Bankalar takipteki kredilerin artması olasılığına karşı, tedbir olarak ayırdıkları hem özel hem genel karşılıkları artırmışlar.
Size bir tane küçük ve iyi, bir tane de büyük ve kötü haberim var. Önce iyi haberi söyleyeyim. Kredilerde son üç aydır hafif bir kıpırdanma var. Kötü haber ise şu: Bankaların kârlılığında yaklaşık iki yıldır düzenli bir düşüş var. Bunun üzerinde konuşmakta fayda var.
Bankaların kârlılığındaki düşüşün banka ortakları için kötü haber olduğunu ama iş insanlarını, hanehalkını, kamuyu pek ilgilendirmediğini düşünebilirsiniz ama öyle değil. Bankaların kârlılığındaki düşüş hepimiz için kötü haber. Öncelikle banka kârlılığına ve bundaki düşüşün nedenlerine bakalım.
Aşağıdaki grafikte Aralık 2023’ten Haziran 2025’e kadar olan dönemde, yıllıklandırılmış verilerle bankacılık sektörünün özkaynak kârlılığındaki gelişimi görüyorsunuz. Kârlılık verisi her ay için bankaların geriye doğru bir yıllık kârlarının toplanıp, aynı dönem içindeki ortalama özkaynak büyüklüğüne bölünmesiyle hesaplandı.
Bankaların Özkaynak Karlılığı (Yüzde, Aralık 2023-Haziran 2025)
Bankaların özkaynak kârlılığının Aralık 2023’ten 2025 yılının ilk aylarına kadar düzenli bir şekilde gerilediğini, daha sonra 2025 yılının ilk aylarında istikrarlı bir seyir kazandığını görüyoruz. Peki banka kârlılığının (dikkat lütfen, nominal kârın değil, kârlılığın) gerilemesinin arkasındaki sebepler ne olmuş?
İlk sebep ticari kredilerden alınan faiz gelirlerindeki artışın yavaşlaması. İncelenen dönemde faiz oranları arttığı için bu gelişme şaşırtıcı gelebilir. Fakat bu yavaşlama faiz oranlarıyla ilgili değil, kredi stokunun reel olarak küçülmesiyle ilgili. Nitekim yukarıda küçük iyi haberde belirttiğimiz gibi son aylarda kredi büyümesi hızlanınca banka kârlılığındaki düşüşün de durakladığını görüyoruz.
Kredilerin reel olarak yavaşlaması kârlılığın düşmesinde önemli. Başka? Aynı mekanizma nedeniyle kredilerden alınan ücret ve komisyon gelirleri de reel olarak düşmüş. Tek tek kredi sözleşmelerinde bu ücretler yüksek olabilir ama toplamda sözleşme sayıları (muhtemelen) azaldığı için, bu gelirler de düşüyor.
Kârlılığı düşüren diğer nedenler ise repo işlemlerine ödenen faizler ve karşılıkların hızla artışı. Yani bankalar takipteki kredilerin artması olasılığına karşı, tedbir olarak ayırdıkları hem özel hem genel karşılıkları artırmışlar.
Yukarıda sıralanan faktörlerin hepsi yavaşlayan ve riski artan bir ekonomik ortamın sonucu: Azalan kredi sayısı, düşen komisyonlar, artan karşılıklar ve tabii ki sonuç olarak düşen kârlılık.
Bir de faiz oranlarındaki değişimin bankalara doğrudan bir etkisi var. Faiz oranlarındaki artışın genel olarak bankaların kârını artıracağı düşünülür. Sonuçta bankalar aldıkları faizlerden para kazanır. Halbuki bankalar sadece faiz almaz aynı zamanda mevduatlara ve diğer kaynaklara faiz de öderler. Peki faiz oranlarının değiştiği dönemlerde bankalar bundan net olarak nasıl etkilenir? Kısa cevap faiz oranları arttığı zaman bankaların zarar ettiği, faiz oranları düştüğü zaman da ekstra kâr ettiği.
Faizlerin düşmesinden bankaların kâr etmesinin nedeni Türkiye’de mevduatların kredilerden çok daha kısa vadeli olmasıdır. Faizler düştükten hemen bir ay sonra bankalar mevduata daha az faiz ödemeye başlar ama kredilerden aldıkları faizler üç ay sonra düşmeye başlar. Faizler arttığında da bu mekanizma ters yönde çalışarak bankalara zarar ettirir. Bu husus diğer saydığımız faktörleri de kısmen etkileyen ve kârlılığı düşüren bir başka neden. Nitekim, son aylarda faiz oranlarında düşüşün başlaması banka kârlılığındaki gerilemeyi durduran nedenlerden biri ve önümüzdeki dönemde de kârlılığı pozitif etkilemeye devam edecektir.
Banka kârlılığının düşmesinin arkasındaki nedenler bunlar ama kârlılığın düşmesi neden sadece banka ortakları için değil, hepimiz için kötü haber olsun? Bankalar biraz daha az komisyon ve faiz alsa herkes için daha iyi olmaz mı? İzninizle onu da haftaya konuşalım, çünkü bu noktayı anlamak ekonomik büyümenin temel dinamiklerinden birini anlamak açısından önemli ve bu yüzden biraz kapsamlı bir sohbeti hak ediyor.