Sadece bizim otomotiv pazarımızda değil, son yıllarda Güney Asya hatta Avrupa pazarlarında bile dikkat çeken başarı hikayelerinden biri, SAIC’in batmak üzereyken İngilizlerden Rover ile birlikte satın aldığı MG markasına ait. Dört yıl önce yalnızca elektrikli ZS EV modeliyle yollarımıza Çin üretimi olarak geri dönen marka, bugün benzinli ve elektrikli ürün gamıyla Türkiye’de 40 bin adede ulaşan bir satış başarısına imza attı. Şimdi ise D-segmenti MG7 modeli ile direksiyonunu ekonomik seçeneklerden premium seviyeye çeviriyor ve yolculuğunda önemli bir kilometre taşını geçiyor.
MG7’nin Avrupa’dan önce ilk çıkışının Türkiye’de yapılması, Türkiye’nin Çinli otomotiv devi SaC açısından yalnızca bir pazar değil, aynı zamanda stratejik bir sıçrama tahtası olarak konumlandığını gösteriyor. Doğan Trend Otomotiv CEO’su Kağan Dağtekin ve Genel Müdür Yardımcısı Uğur Sakarya’nın aktardığına göre, Türkiye pazarındaki büyüme rakamları bu stratejiyi destekler nitelikte… Yalnızca son iki yılda satışlar 10 kat artarken, Ekstra vergiler ve Çinlileri durdurma şartnamelerine rağmen 2024’te 17 bin adetleri geçmiş. Bu da, Türkiye’yi Avrupa’da en çok MG satılan altıncı ülke konumuna getirmiş.
MG7, 2,5 milyon TL’lik başlangıç fiyatıyla Orta Sınıf Alman ve Fransız sedanlarına alternatif olarak sunulurken, Japon ve Güney Koreli D-sedan’ların eksilmeye yüz tuttuğu bir grupta pozisyonlanıyor. Çerçevesiz kapılardan aktif arka spoilere kadar birçok sportif tasarım detaylarına asıl yakışacak iddialı 2.0 litrelik güçlü versiyonu yerine 170 HP 275 Nm 1.5 litrelik turbo benzinli küçük motoruyla verimlilik ve performans dengesi hedefini Türk tüketicisine sevdirmek isteyecek.
Peki, başlangıçta yalnızca Türkiye için planlanmış olan bu araç Avrupa’ya da satılacak mı?.. Burada yapılan homologasyon yatırımı, modelin otomatik olarak Avrupa’ya da girebilmesini sağlıyor. Bu mühendislik ve uygunluk uğraşıları, sadece iç pazara değil, Avrupa’ya da değer yaratan bir stratejiyi ortaya çıkarmış…
Çin’den gelen Türkiye yatırımı olmayan araçlara uygulanan minimum %160’lık yüksek vergilere rağmen; MG7’nin makul fiyatla sunulması yönünde üretici SAIC ve distribütör Doğan Trend, bayilerin canlanması için kar beklentisinden feragat etmişler. SAIC’in “maliyetine” araç gönderdiği Türkiye operasyonu için kısa vadede kardan çok sürdürülebilirlik odaklı bir bakış açısıyla hareket ettiği anlaşılıyor.
Türkiye’nin MG için Avrupa’yla Çin arasında bir geçiş üssü olarak değerlendirilmesi, üretim yatırımlarına dair soruları da akla getiriyordu. Avrupa Komisyonu’nun batarya menşei ve tedarik zincirine ilişkin yeni stratejileri nedeniyle Çinli markaların Avrupa’ya yönelik adımlarını dikkatle attıklarını görmeye başlarken; Mısır’daki SAIC tesisleri örneğindeki gibi Türkiye’de de olası bir üretim yatırımının ancak yerli ortaklık modeliyle planlanabileceği konuşuluyor. Türkiye’nin üretim için hala güçlü bir aday olduğu gösterilse de; teşvik ortaya çıkmadan fiyatların düşeceğine dair aşırı iyimser beklentilere kapılmamak gerektiği ise ayrıca açıklanıyor.
MG’nin Türkiye’deki hikayesi, Çinli bir markanın Avrupa hedeflerine giden yolda elektrikliler kadar içten yanmalıların halen büyük talep gördüğü Türkiye’nin nasıl bir köprü olarak değerlendirilebileceği konusunda ilginç bir örnek. MG7 ile somutlaşan bu hibrit strateji, Türkiye otomotiv pazarına yatırım konusunda bekleyenler için sadece yeni bir araç modelinin değil, dönüşüm sürecindeki pazarlarda etkin büyüme için önemli bir kaldıraç olabilecek yeni bir iş modelinin de habercisi olabilir.