Gelen haber akışı 1 Ağustos tarihinin 9 Temmuz’dan daha olumsuz olabileceğine ciddi bir şekilde işaret ediyor.
Geçtiğimiz haftaki yazımızda Trump’ın tarifeleri ile ilgili 2, 9 Nisan ve 9 Temmuz tarihlerine vurgu yapmıştık. Son bir haftadaki gelişmeler tarife savaşında yeni bir aşamaya 1 Ağustos tarihinde evrilebileceğimize işaret ediyor. Geçen hafta tarife savaşlarında 9 Temmuz tarihi itibarıyla 2 Nisan’a göre daha, 9 Nisan’a göre daha kötü noktadayız tespitinde bulunmuştuk. Gelen haber akışı 1 Ağustos tarihinin 9 Temmuz’dan daha olumsuz olabileceğine ciddi bir şekilde işaret ediyor.
Trump’ın açıkladığı son tarifeler beklentilerin çok üzerinde
Trump önce bakır ithalatına 1 Ağustos tarihinden itibaren %50 yeni tarife gelebileceğini açıkladı. Eğer anlaşmaya varılmazsa Kanada ve Brezilya’ya sırasıyla %35 ve %50 oranında yeni tarifelerin devreye gireceğini söyledi. Geçtiğimiz cumartesi günü Avrupa Birliği ve Meksika’dan yapılan ithalata %30 tarife getirilmesi ve yine her türlü eczacılık üzerine %200’ü bulan yeni tarifelerin gelme ihtimalini açıkladı. Daha önce aralarında ülkemizin de bulunduğu birçok ülkeye % 10 olarak açıklanan tariflerin %15-20 bandına çıkabileceğini söyledi.
Rusya için düşünülen %100 tarife artışı bizi de çok ilgilendiriyor
Trump, pazartesi günü ise eğer Rusya, Ukrayna ile 50 gün içinde bir ateşkes anlaşmasına gitmez ise Rusya’ya karşı tarifelerin %100 artırılabileceğini söyledi. Hatta bunun bir adım ötesi Rusya ile ticaret yapan her ülkenin de bu %100 tarifeden payını alabileceği vurgusunu yaptı. Özellikle Rusya’ya karşı son açıkladığı tarife tehdidi ve bunun Rusya ile ticaret yapan ülkelere de yansıma ihtimali bizi de ilgilendiren önemli bir unsur. Türkiye’ye karşı tarifeleri hızlı artırabilecek, AB ile de Rusya’nın enerji ticaretinin devam ettiğini düşünecek olursak, orada da ekstra yükler getirebilecek bir tablo hem doğrudan hem dolaylı yoldan ülkemiz için çok iyi bir gelişme olmayacaktır.
Tüm bu gelişmeler bir ay öncesine göre tarife savaşlarında çok daha olumsuz bir tabloya doğru ilerlediğimize işaret ediyor. Trump’ın öncelikle elini yüksekten açıp, bunu bir pazarlık unsuru olarak kullanıp daha sonra anlaşmalarla bunu aşağıya çektiğini geçmişte çok kere izledik. Bunca olumsuz habere rağmen ABD’de hisse senedi ve bono piyasalarında henüz çok olumsuz bir fiyatlama olmamasının ana nedeni 1 Ağustos’a kadar tablonun farklı bir noktaya gidebileceğine dair piyasa beklentileri de olabilir. Ama beklendiği gibi olmaz ve söz konusu tarifeler ya da buna yakın oranlar devreye girerse küresel ekonomik büyüme için de özellikle hisse senedi piyasaları içinde çok parlak bir tablonun ortaya çıkmayacağını söylemek yanlış olmayacaktır
ABD ekonomisinin performansı Trump’ı cesaretlendiriyor görünüyor
ABD ekonomisi şu aralar oldukça iyi performans gösteriyor, işsizlik %4,1 gibi bir oranda tarihi dip seviyelerde seyrederken enflasyon % 2-2,5 bandında bulunuyor. Kiralar hariç yıllık TÜFE artışı %2’nin altına gerilemiş durumda. Sefalet endeksi olarak bilinen işsizlik ve enflasyonun toplamından hesaplanan endeks %6,6 ile tarihi ortalaması olan %9’un altında seyrediyor. Atlanta Fed’in şimdi tahmin yöntemi ile yaptığı hesaplamalara göre ikinci çeyrek büyüme oranı %2.6 ile piyasa tahminlerinin oldukça üzerinde seyretmeye devam ediyor. ABD hisse senedi piyasaları rekor seviyelerinde bulunuyor. Trump Powell’a karşı baskısını arttırıyor ve muhtemelen bir yıldan az bir süre içinde gerçekleşecek başkan değişiminden sonra faizlerin ineceğine ve büyümenin destekleneceğine inanıyor. Tüm bu gelişmeler Trump‘ın ABD ekonomisinin gidişatına ve gelecek yıl Kasım ayında yapılacak ara seçimlerden başarıyla çıkacağına dair inancını artırmış olabilir. Özellikle tarifelerin etkisiyle ABD’de bütçe gelirlerinde son dönemde ortaya çıkan artış da Trump‘ı oldukça cesaretlendiren bir gelişme görünüyor. Tüm bu nedenlerle Trump tarife savaşlarını azaltan değil hızlandıran bir yöne de evrilmiş olabilir.
Finansal piyasalar hızla yeni fiyatlamalara yönelebilir
ABD ekonomisinde beklentilerin hızla değişebildiğini, geçtiğimiz nisan ayında hisse senedi piyasalarında ve büyüme beklentilerinde gördüğümüz negatif tabloya tekrar dönebileceğini unutmamak gerekiyor. Uygulanması düşünülen tarifeler oldukça yüksek. Bu nedenle küresel büyüme rakamlarını, şirket kârlılıklarını önemli oranda olumsuz etkileme potansiyeli barındırıyor. Bu durum da hisse senedi piyasalarına olumsuz yansıyabilir. Şu anda güçlü yorumlar yapmak için oldukça erken. Önümüzdeki haftalar finansal piyasalarda psikolojinin çok oynak olabileceği ve hızla terse dönme ihtimali taşıyan süreçler olarak gibi görünüyor.