İnsanlar 2025’te verilerle konuşmaya başlamıştı; 2026’da ise bu etkileşim çok daha anlamlı ve karar odaklı olacak. 2026’da teknoloji ve pazarlamada odak, mobil öncelikli değil çoklu platform deneyimi ve karar odaklı veri içgörüleri olacak; veriyi anlamlandırabilen işletmeler öne çıkacak.
Son günlerde o kadar çok toplantıda o kadar fazla konuyu takip ettim ki, yakında bir detoksa girmem gerektiğini düşünüyorum. Ya da düşünüyordum, diyeyim. Artık sorunun aldığım bilgileri hızla aktarmadaki eksiklikten kaynaklandığını düşünüyorum. Bundan kaynaklanan bir şişme var.
İnsanların şişmanlaması ya da şişmesi çok yemekten değil, yediklerinden alması gereken enerji ihtiyacından fazla olduğunda bunu depolaması nedeniyle yaşanan bir durum oluyor. Stres bu depolamayı şiddetlendiriyor; hareketsizlik de. Bunu aşmak gerekiyor. Bu sadece benim için değil, herkes için bir zorunluluk.
HPE’nin Discover etkinliği için Barcelona’ya gelirken havaalanında fon yöneticisi bir arkadaşımla karşılaştım. Bizim kuşak, sürekli çalışıp emeğiyle kazandırdığıyla ihtiyaçlarını karşılayarak yaşayacak şekilde programlanmıştı. Böyle yaşayan insanlar olarak garip bir durumla karşı karşıyayız. 2000’lerin başında borsanın cazip bir yatırım platformu olduğunu anlatmaya çalışırken “1 dolar 1 lira olur mu?” haberleri yapılıyordu. Bugün delikanlı olan varsa borsa endekslerini dolar sent cinsinden grafiğe döksün diyeceğim ama anlatmak istediğim bu değil. Bu şekilde yaşayan insanlar olarak paramızı bankada tutarken Türk Lirası cinsinden birikimlerimizin dolar cinsinden 42’de birine indiğini gördük. Bu, faizin haram mı helal mi olduğu tartışmasından bağımsız olarak ve bu tartışmayı anlamsız kılarak hiçbir faiz oranı ile kolay kolay yerine konulamayacak bir kaybı ortaya koyuyor.
Ancak anlatmak istediğim bu da değil. Oluşan bu dünyada, bu şekilde yaşamaya çalışanlar, kaynaklarını çocuklarının iyi bir eğitim alması ve iyi bir işe girmesi gibi konularda çözüm üretmek için harcıyorlar ve oluşan bu yeni normalde bunu başarmaları çok kolay değil. Benzer konularla ilgilenmesi gereken arkadaşım, “Öyle birikimi falan olmayan, kıt kanaat geçinen arkadaşlar vardı. Onların böyle kaygıları yok. Hâlâ aynı şekilde çalışıyorlar ve yaşıyorlar” dedi. Bunu fon yöneten birinden duymak şaşırtıcı olsa da kısa ve açıklayıcı bir anlatım oldu.
Bir diğer arkadaşım geçenlerde bir dönemin Dış Ticaret Ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ile olan bir anısını anlattı. Sektör temsilcileri olarak bakan beyi ziyaret edip dertlerini uzun uzun anlatmışlar. Tüzmen, bir yere kadar dinledikten sonra “Sizin sermaye sorununuz yok, işletme sermayesi sorununuz var.” demiş ve bu yönüyle üretilen çözüm mesafe kat etmeyi kolaylaştırmış.
Sorunları bu şekilde tespit edememek çözümlere ulaşamadan aynı hikâyenin içinde dönüp durmaya neden oluyor. Ege Cansen, Rüşdü Saracoğlu’nun vefatının ardından yazdığı yazıda, ülkelerin kalkınması için paranın artması gerektiğine ancak FIAT para ya da diğer adıyla itibari para ile bunu yapmaya çalışmanın para bollaşırken değerinin düşmesine neden olduğunu kaydetti. İnternette bulup okuyun, ben aktarmayacağım. Söylemek istediğim şu: ihtiyaçları karşılamak için kaynaklarınızı kullanıp artanı yatırıma dönüştürün. Bu saf kapitalizmde geçerli olan bir yaklaşım olsa da, insanların egzersiz yaparak yağlarını yakıp kas yapılarını geliştirmeleri de benzer bir akış oluşturur. Bunun için zaman ayırıp ya spor salonuna gitmek ya da bulunulan noktada bunu yapmak gerekir. Önemli denklem burada karşımıza çıkıyor: politika belirlerken nelere öncelik vereceğiz?
