Artan yaşam süreleri, toplumların yaşlı nüfusla nasıl baş edeceğine dair yeni araştırmaları zorunlu kılıyor. MIT’nin geliştirdiği Agnes elbisesi, kas kaybından görme bozukluğuna kadar pek çok fiziksel zorluğu deneyimleme fırsatı sunuyor.
Bir ilginç elbise
Bütün olay, bir Alman otomobil üreticisinin bir isteği ile başlamış. Alman firmanın öğrenmek istediği: Acaba yaşlı insanlar lüks bir arabada ne isteyebilir? Mühendisler, tasarımcılar ve pazarlamacılara araştırmalarını yapmaları için bir elbise dizayn edilmiş.
Bunu giyen kişi yaşlı bir kişinin hareket kısıtlamalarına sahip oluyormuş. Elbise zaman içinde daha da geliştirilmiş Elbiseye verilen isim Agnes (Age Gain Now Empathy System).
Agnes’i bir gün boyunca Wall Street Journal(WSJ) gazetesinin bir muhabiri giymiş ve yaşadığı deneyimi bir yazısında anlatmış (https://www.wsj.com/health/wellness/mit-age-simulation-suit-678afa33?st=JiCQnG).
Elbise dediğimiz şey bir tulum. Muhabire, bu tulumun içinde 6,8 kg ağırlığında bir yelek giydirmişler. Ayak ve kol bileklerine ekstra ağırlık eklemişler. Bu şekilde yaş aldıkça insanın kas kitlesindeki kayıbın etkisi yaratılmış. Tulumun beline bir kuşak konmuş. Bu kuşaktan vücudun değişik noktalarına naylon kordonlar bağlanmış. Örneğin kollara ve bacaklara bağlanan kordonlar, kolların ulaştığı mesafeyi engelliyor ve adımları küçültüyormuş. Bu kordon bağlantısı ile kişi, kambur olmadan ayakta duramıyormuş Takılan boyunluk ile boynun dönmesi kısıtlanmış. Koruma gözlükleri ile kişinin görüşünün bozulması sağlanmış. Altı köpük ile beslenmiş Crocs terliklerle kişinin dengesi kararsız hale getirilmiş. Kulağa konulan tıkaç ile kişinin duyma duygusu azaltılmış. Ellere geçirilen eldivenler ile muhabirin elleri, yaşlı birisinin el kontrol seviyesine indirgenmiş. Böylece WSJ muhabiri, 80 yaşındaki birisinin fiziksel durumuna getirilmiş.
Muhabir bu elbise üstünde bir gün geçirmiş. Restauranttan çıkarken kaldırım taşı döşenmiş sokakta dengesini kaybederek düşmüş, ama bir yerini kırmamış. Süpermarkette üst raflara erişmekte zorlanmış. Ayakları üstünde yükselmeye çalışırken bu kez dengesi bozulmuş. Aldığı malların ödemesini kendisi yapmış. Ama elindeki eldivenlerle klavyeyi istediği gibi kullanamamış. Metroda duraklar anons edilirken kulağındaki tıkaçlar yüzünden durağını kaçırmamak için ekstra dikkat harcamış. Yürümesi yavaşladığı için trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçmek için çok beklemiş.
Muhabir, bu elbiseyi giydikten sonra yaşlılara daha empatik bakmayı öğrendim diyor. Yaşlandığında kaslarının zayıflaması sonucu kaybedeceği hareketleri görünce, bu kayıpları azaltacak, kasları güçlendirecek hangi sporları yapması gerektiğini öğrenmiş.
Yaşlılık konusu ve MIT araştırması
Eskiden insanlar bu kadar uzun yaşamıyormuş. Gelişen teşhis ve tedavi sistemleri ile insan ömrü uzadı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü (United Nations Population Division) tahminlerine göre (https://www.worldometers.info/demographics/life-expectancy/#countries-ranked-by-life-expectancy) dünyada doğuşta beklenen yaşam süreleri 2025 yılında şöyle: kadınlarda 76,2 yıl; erkeklerde 70,9 yıl; kadın ve erkeklerde 73,5 yıl. Bu rakamlar Türkiye için ise şöyle: Kadınlarda 80,82 yıl; erkeklerde 74,94 yıl; kadın ve erkeklerde 77,82 yıl. Bu verilere göre Türkiye 66. sırada. Birinci sırada Hong Kong var. Hong Kong için bu rakamlar şöyle: Kadınlarda 88.39 yıl; erkeklerde 83,1 yıl; kadın ve erkeklerde 85.77 yıl. İnsan ömrü yıllar itibariyle ne kadar uzamış diye merak eden olursa şu rakamları da vereyim. Yine aynı istatistiklere göre 1950 için dünyada bu rakamlar: Kadınlar da 48,4 yıl; erkeklerde 44,5 yıl, kadın ve erkeklerde 46,4 yıl.
