan’ın paylaştığı finansal tahmin modeline göre S&P 500 endeksinin “%96” olasılıkla önümüzdeki 6 aylık dönemde bugüne kıyasla bir yükseliş potansiyeli bulunmaktadır.