Yükseköğrenim umudu taşıyan gençlerin sayısı iki yılda yaklaşık 967 bin kişi ve yüzde 27,4 düştü. Sınava giren genç sayısı ise 2,35 milyon kişi ile başvuranlardan da az.
Her yıl önümüze gelen bu kötü karne, bir kez daha karşımıza çıktı. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları, yine aynı başarısızlıklarla dolu tabloyu ortaya koyuyor:
- Üniversite giriş sınavına bu yıl 2 milyon 560 bin kişi başvurdu. Sınavın ikinci aşaması olan Alan Yeterlilik Testi (AYT) için başvuranların sayısı 1 milyon 721 bin kişi.
- Toplam başvuru sayısında iki yıldır hızlı bir düşüş var. 2023’te 3,5 milyonun üzerinde olan toplam başvuru sayısı, 2024’te 406 bin kişi, 2025’te de 560 bin kişi azaldı. Yani yükseköğrenim umudu taşıyan gençlerin sayısı iki yılda yaklaşık 967 bin kişi ve yüzde 27,4 düştü. Sınava giren genç sayısı ise 2,35 milyon kişi ile başvuranlardan da az. Başvuruların bu kadar hızlı düşmesi, gençlerin gelecek hayallerini ve umutlarını kaybetmekte oluşlarının bir yansıması.
- Sınavdaki testlerde sorulara verilen ortalama doğru yanıt sayıları, her yıl olduğu gibi yine son derece düşük. (Tablomuzda eğitim sisteminin performansını daha iyi yansıtması açısından sınava giren lise son sınıf öğrencilerinin sonuçlarına yer verdik.) Lise son sınıf öğrencilerinde 20 test türü içinde ortalama doğru yanıt sayısının soruların yarısını geçtiği sadece 4 test var. Bunların da 3’ü yabancı dil grubunda. Yani testlerin asıl bölümünde sadece 1 tanesinde ortalama doğru yanıt sayısı soru sayısının yarısından fazla. Sınavın en basit ilk aşaması olan Temel Yeterlilik Testi’nin (TYT) bir parçası olan Türkçe testinde 40 soruya karşılık ortalama doğru yanıt sayısı 21,71 ile yarıyı kıl payı aşabilmiş.
- TYT bölümünde toplam 120 soruda ortalama doğru yanıt sayısı 42.68’de kaldı. Doğru yanıtların toplam soru sayısına oranı yüzde 35.57 düzeyinde. Üstelik sınavın yükseköğrenim açısından en kritik bölümleri olan temel matematik testinde bu oran yüzde 16.62’ye, fen bilimlerinde yüzde 23.03’e düşüyor. Sınava giren ortalama bir öğrenciye 10 üzerinden not vermeye kalksak TYT’nin tamamı için 3,5 ile zayıf, fen bilimleri ve matematik için 2 ile çok zayıf notları vermek durumundaydık.
- Sınavın üniversite eğitimi için asıl önemli ayağı olan AYT’de 160 soruya verilen ortalama doğru yanıt sayısı sadece 30,4, yani doğru yanıt oranı yüzde 19 gibi iç karartıcı bir düzeyde.
- Bir diğer önemli husus doğru yanıt sayılarının sıfıra yakın tarafta yoğunlaşması. Yani ortalamadan daha düşük doğru yanıt verenlerin sayısı daha fazla.
- İkinci önemli nokta tüm testlerde doğru yanıt sayılarının dağılımında standart sapmanın çok yüksek, çoğu kez ortalamadan bile yüksek olması. Bu eğitim sistemindeki eşitsizliğin uçurum boyutunda olduğunun bir göstergesi.
Yapay zeka çağında böyle bir karne ile bir yere ulaşmak imkansız. Bu başarısızlık, gençlerin değil eğitim sisteminin ve politikalarının başarısızlığı. Gençler ve aileleri bu sistemin sadece mağdurları.
Bu tablo sadece gençlerin hayallerini, umutlarını ve geleceğini karartmakla kalmıyor, yükseköğrenim sisteminin kalitesini aşağı çekiyor, ülkenin ve toplumun geleceğini de riske atıyor.