Sokaktaki sıradan vatandaştan; emekliden, asgari ücretliden, memurdan başlayarak, iş insanına kadar uzanan kime sorsanız ekonomik gidişat kötü diyecektir. Kendi küçük dünyasında yaşayarak soğanın cücüğünü lüks sayanlar ve tuzu kuru olanlar başka şeyler söyleyebilir, onları ayrı tutuyorum.
Ekonomik gidişatın kötü olduğu da bir dizi veriyle kendini gösteriyor zaten.
Ne enflasyon düşüyor, hele hele ne yaşam standardında bir iyileşme oluyor; ne geleceğe dönük umutlar artıyor, hatta artmak bir yana umutlar giderek yitiriliyor.
Peki şu durumda tüketicinin güveni nasıl oluyor da artmaya devam ediyor?
TÜİK ile Merkez Bankası’nın ortak çalışması olan tüketici eğilim anketinin sonuçlarından elde edilen tüketici güven endeksi üç aydır sürekli artıyor. Yalnızca üç aydır süren artış mı, tüketici güven endeksi ekim ayında, geçen yılın haziran ayından sonraki dönemin, yani tam on altı ayın en yüksek düzeyine çıktı.
Tüketici güven endeksi ekim ayında 80.6 düzeyinde oluştu ve eylüldeki 78.2’ye göre yüzde 3 arttı.
Tüketici güven endeksinin sıfır ile 200 arasında değer aldığını; 100’ün altındaki değerlerin kötümserliğe, 100’ün üstündeki değerlerin ise iyimserliğe işaret ettiğini bir kez daha hatırlatalım.
Dolayısıyla ekim ayındaki 80.6’lık düzey her ne kadar hâlâ karamsar olunduğuna işaret ediyorsa da, bir kere son on altı ayın en yüksek düzeyi oluşmuş durumda, ikinci olarak da üç aydır düzenli bir artış gözleniyor.
Tüketici güven endeksi haziranda 78.3 olarak gerçekleştikten sonra temmuzda 75.9’a indi. Daha sonra artmaya başlayan endeks ağustosta 76.4’e, eylülde 78.2’ye, son olarak da ekimde 80.6’ya çıktı.
Bu arada, “Daha ekim ayının tamamlanmasına bir hafta var, ekimin endeksi nasıl oluştu” diye merak edenler için hemen belirteyim. Tüketici güven endeksi ilgili ayın ilk iki haftasındaki saha çalışması sonuçlarından elde ediliyor.
Dört ana grubun bileşeni…
Tüketici güven endeksi dört ana grubun ortalamasını gösteriyor. Bu gruplar içinde ekim ayında eylüle göre yalnızca bir grupta çok küçük bir kötüleşme var, diğer üç grup ise iyileşme göstermiş.
Detaylara bakalım…
Mevcut dönemde hanenin maddi durum beklentisine ilişkin endeks ekimde 64.7 olmuş ve eylüle göre yalnızca yüzde 0.2 gibi bir oranda azalmış.
Diğer üç grupta ise vatandaş adeta üstündeki ölü toprağını atmış, ekonomiye güven duygusu giderek artar olmuş. Örneğin gelecek on iki aylık dönemdeki maddi durum beklentisine ilişkin endeks eylüle göre yüzde tam 6.1 artarak 82.1’e çıkmış.
Örneğin yine gelecek on iyi aylık dönemdeki ekonomik duruma ilişkin beklentiyi gösteren endeks yüzde 1.1 artarak 75.3’e yükselmiş.
Örneğin gelecek on iki aylık dönemde tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi öyle bir artmış ki endeks 100 sınırının üstüne çıkmış. Söz konusu endeks yüzde 4.1 artışla ekimde 100.1 olmuş.
Sokakta başka, ankete başka mı?
Girişte de belirttim; hangi platforma olursanız olun ve kime sorarsanız sorun alacağınız yanıt ekonomik gidişatın fena mı fena olduğu ve geçim zorluğunun her geçen gün daha da çekilmez bir hal aldığı yönünde. Üstelik geleceğe dönük güvenin de her geçen gün azaldığı belirtiliyor, bu durum zaten gözleniyor.
Peki TÜİK ve Merkez Bankası’nın ortaklaşa yürüttüğü bu ankete yanıt verenler ekonomik zorluk çekmeyen vatandaşlar mı, yoksa sokakta başka ankete yanıt verirken başka mı konuşuluyor?
Bilemem! Ama bir tuhaflık, bir çelişki olduğu da ortada…
Üstelik bir aylık endekse de bakmıyoruz ki… Artık bir eğilim oluşmuş gibi görünüyor.
Ekimle birlikte üç aydır artan bir endeks var!
Ekimde son on altı ayın en yüksek düzeyine çıkan bir endeks var!
Dedim ya, işte ortada bu yüzden tuhaf bir durum var!
Bakalım kasımda ne olacak?
Tüketici güven endeksinin ayın ilk yarısındaki saha çalışmasıyla elde edilen bir veri olduğunu belirttim. Dolayısıyla 80.6’ya yükselen endeks, ekim ayının ilk iki haftasındaki durumu yansıtıyor.
Türkiye önceki günden itibaren siyasi alanda büyük bir kafa karışıklığı yaşamaya başladı. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin çağrısı ve o süreçteki tartışmalar bakalım vatandaşın ekonomiye bakışını, ekonomiye olan güvenini nasıl etkileyecek.
Tüketici güven endeksi kasım ayında da yükselmeye devam ettiği takdirde bu durum siyaseten atılan son adımların ekonomiyi olumsuz etkilemeyeceğinin düşünüldüğü, hatta olumlu bir etkide bulunduğu şeklinde yorumlanabilir.
Ancak endekse yansıyacak şekilde ekonomik anlamda bir olumsuzluk ortaya çıkmaması, vatandaşın bu adımları onadığı anlamına tabii ki gelmez.
Ama bir de bakmışsınız, siyasetteki bu gelişmeler moralleri bozmuş, gelecek kaygıları artmış ve kasım ayındaki tüketici güven endeksi dramatik bir gerileme göstermiş. Böyle bir gelişme de sürpriz olmaz.