“Sol toplumsal bir olgu olarak nedir?” sorusuna en basit teori çerçevesinde cevap vermek -maalesef- gereklidir. İnsanlar bu terimlerle düşünmedikleri için bu şart. İlk iskelet çerçeve şudur: Kolektif eyleme “rasyonalitenin dar teorisi” açısından bir bakılır ama daha geniş ve daha geliştirilmiş çerçevelerin varlığı bilinerek bakılır. Bu zorunlu bir ilk adımdır: (a) İnsanların rasyonelliği değerleri/inançları ve tercihleri/davranışlarına görecelidir ve bu öncüllere dayalı amaçlarına ulaşma açısından enstrümantal bir rasyonalite gereklidir. (b) İnsanlar «egoisttir»; elbette ne demek olduğu açıklanacak. (c) İnsanların bu kutuya yerleştikten sonraki davranışlarını etkileyecek teşvikler sınırlıdır ve bunlar «seçilmiş teşviklerdir». Dar teoriye göre Harsanyi tanımı ilk elde geçerlidir: İnsanlar egoisttir demek (i) maddi özendiricileri ve motifleri vardır (b) sosyal açıdan kabul görme amaçları vardır (c) her ikisi demektir. Bu aşamada tercihler birbirine bağlı değildir –egoist bu demek. Sizin refahınızla ilgili hiçbir şey benim fayda fonksiyonumda yer almaz. Böylece iskelet bir kavram/alet kutusu kurguladık.
Bu insanların ortak bir eylem akışı içinde olmaları için bir “komünote” oluşturmaları gerektirdiği tezi bu ilk kutuyu takip eder. Komünote nedir? (i) Üyeler aynı değer/inançlara sahiptir. (ii) Üyeler arası ilişkiler doğrudan ve çok yönlüdür –hayatın her alanına ilişkin gibi. (iii) Üyeler genel ve dengeli bir karşılıklılık ve bakışımlılık içindedir. Bu, Michael Taylor’un tanımı oluyor. Komünote «zayıf» veya «güçlü» olabilir; bağlar güçlüyken zamanla zayıflayabilir vs. Hiçbir güçlü kolektif eylem, elbette devrimler dâhil, zayıf bir komünoteyle ortaya çıkmaz. Hiçbir güçlü kolektif eylem «kendiliğinden» veya «ani» değildir. Daha önce defalarca birlikte pratik yapmış komünotelerin alışkanlıklarına şartlıdır. Komünoteler dar (küçük) ve kapalı iseler, güçleri bu alışkanlığı daha geniş komünotelerin içinde pratikleştirmiş olmalarıyla doğru orantılıdır. Leninist örgüt tezi küçük ve “güçlü” komünote argümanının limit versiyonudur.
Mesela, rahmetli bir büyük hocamızın 40 sene önce “sharecropping” ile ilgili söylediğini hatırlatayım: “Anadolu’da 1000 yıldır cenazenin nasıl kaldırılacağı bellidir.” Sharecropping de böyledir: Kimse ne yapacağını şaşırmaz yani. Bu da yetmeyebilir; «siyasi girişimci» denen türün sürekli devrede olup, komünoteyle içinde yer aldığı daha geniş komünoteler arasındaki bağları güçlendirmesi gerekecektir. Çünkü sol, hangi türü olursa olsun, toplumsal açıdan bir komünotedir. Bu yoksa sol kolektif eylem açısından mevcut değildir. Burada Çin devrimiyle ilgili köylü siyasi girişimciler tezi hatırlanmalıdır.
Lakin Türkiye’de sol son derece “zayıf” bir komünotedir. Oynanan oyunun, örneğin Mahkûmların Dilemması süper oyun sürümü, evrimci oyunlar, herhangi bir dinamik oyun vb. zamanla daha da seyrelttiği ve zayıflattığı bir komünotedir. Tek tek veya toplu halde bu böyledir. Komünote derken, on beş günde bir kafede, sinemada, kitap fuarında karşılaşınca açığa çıkan «duygudaşlığın» kastedilemeyeceği açık olmalı. Seyrelmektedir çünkü katılım başkalarının da katılacağı, büyüme olacağı beklentisine şartlıdır. Büyüme değil küçülme yaşanıyorsa beklenti de oluşmaz.
Katılımın kendisi dar rasyonaliteye uygun olmak zorunda değildir. Ama katılım sonrası, komünote dinamiği her komünotenin ortak yasallıklarına uyar. O açıdan solun diğer ideolojilere göre özelliği, onlardan farkı yoktur. Analitik olarak tüm toplumsal hareketler eş yapıdadır. Böyle başlanır, analiz daha geniş temalara ve oyunlara doğru genişletilir. Rasyonalite hipotezi de derinleştirilir ve çeşitlendirilir. Fakat bu yapıldıkça, modeller karmaşıklaştıkça, iş daha kolaylaşmaz. Tersine zorlaşır. Örneğin ilk elde düşünülebilen küçük ve kültürel açıdan homojen toplum gerekir tezi de sorgulanabilir. Esasen ilk komünler bu mantıkla kurulmuşlardı. 1970’lerde Londra’da Thames’in güneyinde, mesela Pimlico’da oluşturulan küçük komünler de bu mantığa uygundu. Hiçbiri yürümedi. Analitik açıdan eş yapıda dedim: Mesela cumhuriyetçilik. James Madison ABD kolonileri fazla kalabalık –dolayısıyla cumhuriyet (demokrasi) deneyine uygun değil- tezine karşı belki de bu bir avantajdır çünkü 13 koloninin taleplerinin ortalamasına yakınsanır –erken dönem merkezdeki seçmen teoremi- demişti. Ne çok küçük ne çok kalabalık bir komünoteden bahsediyoruz çünkü 1790 Amerika’sında 3,3 milyon beyaz ve 700 bin siyah vardı. Bu bile kalabalık bulunuyordu ama o zaman Pimlico’da hepsi 1968’den devredilen insanların kurduğu 20 kişilik homojen komünlerin işlememesini nasıl açıklayalım? Ya da şöyle: Günümüzde milliyetçilik ve din gibi aşikâr faktörlerin dışında komünote oluşturacak, insanları mıknatıs gibi çekecek, kolektif aksiyon problemini çözecek –oyun teorisi açısından teknik olarak çözecek- ne var?