Gelişmiş ülkelerde doğum oranları da az ve nüfusları gittikçe yaşlanıyor. Örneğin ABD’de her altı kişiden birisi 65 yaşın üstünde imiş. Bu nedenle yaşlılık konusunda önemli araştırmalar yapılıyor. Yukarıda sözü edilen elbise Agnes, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki MIT üniversitesinin bir ürünü. Buradaki “AgeLab“te, yaşlıların ve onlara bakanların yaşamlarını kolaylaştırma yolunda araştırmalar yapıyor. Bu elbise ile tasarımcılara, mühendislere, yöneticilere yaşlıların dünyasını daha iyi anlamaları için yardımcı oluyorlarmış. Bu şekilde onlar da yaşlı kullanıcılar için daha iyi ürünler ve hizmetler dizayn ediliyormış. Araştırmaların odaklandığı kullanım alanları da şöyle imiş: toplu taşıma sistemleri, perakende alışveriş yerleri, tıbbi cihazlar ve ürün paketleme
Atelyeye giriş dersi
Ben, İTÜ’de makina mühendisliği okudum. Birinci yılın sonunda okulun atölyesinde staj yapmış, torna, freze, planya gibi talaşlı imalat ve kaynak, döküm gibi diğer imalat tekniklerini görmüştük. Staja başlamadan önce yine bir makina mühendisi olan hocamız giriş dersi vermişti. Anlatımını aşağıdaki fıkra ile sonlandırmıştı.
Bir delikanlı üstü açık Ferrari arabasıyla köy yolunda manzaranın zevkine vara vara yavaş yavaş ilerliyormuş. Derken yanından bir motosiklet hızla geçmiş. Sürücü bağırmış “Vespa’yı biliyor musun?“. Ferrari’deki genç bu meydan okumaya sessiz kalamamış. Vites değiştirip hızlanmış ve motosikleti geçmiş. Sonra “Çocukla çocuk olma“ deyip yavaşlamış. Biraz sonra Vespalı ergen yine hızla geçmiş yanından, “Vespa’yı biliyor musun?“. Bizim delikanlı istifini bozmadan yavaş yavaş sürmüş arabasını. Biraz sonraki virajda bakmış bir kaza; Vespa ağaca çıkmış, sürücüsü hendekte. Delikanlı inmiş, kaza geçirmiş ergene yardım etmiş. Sonra da dayanamamış söylenmiş: “Gördün mü delikanlı? “Vespa’yı biliyor musun?“ diye caka satmak iyi bir şey değilmiş“. Motosikletli ergen: “Ne cakası abi. Motor benim değil, ilk kez biniyorum. Vespayı bilseydin sana freni nerde diye soracaktım.“ Bizim atölye hocası şöyle tamamlamıştı sözünü “Çalıştırdığınız aleti, nasıl durduracağınızı da öğrenin“
Siyasetteki yaşlılar
Yaşlılık söz konusu olunca ister istemez insanın aklına bizim siyaset dünyası geliyor. Burası adeta bir dinazorlar parkı (Jurrastic Park). İnanmıyorsanız bu liderlerin yürüyüşlerine bakın; yukarda sözünü ettiğim WSJ muhabirinin giydiği Agnes elbisesini giymiş gibiler. Diyeceksiniz ki, “O fiziksel görünüş; beyin nasıl çalışıyor önemli“. Ama beyin de bu vücudun bir organı, o da yaşlanıyor, yavaşlıyor; vizyonları eskiyor. Üstelik bu yaşlılardan bazıları bu halde ülkenin geleceği için kararlar veriyorlar. Bu nedenle, gençlerin geleceği için endişeleniyor ve üzülüyorum. Acaba neden böyle oluyor?
Sanırım bizim siyasetçiler son nefeslerini oturdukları koltuklarda vermek istiyorlar. Hâlbuki şu gerçeği bilmeleri gerekir. Ömür uzadı diye bunun hepsini o koltuk üstünde geçirmek zorunda değiller. Belki de siyasete başlamadan önce siyasetçileri bizim atölye dersi gibi bir dersten geçirmek gerek. Hırslarını durdurmayı öğrenmeliler.
Sonuç
Ömürler uzuyor. Eğer Cahit Sıtkı bugün yaşasaydı herhalde 35 Yaş Şiiri’ne “Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder“ diye başlamazdı. Ancak yaşlanınca size bakacakların yaşamını fazla zorlaştırmamak için vücudu koyuvermemeli, fiziksel aktiviteyi bırakmamalıdır Gençlerin geleceğini karartmamak için de siyaset arenasını yaşlılara bırakmamak gerekir. Nasıl çalışma yaşamında yaş kısıtlaması varsa, aynı kısıtlar siyasiler için de getirilmelidir.
Ne dersiniz?