Geçtiğimiz hafta kaleme aldığımız yazımızda, ekim ayının sona ermesi ile birlikte işlem hacimlerinde azalış, hikaye arayışı isteği ve yavaş yavaş başlayacak olan yılı tamamlama çabalarının öne çıkacağı bir süreci karşılayacağımızdan bahsetmiştik. Nitekim bu eksende genel işlem davranışlarının devam ettiği bir hafta da geride kaldı. Hem ABD’de hem de Türkiye’de bilanço sezonu devam ediyor. Dün itibarıyla Türkiye’de solo finansalların ardından konsolideler için de ek süre talep edenler dışında 3Ç sürecini tamamlamış olduk.
Kısa bir piyasa özeti ile başlayalım. Kasım’ın ilk haftasındaki işlemler, genel olarak satıcılı tarafta şekillendi. Global hisse senetlerindeki değer kayıpları %1-2 aralığında gerçekleşirken, gelişmekte olan ülkeler tarafına da durumun yansıdığını gördük. Son 1 ay içerisindeki en önemli piyasa değişimlerinden birisi, Fed’in faiz indirimlerine yeniden başlamış olmasına rağmen Amerikan dolarına gözlenen talep. Dolar endeksi 100.00 seviyesi etrafında psikolojik olarak salınım içerisinde hareket ederken, henüz üzerinde bir haftalık kapanış takip edilebilmiş değil. Öte yandan tahvil faizleri cephesi düşük seyrini muhafaza ediyor. 2y vadeli ABD tahvilinde 1 yıl sonrasının federal fonlama faizi aralığı beklentilerinin yansımaları görülüyor. Bir miktar daha aşağı yönde yer olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Zaman ve piyasa koşullarından bağımsız.
Riskli işlemler için global tarafta son 2-3 hafta içerisine giriyoruz. Yıl sonu kapanış eğilimlerini bol bol konuşacağımız, kapatılan pozisyonların FX işlemlerinde getireceği sürpriz talepler ve enteresan yatırımcı davranışları ile dolu bir süreç olacak. Merkez bankaları tarafında neyin nasıl şekilleneceği az çok belli olduğundan çok daha fazla ‘olay’ bazlı tepkiler beklemek yanlış olmaz.
Yurt içi tarafta ise para politikasına dair beklentilerin yönlendirdiği işlemler devam ediyor. Türk hisse senetleri yatırımcı talebindeki zayıflama ve alternatif getirilerin kurduğu baskı nihayetinde talep görmekten uzak, belirli bant aralıklarında ve tanımlaması güç fiyatlama tepkileri ile yoluna devam etme isteğinde. Düşüş ya da yükselişlerin mantıklı gerekçeler etrafında açıklanamadığı piyasalar herkes açısından her zaman güç olmuştur; analist, yatırımcı ve şirketler üçgeninin her temsilcisi için. Öte yandan devam eden finansallar, şirket bazlı ayrışmaları gündeme getirse de tepkilerin ya uç noktalarda abartıldığını ya da hak ettiği ölçekte gerçekleşmediğini görmeye devam ediyoruz. Beklentilerimizden çok fazla sapma söz konusu mu? Hayır; ancak, bunda hem konsensüsün oluşum süreci hem de tahmin kalitesi için çaba gösterme gibi iki kanat üzerinden düşünmek daha sağlıklı. Bununla birlikte, şu ana dek gördüğümüz rakamlarda özellikle FAVÖK iyileşmesine dair yaptığımız çıkarım, şirketlerin, operasyonel iyileşmelerinden ziyade giderleri azaltma ve en azından gidişatı bu kanal üzerinden düzeltmeye çalıştıkları.