HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Akkuyu Nükleer A.Ş. Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Şirketleri ile İş Dünyası Dernekleriyle İlişkiler Direktörü Esra Songur, Türkiye’nin Akkuyu NGS ile sadece bir santrale sahip olmadığını, eş zamanlı olarak Türk şirketlerin deneyim kazandığını belirtti.
EKONOMİ’nin sorularını cevaplandıran Songur, Akkuyu NGS’nin tüm iç ve dış etkilere karşı dirençli bir güvenlik sistemine sahip olduğunu söyledi. Santralin 9 şiddetine kadar depreme dayanabilecek şekilde tasarlandığını kaydeden Songur, “Akkuyu NGS, seller, tsunamiler, kasırgalar ve bunların kombinasyonları gibi aşırı dış etkilere dayanabiliyor” dedi.
NGS’nin işletilmesi için kullanılacak deniz suyunun deşarjında deniz suyu sıcaklığının 0,5°C artmasının beklendiğini dile getiren Songur, “Santralin; çevreye, tarım koşullarına ve bölgenin ekosistemine olumsuz bir etkisi olmayacak. Toprağa, atmosfere ve denize zararlı emisyonlar yayılmayacak” diye konuştu.
“Ekonomi için çarpan etkisi yaratacak”
Akkuyu NGS’nin Türk ekonomisi için çarpan etkisi yaratacağını dile getiren Esra Songur, “Türkiye ayrıca, edinilen deneyim ışığında başka nükleer güç santral projelerinin hayata geçirilmesine olanak tanıyacak hazır bir nükleer enerji geliştirme yol haritasına da sahip oluyor” şeklinde konuştu.
Türk sanayi şirketlerinin sertifikasyon süreçlerinden geçerek yeni ürün türleri geliştirmesinin de önemli olduğunu bildiren Songur, “Türk düzenleyici kurumu NÜTED A.Ş. (Nükleer Teknik Destek Anonim Şirketi), Macaristan’daki Paks-2 NGS için ekipman üretiminin denetim kontrolü hizmetleri sağlamak üzere bir sözleşme imzaladı” dedi. Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşma ile en az 600 Türk uzmanın eğitilmesinin planlandığını dile getiren Esra Songur, santralin devreye girmesiyle birlikte, Mersin ekonomisine de büyük katkı sağlanacağını anlattı. Hizmetler sektörü yanı sıra üretimin de artacağını söyleyen Songur, işletme personeli sayısının 4 bini bulacağını, bölge nüfusunun ise en az 30 bin kişi artacağını dile getirdi.