Bütün bunlara değinmemin nedeni, “Adjust CEO’su Andrey Kazakov’tan 2026 Öngörüleri” başlıklı bir bültenle karşılaşmam. 2026 yaklaşırken buna benzer çok sayıda açıklama gelecek ve herkes başlığında sayı olan haberler yapacak: “2026’da sizi şaşırtacak 10 teknoloji” ya da “2026’da en hızlı büyüyecek yedi sektör” gibi.
Ancak Kazakov’un beklentileri bülteni fıkra gibiydi: sadece iki madde vardı. Öyle ki, bu özet mi diye ekteki dokümanı açtım. Hayır, bu kadardı. Sadece birinci ve ikinci maddeler vardı. Bu nedenle bu bülteni aktarmak istiyorum.
“Adjust CEO’su Andrey Kazakov’tan 2026 Öngörüleri: Çoklu Platform Deneyim ve Karar Odaklı Analitik Dönemi”
Adjust CEO’su Andrey Kazakov, 2026 yılında tüketici odaklı işletmelerin ve pazarlama ekiplerinin odaklanacağı iki kritik trendi paylaştı: çoklu platform yolculuk analitiği ve karar almaya hazır veri içgörüleri;
1. Mobil öncelikli dönem yerini çoklu platform stratejisine bırakıyor
2026’da ve hatta şimdiden, en başarılı tüketici odaklı işletmeler “mobil öncelikli” değil, baştan çoklu platform düşünülerek tasarlanmış ürünler sunacak. Bu, ürünlerin masaüstü web, mobil web ve uygulamalar arasında kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde keşfedilip deneyimlenebilmesi anlamına geliyor. Kullanıcı yolculuğu; ilk temas, başlangıç süreci (onboarding), işlev keşfi ve temel kullanım aşamaları, cihaz veya platform fark etmeksizin tek bir sürekli deneyim olarak organize edilecek.
Bu dönüşüm, kullanıcıyı cihazlar ve platformlar arasında tam anlamıyla takip edebilecek gelişmiş analiz ve ölçümleme araçları için hem büyük bir fırsat hem de bir zorunluluk yaratıyor. İşte bu yüzden pazarlamacılar, tüm kullanıcı edinimi (UA) çalışmalarını tek bir anlaşılır performans görünümünde birleştirebilen araçlara ihtiyaç duyuyor.
Gelir elde etme süreçleri uygulama mağazaları, web mağazaları ve hibrit ödeme akışları arasında yayılacak; işletmeler işlemleri her noktada takip edip optimize edebilecek. Uygulama ve web verilerini bütünleşik bir müşteri görünümünde birleştiren ekipler ve araçlar, ayrı veri silolarına dayalı yaklaşımların önüne geçecek.
Kısacası mobil analitik, kullanıcıların keşif, etkileşim ve gelir yolculuklarını her platformda birleştiren çoklu platform yolculuk analitiğine evrilecek.
2. Panolardan karar odaklı içgörülere
2026’da pazarlama ekiplerinin önceliği, veri analistlerini yalnızca daha fazla gösterge tablosuyla değil, karar almaya hazır içgörülerle gerçekten güçlendirmek olacak. Bugün hâlâ birçok büyüme kararı sezgi ve hislere dayanıyor; oysa ölçüm sistemleri kullanıcıların dönüşüm hunileri boyunca hareketlerini, yeni sürümlerin performansa etkisini ve kanalların gerçek karşılaştırmasını açıkça gösterebiliyor.
Esas kilidi açan gelişme, yolculuk boyunca neyin önemli olduğunu tanımlayarak bağlam sorununu çözmek olacak: hedef kitle kalitesi, değer sinyalleri ve uzun vadeli etkiyi öngören davranışsal kalıplar. Bu süreç, kapsamlı bir sözlük oluşturmayı ve farklı sistemlerden verileri dahil etmeyi gerektiriyor. Bağlam yapılandırıldığında ve kullanıcı ile olaylara bağlandığında, çok daha fazla karar otomatikleştirilebilecek ve veri temelli karar almanın önündeki engel kalkacak.
Üstelik, veri üzerinde oluşturulan bu zengin ve net katman sayesinde, büyük dil modelleri (LLM’ler) pazarlama için gerçek anlamda güçlü hâle gelecek; artık yalnızca ham tıklamalar ve kurulumlar yerine, tam ve anlamlı bir resim üzerinde akıl yürütebilecekler.
İnsanlar 2025’te verilerle konuşmaya başlamıştı; 2026’da ise bu etkileşim çok daha anlamlı ve karar odaklı olacak.”
Şaşırtıcı gelebilir ama bizim de Barcelona’daki toplantıların öncesindeki brifingde karşımıza çıkan temel mesaj, HPE’nin bir platform olduğuydu. Burada biraz durup düşünmek gerektiğine inanıyorum. Ne olduğunu anlayıp devam edeceğim. Bu devam, agentic AI’a daha şiddetli bir vurgu içerecek.