Veriler, enflasyonla mücadelede zorlu dönemeci aşmak için ekonomi politikalarında bir kurgu değişimine ve kapsamlı reform sürecine ihtiyacımız olduğunu bir kere daha gösteriyor.
Geçen hafta gelen enflasyon rakamlarında ve satınalma yöneticileri endeksinde sürpriz yok fakat risklerin arttığına dair işaretler var. Eylül-ekim ayları enflasyonun mevsimsel olarak yükseldiği aylardır. Veriler mevsimsellikten arındırma olduğunda da fiyat artış eğiliminde yükselme olduğuna işaret ediyor. Üstelik bu eğilim haziran ayından bu yana da devam ediyor.
Enflasyon eğilimi yukarı dönme sinyali veriyor
TCMB’nin aylık enflasyon değerlendirme raporundan da izlenebileceği gibi mevsimsellikten arındırılmış veriler aylık ve üç aylık bazda 2024 yılında sert düşüş gösterdikten sonra 2025 yılında yatay, son aylarda ise % 2-2,5 bandında yukarı yönlü bir eğilim izliyor.
Veriler resmi rakamlarla enflasyonun yıllık % 25-30 bandında bir noktaya oturmaya başladığına işaret ediyor. Hizmet sektörü enflasyonun bu rakamın çok üzerinde, %45 civarında olduğunu, hanehalkı enflasyon beklentilerinin yıllık %55 civarında seyrettiğini, kur politikasında artık TL’nin değerlenmesi değil, değer kaybetmemesi yönünde bir gelişme olduğunu, sanayi üretimindeki baskının enflasyona arz yönlü baskıları da artırdığını düşünecek olursak enflasyona ilişkin risklerin yukarı yönlü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Verilerin detayına bakacak olursak, TÜFE’de aylık artışın %3,23, yıllık artışın %33,29’a yükseldiğini izliyoruz. 10 aylık kümülatif TÜFE enflasyonu %25,43 oldu. Artışta en büyük etkenlerden birisi gıda sektöründe izlenen %4,62’lik aylık artış oldu. İTO’nun yayınladığı enflasyon endeksinde de TÜRK-İŞ’in yayınladığı dört kişilik bir ailenin yoksulluk ve açlık sınırını ölçen endekslerde de gıda sektöründeki artışın %3-4 bandında yüksek geldiğini izlemiştik. TÜİK verileri de bunu teyit etmiş oldu. Yıl içerisinde gıda sektörünün yarattığı stresin gerek yapısal nedenlerle gerek iklimsel faktörlerle negatif yönde sürpriz yaratmaya devam ettiğini izliyoruz. Asıl büyük artış aylık bazda %17,90 ile eğitim sektöründen geldi. Artış oranı yüksek olmasına rağmen, eğitimin endeksteki ağırlığının düşük olması artışın toplam enflasyona etkisini sadece 0,48 puanda tutmuş oldu. Eğitimin yıllık artış oranı da %66 oldu. Bunun yanında aylık %2,68 oranında artan lokanta ve otel fiyatları, aylık %2,81 oranında artan ulaştırma fiyatları hizmet sektörlerinin enflasyon üzerine ciddi baskı oluşturmaya devam ettiğini gösteriyor. Hafif de olsa yıllık enflasyonun tekrar yükselme eğiliminde olması yıl sonu enflasyon beklentilerini %29’lardan %31’lere doğru çıkarmış görünüyor. Bu durumda Merkez Bankası’nın %35-36 seviyelerine indirmesi beklenen politika faizini en fazla %37-38 bandına kadar indirebileceğini, ekim ayında da indirimlere en sert frenin gelebileceğini düşünüyoruz.
Sanayide baskı devam ediyor
Üretime yönelik verilerde açıklanan imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi hem eşik değeri olan 50’nin altında kalarak hem de gerileyerek sanayideki sorunların devam ettiğini gösterdi. Eylül ayı Satınalma Yöneticileri Endeksinde (PMI- Purchasing Managers Index) öne çıkan önemli noktalar, yeni siparişlerin durgun talep koşulları nedeniyle yavaşlaması, istihdam ve satınalma faaliyetlerinde düşüş, satış fiyatlarında ise son beş ayın en hızlı artışı oldu. İzlenen 10 ana sektörden gıda dışında tümünde PMI verilerinin negatif bölgede kalmaya devam ettiğini, sadece gıdanın pozitif tarafta kaldığını izliyoruz. Gıda sektörünün daha az esnek olan talebi bu sektörü görece negatif etkilerden korurken, en olumsuz tablonun 40,6 değerindeki PMI verisi ile tekstil sektöründe olmaya devam ettiğini izliyoruz.
Eylül ayında otomobilde satış rekoru, iç talep canlanıyor
Bununla birlikte, talep göstergelerinden otomobil satışlarında rekorlar gelmeye devam ediyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği ODMD Ocak -Eylül döneminde Otomobil ve Hafif ticari araç satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre % 10 artarak 927,000 adede ulaştığını gösteriyor. Eylül ayındaki artış %26,77 olarak 88,274 olarak gerçekleşti. Eylül ayı artışının ilk 10 ay artış ortalamasının üzerine çıkması talep de canlanmanın artarak devam ettiğini gösteriyor. Yine öncü göstergelerden konut satışlarında da benzer eğilimi son aylarda izlemeye devam ediyoruz. Özetle arz tarafında baskı artarken, talepte canlanma sinyalleri artıyor. Veriler, enflasyon ile mücadelede daha zorlu dönemece geldiğimizi, bu dönemeci aşmak için ekonomi politikalarında bir kurgu değişimine ve kapsamlı reform sürecine ihtiyacımız olduğunu bir kere daha gösteriyor.