Moody’s’in açıklamasında, not artışının politika değişikliği riskinin azaldığı yönündeki görüşü de yansıttığı, ancak bu riskin gelecek yıllarda da devam edeceği belirtildi.
Geçtiğimiz cuma gününün sabahında Moody’s ve günün sonunda da Fitch Ratings kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye’nin notunu açıkladı.
Bilindiği üzere kredi notu, finansal geçmişinizin ve finansal kurumlarla olan ilişkinizin Kredi Kayıt Bürosu tarafından detaylı bir şekilde analiz edilmesiyle verilen ve gelecek 12 ayda borçlarınızı ödeme olasılıklarınızı tahmin etmek için hesaplanan özel bir puandır. Bu puan; borç durumu, kredi ya da finansman kullanma yoğunluğu, kredi ödeme düzeni gibi verilerle oluşturulur ve önemli bir referans niteliği taşır.
Moody’s notu:
Moody's'ten yapılan açıklamada Türkiye'nin kredi notunun "B1"den "Ba3"e çıkarıldığı bildirildi. Not artırımının etkili politika yapımının güçlenen performansını yansıttığı belirtilen açıklamada, daha spesifik olarak da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın enflasyon baskılarını kalıcı şekilde hafifleten, ekonomik dengesizlikleri azaltan ve yerli mevduat sahipleri ile yabancı yatırımcıların Türk Lirası’na olan güvenini kademeli olarak yeniden tesis eden para politikasına bağlılığını gösterdiği ifade edildi. Açıklamada, not artışının politika değişikliği riskinin azaldığı yönündeki görüşü de yansıttığı, ancak bu riskin gelecek yıllarda da devam edeceği belirtildi.
Kredi notu görünümünün ise "pozitif"ten "durağan"a çevrildiği bildirilen açıklamada, bunun Türkiye'nin kredi profiline yönelik yukarı ve aşağı yönlü riskleri dengelediği ifade edildi.
Açıklamada, etkili politika yapma geleneğinin sürdürülmesinin, Türkiye'nin dış pozisyonundaki iyileşmeyi öngörülenden daha fazla destekleyebileceği kaydedildi. Devam eden ve planlanan yapısal reformların enerji ithalatına bağımlılığı daha da azaltacağı ve ihracatın rekabet gücünü artıracağına işaret edilen açıklamada, bu durumun ülkenin dış şoklara dayanıklılığını artırabileceği vurgulandı.
Moody's, Temmuz 2024'te Türkiye'nin kredi notunu iki kademe artırarak "B3"ten "B1"e çıkarmış, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korumuştu; ancak 24 Ocak değerlendirme tarihinde Türkiye’nin kredi notuyla ilgili bir karar almamıştı.
Fitch Rating notu:
Fitch Rating ise, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmesinde herhangi bir değişikliğe gitmedi; Türkiye’nin notunu BB- seviyesinde teyit ederken kredi notu görünümünü ise “durağan” olarak korudu.
Bilindiği üzere; hem Ba3 ve hem de BB- notları, genellikle spekülatif nitelikte kabul edilen borçlanma araçlarına verilen uzun vadeli tahvil faiz oranıdır. Ba3, Moody's kredi derecelendirme kuruluşu tarafından ve BB- notu ise Standard & Poor's ve Fitch Rating tarafından verilen paralel nottur.
Şimşek'in değerlendirmesi ne oldu?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek elbette bu gelişmeyi bir başarı olarak tanımlayarak sosyal medya hesabından şunları söyledi:
"Ekonomimiz yurt içi ve yurt dışı belirsizliklerin ve zorlukların yaşandığı dönemi aşarak tekrar olumlu bir döngüye girdi. Bu not artışı, süreci başarıyla yönettiğimizi ve ekonomimizin dayanıklılığını teyit ediyor.
Enflasyonu kalıcı olarak düşürmeye, cari açığı sürdürülebilir seviyede tutmaya ve deprem harcamaları hariç bütçe disiplinini güçlendirmeye kararlıyız.
Programımızın kazanımlarını, yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere sanayide yapısal dönüşümü sağlayacak reformlarla kalıcı hale getireceğiz. Sabır ve kararlılıkla programımızı uygulamayı sürdürdükçe, risk primimiz daha da düşecek, finansmana erişimimiz artacak ve yeni not artışları gelecektir".
Bu gelişmeyi nasıl yorumlamalı?
Yorumumuzu birkaç başlık altında özetleyebiliriz.
- Her şeyden önce uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili notlarının genelde düşük belirlendiğini söylemeliyiz.
- Bu kuruluşların verdiği notların uluslararası finans çevrelerinde önem taşıdığını teyit etmeliyiz.
- Ne yazık ki uzun yıllardan beri ülkemizin kredi puanının riskli ve spekülatif alanda demir attığını unutmamalıyız.
- Frensiz borçlanma yolunu seçen ve Türkiye’yi orta ve uzun vadede çok ciddi faiz yükü altına sokan Mehmet Şimşek için bu yolun daha da yoğun şekilde kullanılacağı riskine dikkat çekmeliyiz.
- Devletlerin iflasının, şirketler veya firmalar gibi olmadığını ve çok daha ciddi siyasi sonuçlar yarattığını unutmamalıyız.
- Kaldı ki bu kadar yüksek boyutta borçlanmanın hangi kalkınma hamlemizde kullanıldığını da bilmeliyiz.
Unutmayalım, “borç yiyen kesesinden yer”.